20.08.2017 - 12:18 | Son Güncellenme:
Rum müzakere heyeti üyelerinden ve eski Dışişleri Bakanı Erato Kozaku Markulli, Kıbrıs sorunundaki çıkmazda Rum tarafına sorumluk yüklenmeye çalışılmasını “haksız” diye niteledi, Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in Crans Montana konferansının kapandığı ilanına rıza göstermemesi gerektiği görüşünü ortaya koydu.
Markulli haftalık Kathimerini’de yer alan söyleşide, Rum tarafının uzlaşı çözümü bulunması için büyük çaba harcadığını savunarak, Kıbrıs Türk tarafını “obur ve açgözlü tavır sergilemekle” suçladı.
Crans Montana sürecini değerlendirirken, bugüne kadar herhangi özlü bir müzakere yapılmamış Güvenlik ve Garantiler gibi ciddi bir konunun birkaç gün içerisinde başarıyla tamamlanmasının mümkün olmadığını belirten Markulli, diğer başlıklarda da açıkta kalan çok sayıda özlü mesele bulunduğunu, o kadar kısa sürede bunların da üzerine köprü kurulmasının mümkün olmadığını savundu.
Markulli, Enosis Plebisiti konusunda Rum Meclisi’nde cereyan eden siyasi macera ile güvenin de sarsıldığını söyledi, “Kıbrıs sorunundaki uzun deneyimim süresince ilk kez uzayan ve çözüm çabalarına son verilmesiyle mühürlenme tehlikesi bulunan bir çıkmaz tehdidi seziyorum” dedi.
“KIBRIS TÜRK TARAFI OBUR VE AÇGÖZLÜ TAVIR SERGİLEDİ”
Crans Montana başarısızlığının başlıca sorumlusunun Güvenlik ve Garantiler konusundaki değişmez tavrı nedeniyle Türkiye olduğunu da iddia eden Markulli, “Bizim tarafa da sorumluluk yükleme çabasının devam ettirilmesini haksız ve intihar niteliğinde buluyorum” dedi, özetle şöyle devam etti:
“Bizim taraf uzlaşı çözümü bulunması için büyük çaba harcadı ancak bir çözüm planının Kıbrıs Rum toplumunun çoğunluğu tarafından benimsenebilmesi için güvenlik sınırlarının aşılmaması, devletin işleyişiyle ilgili güvenlik supaplarının, Kıbrıslıların güvenlik duygusunun ve çözümün Avrupa parametrelerinin gözetilmesi gerekiyordu. Maalesef Kıbrıs Türk tarafı bizim tarafın iyi niyetli hareketlerinden tatmin olmayıp obur ve açgözlü tavır sergiledi.”
Markulli Rum tarafının bu kadar kısa sürede konferansın yeniden toplanması baskılarına boyun eğmemesi ve “AB’nin ve Güvenlik Konseyi daimi üyelerinin konferans sürecine daha aktif katılımını kabul etmesi için Türkiye’ye daha çok baskı yapılması gerektiğini” savundu ve şunları söyledi:
“Başkan Anastasiadis Genel Sekreter’in konferansın kapandığını açıklamasına rıza göstermeyecekti. Derhal devam etmesinde değilse bile en azından Türk tavrı değişene veya tamamen netleşene kadar birkaç hafta ertelenmesinde ısrar etmeliydi.”