Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Üniversiteler önümüzdeki haftadan itibaren bir bir açılıyor. Bir milyonu aşkın öğrenci ders başı yapacak. İlk ve orta dereceli okullar gibi onlar da sorun yumağı içerisinde. Kocaeli, Sakarya, İstanbul, Bolu gibi depremden birinci derecede zarar gören üniversiteler bir yana diğer üniversiteler de acil sorunlarını çözebilmiş değiller. Rektörlerin en büyük sıkıntısı kaynak. Öğrencilerinki ise barınma ve burs. Rektörler, öyle ya da böyle sistemin çarkını döndürebiliyor. Ama olaya öğrenci cephesinden baktığınızda durum hiç de parlak değil.
Eğer arkanızda sırtınızı dayayabileceğiniz varlıklı bir aileniz ya da bir tarikat yoksa üniversiteli olmak çok zor. Devlet, Kızılay örneğinde olduğu gibi en ihtiyaç duydukları anlarda bile maalesef öğrencinin yanında değil. Ama İslami örgütler her an, her yer de kendi davalarına hizmet edecek insanların yanıbaşındalar. Bir bakıyorsunuz deprem bölgesinde, bir bakıyorsunuz üniversite önlerindeler...
Üniversiteye girişte uygulanan yeni sistem nedeniyle tüm meslek lisesi mezunları gibi imam hatip lisesi mezunları da yüksek puan da alsa açıkta kaldılar. Yüzlerce meslek odası varken bunlardan hiçbiri meslek lisesi muzunlarına sahip çıkmadı. Ama İslami kuruluşlar, "haydi imam hatiplileri özel üniversitelere sokalım" kampanyası başlattılar. Şimdi topladıkları yardımlarla, parayı bastıranın girdiği özel vakıf üniversitelerine girip doktor, mühendis, hakim olacaklar ve Türkiye'yi 28 Şubat sürecine getiren davalarına hizmet edecekler. Bu arada Gürüz de koltuğunda mışıl mışıl uyusun. Güya meslek liselerini, meslek okullarına yöneltecekti. Ancak bu durumun imam hatipler için geçerli olmadığını gördü. Dahası bu ortamı kendisi hazırladı. Olan da gariban öğrencilere oldu...
Esin Demirbilek geçen yıl İstanbul Atatürk Fen Lisesi'nden mezun oldu. ÖSS'de 63'üncü oldu. Anlı şanlı bir devlet üniversitesinin "ÖSS'de ilk 500'e girenlere yurt ve burs veriyoruz" çağrısına uyarak bu üniversitenin Endüstri Mühendisliği'ne girdi. Aradan bir yıl geçmesine karşın ne burs alabildi, ne de söz verildiği gibi barınma olanağı sağlandı. Öğretmen olan anne babası Kırklareli'de. Geçen yılı akrabalarının yanında geçirdi. Bu yıl da, güya öğretmen çocuklarına öncelik tanıyan Yurt - Kur'dan olumlu cevap gelmeyince ortada kaldı. Çaresizlikten tekrar rektörlüğe gidip, verilen sözü hatırlattı. Bir dayak yemediği kaldı. Esin şimdi çaresiz. "Vaat veren çok, yerine getiren yok" diyor. Oysa yıllardır peşinde olan tarikatlara bir evet dese bütün kapılar kendisine açılacak. Ama "asla onların tuzağına düşmem" diyor...
Bu ülkede başarılı ve onurlu gençlerin elinden hala kimse tutmayacak mı? Peki devletten umudu kestik, ya çağdaşlığı savunan sivil toplum örgütleri nerede? Sesininizi duyurun da sizleri tanısınlar.



Yazara E-Posta: a.guclu@milliyet.com.tr