HAKAMET kurma çalışmalarında ibrenin tekrar Ecevit'e dönmesi, eğitim adına sevindirici bir gelişme. Hiç olmazsa yeni bir sil baştan şoku yaşanmayacak.
Uluğbay, büyük bir ihtimalle yeniden Milli Eğitim Bakanlığı'na atanacak. Acemilik dönemini de atlattığı için kısa sürede çok işler başarabilecek. Örneğin, mesleki eğitime yönelik 16. Milli Eğitim Şurası'nı gerçekleştirebilecek, "Her okula en az bir bilgisayar" ihalelerini sonuçlandırabilecek, okul yapımını hızlandırabilecek, öğretmenlerin özlük haklarına ilişkin yeni düzenlemeleri daha sağlıklı bir şekilde değerlendirebilecektir.
Kadrolaşma konusunda da taşlar büyük ölçüde yerli yerine oturduğu için o gitti, öbürü geldi kargaşası yaşanmayacaktır.
Ama her şeye rağmen Uluğbay'ın şimdiden oturup bir durum değerlendirmesi yapmasında sonsuz yarar var. Eğitimde, bir koltuğun ikinci kez aynı isme gelmesi, hele hele peş peşe aynı koltuğa oturması çok nadiren görülen bir durum. Daha önce Hasan Ali Yücel ve birkaç isim daha ikinci kez Milli Eğitim Bakanlığı'na atandı. Yücel'in, Milli Eğitim bakanları arasında tartışmasız ilk isim olarak akla gelmesinin en önemli nedeni peş peşe birkaç kez bakanlık koltuğuna oturması ve zamanı çok iyi değerlendirmesidir.
Bu çerçeveden bakıldığında, hem Uluğbay açısından, hem de eğitim açısından 2. Uluğbay Dönemi ele geçirilmesi güç bir fırsattır. Eminim en iyi şekilde değerlendirilecektir.
Ancak bu arada Uluğbay'ın da oturup geçmişe yönelik bir muhasebe yapmasında sonsuz yarar var.
Örneğin artık kesinlikle zaman kaybetmemelidir. Bakanlığının ilk aylarında aylarca odasına kapanmış, kimseyle görüşmemişti. Konunun yabancısı olduğu için, belki kendi içinde haklı olabilirdi. Ama teşkilat bir an önce bakanını tanımak ve sorunlara çözüm üretilsin istiyordu. Gecikmeler başlangıçta çok sorun yarattı, ama arkadan gelen 8 yıllık kesintisiz eğitim mücadelesi hem bakana, hem bakanlığa büyük prestij kazandırdı.
Uluğbay son aylarda artık koltuğuna ısınmıştı. Eğitim konularını biliyor, teşkilatı tanıyor, uzun vadeli projeleri de gündeme getirebiliyordu. Gitmesiyle pek çok iş yarım kalacaktı. Tıpkı, önceki bakanlarda olduğu gibi. Onlar da tam iş yapacakları dönemde koltuklarına veda ettikleri için gözleri arkada kalmıştı.
Yasal kesintilerle kaynak sorununu önemli ölçüde çözen Milli Eğitim, umarız siyasi tabloda yeni bir değişikliğe daha gebe kalmadan, kazandığığı ivmeyi devam ettirir.
Uluğbay'ın 30 kişilik sınıflar, tekli eğitim, her sınıfa bir bilgisayar, herkese bir yabancı dil, öğretmene daha fazla maaş gibi sözleri vardı. Hükümet ömrünü tamamlayamadığı için yarım kalmıştı. Temennimiz yakalayacağı ikinci bakanlık fırsatıyla bu sözlerini yerine getirmesidir.
Yazara E-Posta: a.guclu@milliyet.com.tr