Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Abbas GÜÇLÜ

GENÇLİĞİ, yıllardır bütün ideolojiler tepe tepe kullanıyor. Sol, sağ, PKK, tarikatlar derken şimdi de radikal İslamcılar...
Sol gruplar hep ya mezara, ya da hapse gitti. Dışarda kalanlar da polis coplarından gözünü açamadı. Militan sağcılar ise, özellikle emniyet ve eğitim kadrolarını ele geçirdi. İçlerinde çek - senet mafyasına yönelenler, Susurluk çetesine katılanlar da olmadı değil. Zamanla, devlet içinde devlet oldular.
PKK da gençlere, önce insan olarak değil ideolojik olarak yaklaştığı için militanlarının akıbeti, hep ya mezar ya hapishane ya da dağlar oldu.
İçlerinde en akıllı tarikatlar çıktı. Hem fazlasıyla din sömürüsü yaparak gölgede kalmayı başardılar, hem de devleti ve sivil odakları "ılımlı İslam" kandırmacasıyla uyuttular. Bu arada militan sağcılar gibi öğretmen, polis, şef, müdür gibi alt kademe yöneticilikler yerine vali, hakim, rektör, milletvekili, bakan, siyasi parti liderleri ve yazar çizerlere yöneldiler. Görüntüye bakılırsa başarılı da oldular. Hem sermaye edindiler, hem de nüfuz...
Gençliğin son istismarcıları ise radikal İslamcılar oldu. Daha çocuk yaşta beyinlerinin içine girip, musum dini duyguların ötesinde gençleri militanlaştırdılar. Öyle bir noktaya getirdiler ki, istismar edilmemiş kutsal din duyguları gibi hiçbir şekilde tartışma konusu olmaması gereken bayrak ve İstiklal Marşı'nı reddettiler...
Türk gençliği bu kadar aptal mı ki, her dönemde birileri çıkıp onu kullanıyor? Daha da önemlisi, Türk gençliği demek, sokaktaki üç - beş bin kişi mi? Kesinlikle hayır.
Türkiye'de çok güzel gelişmeler de oluyor. Örneğin şu anda üç farklı yerde, üç farklı öğrenci grubu, çok önemli etkinlikler gerçekleştiriyor. AISEC Türkiye, Bursa'da 45 ülkeden gelen iktisat ve işletme öğrencilerine ev sahipliği yapıyor. Marmara Üniversitesi İşletme Kulübü de yine başka bir uluslararası öğrenci organizasyonunu gerçekleştiriyor. İTÜ'deki Endüstri Mühendisliği Öğrenci Sempozyumu'na ise Türkiye'nin dört bir yanından öğrenciler katılıyor. Ortak amaç: Genç beyinlerin daha da gelişmesini sağlamak. Ama onlar, sokağa dökülmedikleri için seslerini ne medyaya ne de Ankara'dakilere duyurabiliyorlar. Halbu ki Türkiye'yi 2000'li yıllara taşıyacak onlar...
Öğrencinin siyasi görüşü, savunduğu ideolojisi, farklı dünya görüşleri olamaz mı? Elbette olmalı. En zıt kutuplardaki öğrenciler el ele verip ortak tavırda bulunamazlar mı? Elbette bulunurlar?
Ama öncelikli istemleri, her şeyden önce asli görevleri olan öğrencilik ve daha iyi eğitim için olmalı. Devleti yönetmeye, ideoloji üretmeye de elbette sıra gelecek. Ama önce öğrenciliğin hakkının verilmesi gerekir. Allahaşkına, siz hiç sokağa dökülüp "daha iyi eğitim istiyoruz" diyen bir öğreci grubu gördünüz mü?..


Yazara EmailA.Guclu@milliyet.com.tr