Fransa ve İran seçimlerini Milliyet'e değerlendiren eski Büyükelçisi Eric Rouleau, ülkesinde kim kazanırsa kazansın ilişkilerin etkilenmeyeceğini söyledi
ARAP Dünyası ile Ortadoğu konularında önemli uzmanlar arasında yer alan ve bir dönem Fransa'nın Ankara Büyükelçisi olarak da görev yapan Eric Rouleau Fransız seçimlerini, seçimlerin olası sonuçlarını ve Türkiye'ye etkilerini yazarımız Ali Sirmen'e değerlendirdi.
- Sayın Rouleau, ülkenizdeki erken seçimlerin sol blokun zaferiyle noktalanan ilk tur sonuçları Türkiye'de sürpriz olarak karşılandı.Siz ne diyorsunuz?
- Evet. doğrusu sosyalist iktidar arkasında kötü bir izlenim bırakmıştı.İşsizlik artmıştı, yolsuzluk skandalları patlak vermişti vb.Bu yüzdendir ki, Chirac iktidara geldikten sonra, herkes Fransızlar'ın sağa daha bir süre şans tanıyacağını sanmıştı ama olmadı.
- Acaba neden olmadı?
- Bir kere, Chirac erken
seçim için parlamentoyu feshederken, yeni dönemde de Başbakan olarak Alain Juppe ile devam edeceğini söylemişti. Juppe değerli bir adamdır.
- Türkiye açısından da önemli biri, çünkü Türkiye'ye çok sıcak yaklaşıyor ve ülkemizle iyi ilişkilere özen gösteriyor.
- Türkiye ile iyi ilişkiler artık Fransa'nın ulusal politikası haline gelmiştir ve bunu Mitterrand başlattı.
- Peki Juppe neden seçmende olumsuz bir etki bıraktı?
- Çünkü o işsizliğin simgesi oldu. Bugün Fransa'da resmi rakamlarla işsizlik % 13. Ama aslında part time işlerle bu rakam oranda görünüyor. Aslında daha yüksektir. Lionel Jospin ise, seçim kampanyası sırasında 700 bin yeni iş yaratacağını ileri sürdü ve bu çok etkili oldu. Tabii bir de Jospin'in dürüst, inanılır adam görüntüsü eski kötü sosyalist imajın silinmesinde etkili oldu.
Bir başka etken de, Fransızlar'ın Maastricht anlaşmalarından sonra çok değişmiş olmalarıdır. Onlar Maastricht hükümlerinin hemen yürürlüğe girmesinin kendi refahlarını arttırmayacağına, daha büyük sorunlar yaratacağına inanıyorlar.
- Peki 2. turda ne olur?
- İlk turda sandık başına gitmeyen sağ seçmenin bu defa oy vermesiyle durum ne kadar değişir bilmiyorum. Ama kim kazanırsa kazansın, az farkla olacak.Bir de Le Pen'in tavrı var. O kendisine karşı mesafeli duran RPR ve UDF'i cezalandırmak için, Ulusal Cephe adaylarının bunlar lehine feragat etmeyeceğini söyledi. Tabii solun muhalefette kalarak güçlenmesi yerine, iktidarda yıpranmasını da tercih ediyor. O zaman kendisini tek seçenek olarak sunabilecek.
- Bir de İran seçimleri var. Hatemi oyların
yüzde 70 ini alarak seçildi. Orada ne olabilir?
- İranlılar'ın canına tak etmişti artık. İşte tam o sırada doğru zamanda, doğru bir adam, doğru bir yöntemlerle çıktı ortaya. Hatemi'nin şöyle değişik mesajları oldu: 1) Batı'ya ya hayran olduk ya lanetledik, halbuki iyi yanı var kötü yanı var.İyisini görüp kötüsünü bırakmak zorundayız. 2) Özgürlük olmaz ise gelişme olmaz, özgür düşünce ve ifade önemlidir. 3) Kadınların her göreve gelebilmeleri gerekir. 4) Huzistan ve Kurdistan'da azınlıkların eşit haklarından sözetti. 5) Önce gelişme diyen, Natuk Nuri'nin tersine o hem gelişme hem de sosyal adalet dedi.
Hatemi ne yapabileceğini gelince... Bilemem, bir kez bütün yetki elinde değil. Humeyni takımının önemli adamları parlamentoda da var.
Eric Rouleau Kahire'de doğdu.1955 - 85 yılları arasında Fransa'nın dünyaca ünlü Le Monde Gazetesi'nde çalışırken, bütün Arap alemi ve Ortadoğu liderleriyle yakın ilişkiler kurdu ve bu alanda dünyanın önde gelen uzmanları arasına girdi. 1985 de diplomatik yaşama geçen Eric Rouleau dört yıl Fransa'nın Türkiye Büyükelçisi olarak görev yaptı.
Şu anda serbest gazeteci olarak çalışmakta ve ABD dahil bir çok ülkede konferanslar vermektedir.