18.07.2016 - 15:25 | Son Güncellenme:
Milliyet Kıbrıs yazarımız Teyfik Aytekin'in yazısı...
Shakespeare 16. Yüzyıl da ‘Macbeth’i, 17 bin kelime ile yazmıştı.
Oysa bir kadın, günde ortalama 24 bin kelime ile konuşur.
Tolstoy’un müstesna eseri ‘Savaş ve Barış’ ise;561 bin 304 kelime ile yazılmıştır...
***
Steinbeck’in ‘Fareler ve İnsanları’ 29 bin kelime...
Destansı şiir ‘Kayıp Cennet’ 81 kelime...
Hemingway’in ‘Yaşlı Adam ve Deniz’i 26 bin 600 kelime...Bir erkek ise günde ortalama 12 bin kelime ile konuşur.***
Fakat Shakespeare İngilizceye, 294 kelime kazandırmıştır.
Kötünün önde geleni...Yani ‘arch-villan’... kelimesi bunlardan bir tanesidir.Bir mülteci pazarlığı sonrası vize serbestisi alıp, tatil yapmak,
Sizi kötünün önde geleni yapmaz mı?
Shakespeare acaba ne kadar büyük, bir kötülüğü tanımlamak için bulmuştu bu kelimeyi?
Yada öncesinde büyük kötülükler, hangi kelime ile tanımlanmaktaydı?
***
İş, istihdam...
Yani ‘employer’ kelimesini de o kazandırdı...
Bizim buralarda da iş var ama, son beş yılda otuz işçi ölümü yaşadık?6 bin kayıtlı işsiz, kayıtsızı kimbilir ne kadar...
Kimlerin; devletin nerelerine istihdam edildiği de ortada...
***
Protestocu, itirazcı...
Yani ‘protester’ kelimesini de o kazandırdı...
Oysa ne protesto edenimiz var, itiraz ise sandığa kadar...
***
Mertebe yaratmak bu dünya’nın en büyük çıkara dayalı ilişkisidir.
Ölümden, yaşama...Siyaset’den, iş dünyasına...Okul’dan, Din’e...Askerlik’den, Aile hayatına...
Bu mertebeler; sizce kimin işine yarıyor?