Zaga'lı bir gece

  Okan Bayülgen'in canlı yayınlanan "Zaga"sına gittim. TV tarihine göre eskiye dayanır tanışıklığımız. Bir de tabii aynı okuldan olma durumumuz var. "Abi"si olurum!

İki stüdyoda dönüşümlü canlı yayın gerçekleştiriliyor. "Vampirler" bir stüdyoda, konuklar ve orkestra diğer stüdyoda. Şafak Bakkalbaşı yönetmen. Bizim Nihat Özcan ile birlikte "Birleşik Heyecanlar"ı kurdular ve iyi işler çıkarmaya başladılar.

Konuklarımız Nefise Karatay, Yavuz Bingöl ve Kankagiller. Hani geçen gün yazmıştım ya "aslında onlar neden ünlü oldular?" diye... İşte onlar var.

Okan bizi Nefise Hanım'la tanıştırıyor. "Yazı yazar, şu grupta çalar" filan. Nefise hanım "Vallahi Okan bir tek ben seni tanırım" diyor. Haklı, bir başka dünyalar... O alem bir başka. Zaten bakışlardan da belli oluyor... Önemli bir isim. Onu bilmeyen mi var? Vallahi gençler adını duyunca bir alkış kopardılar ki...

Yavuz Bingöl biraz bu "dünya"nın içinde garip kalıyor. Hem var, ama hem de yok. Bana yeni ezgilerini çalıyor ayak üstü. Akor basıyor sazda... Pek güzel denemeler. Belki beraber de bir şeyler yapacağız.

Stüdyo biraz küçük. Yani konuklar, Okan'ın mekanı, konukların çıktığı yer orkestra kameralar vs. ile tıkış tıkış oluyor. Yani biraz ferah olsa herkes rahat edecek.

Konukların bir bölümü İzmir'den gelmişler. 9 Eylül Üniversitesi öğrencileri. Okan için gelmişler. Gözünün içine bakıyorlar... Hele kızlar... O bakışları konserlerden bilirim...

Çekimleri, yönetimi, temposu, fırlamalıkları, orkestrası (kemancıya bayıldım bu arada) ile gerçekten Avrupa Birliği ayarında. Bu arada Kanal D'nin o güzelim kuyruklu piyanosu bir köşeye atılmış. Çaktırmadan tıngırdattım. Nasıl da memnun oldu. Yazıktır!