The OthersDikkat! Postmodern öldürebilir

Dikkat! Postmodern öldürebilir

22.11.1998 - 00:00 | Son Güncellenme:

Dikkat! Postmodern öldürebilir

Dikkat Postmodern öldürebilir
22 Kasım 1998
Ç. Begüm SOYDEMİR
Dikkat Postmodern öldürebilir
Daha modern kavramına yeni yeni alışmışken şimdi bir de postmodern çıktı karşımıza. Kimse tam olarak ne anlama geldiğini bilmiyor, birinin postmodern dediğine öbürü şüpheyle bakıyor, ama tartışma hiç bitmiyor.

Modern sözcüğünü hepimiz kullanırız, hem de birbiriyle ilişkili ilişkisiz pek çok farklı alanda. Genel olarak yeniyle eskiyi ayırt etmek için. Ya da alışık olduğumuz, gelenekselleşmiş kavramların karşısına farklıları, yenileri dikiliverdiğinde... Modernliğin bir de zihinsel temeli var elbette. O da şu: Modernizm, bir anlamda rasyonelleşme demek oluyor. Yani, her şeyin akıldan yola çıkarak biçimlendirilmesi.
İşte tam modernliğin ne olduğunu böyle basitçe anlamış, hatta modern edebiyat hakkındaki tartışmalara ucundan köşesinden katılabilir hale gelmiştik ki, ortaya yepyeni bir kavram atıldı. İçinde modern geçiyor ama modern değil. Ondan öte bir şey. Post - modern. Yani modernden sonra gelen...Biz bu yeni kavrama alışmaya çalışırken birdenbire bizim yazarlar, şairler ortaya dökülüp "Ben postmodernim" demeye başladılar. Hatta içlerinden "Türkiye'de ilk postmodern romanı ben yazdım," diyenler de çıktı. 9 Kasım 1998 tarihli Radikal gazetesindeki "Özyaşam, Basın, Modernizm" başlıklı yazısında Hasan Bülent Kahraman da bu konulara değiniyor ve hala bir gelişme olmadığını vurgulayan yazısını şöyle bitiriyordu: "Gelişen ise sanıldığı üzere postmodernite değil, olsa olsa modernite ve yercilleşmedir."
Biz de postmodern yazdığı iddia edilenlere ve konu hakkında araştırma yapanlara sorduk: Nedir bu postmodern edebiyat?

* Prof. Dilek Doltaş (Boğaziçi Üniversitesi Batı Dilleri ve Edebiyatı Bölümü): Doltaş, postmodernizm üzerine uzun süredir akademik çalışmalar yapıyor. Yakında bu konuda bir kitap çıkaracak. "Postmodernizm çağa ilişkin bir duyarlılık veya çağın değişen koşullarının farkında, devingenliğe, farklılıklara açık bir bakış açısıdır diyebiliriz. Bu bakış açısı çağın bilgisayar ve iletişim teknolojisi ve onun doğrudan etkilediği ekonomi ve yaşam biçimleriyle iç içe gelişir. Yazın alanında postmodern diye tanımlayabileceğimiz bir yazı biçiminden söz edemeyiz. Postmodernizme özgü biçimsel özellikler belirlemek ve metinleri bu özelliklere göre postmodern olarak tanımlamak biçimlerin anlamla ilişkisini sorgulayan postmodern düşüncenin kendisine ters düşer. Anlatılar ancak ürünü oldukları gelenekleri, düşünceleri, kurum ve kuralları sorgularlarsa, onları sorunsallaştırırlarsa, bu özelliklerin kullanıldıkları metinlerden postmodern diye bahsetmek doğru olur. Postmodern anlatılarda özne - nesne, iç dünya - dış dünya, imge - gerçek ayrımı yok olur; dahası özne dağılır, kaybolur. Özne sanki yokmuş da var oluyormuş, olaylar belli biçimde gerçekleşiyormuş ama belki de öyle olmuyormuş, onların zaman ve mekanla ilişkisi bir türlü kurulamıyormuş gibi okura aktarılır. Hilmi Yavuz, Orhan Pamuk, Erendiz Atasü, Nazlı Eray'ı zaman zaman postmodern anlatılar yayınlayan yazarlarımız arasında sayabiliriz."
* Küçük İskender (şair, yazar): Kendisiyle yaptığımız bir söyleşide ilk romanı ve son kitabı olan Flu'es'un önce Türkiye'deki ilk postmodern roman olduğunu söylemiş, daha sonra düzelterek ilk postmodern romanın Oğuz Atay'ın Tutunamayanlar'ı olduğunu, kendisinin ikinci olduğunu belirtmişti."Modernlik bir sorun mudur? Modern olmak bir şartlanma mıdır?! Bunu teknik anlamda değil, daha çok kimlik göstergelerinin altında aramak doğru gibi. Bir sanatçının çalışmalarında modern bir anlayış ya da postmodern bir açılım olabilmesi için her şeyden önce o sanatçının hayatının böylesi bir duruma koşut olması, hayatının çağın içinde hatta ötesinde göndermelerde bulunması beklenir. Demokrat bir ilişkinin postmodern bir çizgiye ulaşması imkansız. Postmodernizm, nesnenin ve tarihsel diyalektiğin üstünde bir tavrın altını çizmektedir. Seçiciliği, taraftarlığı, öznelliğini yitirmiş olması, modernin gelenekselden beslenip onu deforme edebilmesiyle makbuldür. Postmodernizmi yalnızca bir teknikmiş gibi görenler, yazdıklarının da postmodern olduğunu iddia edebilecek kadar premoderndirler. Milan Kundera, Enis Batur, Oğuz Atay, Quentin Tarantino postmoderndir."
* Nazlı Eray (yazar): Postmodern anlatılar yazdığı iddia ediliyor. Ancak aslında onun temsilciliğini yaptığı tarz bambaşka.
"Edebiyatın şu aşamasında hiçbir şekilde tam olarak tanımlayıp kim öyle, kim değil kararlaştıramıyoruz. Benim öncüsü olduğum fantastik gerçekçilik ise oturmuş bir akımdır. Orhan Pamuk bana kalırsa çok yakın veya öyle, Küçük İskender'i okumadım ama olabilir, yakın bir tip. O bir duygu. Tarif edilemiyor ama hissedilebilir. Hilmi Yavuz postmodern mesela. Bende bulunuyorsa o tür öğeler var, bütünü öyle değil. Bence Euripides postmodern. İlle edebiyattan mı olacak, Madonna ve Michael Jackson postmodern. Bu mimaride ve görsel sanatlarda oturdu. Çünkü elle tutulur, gözle görülür bir şey var orada. Biz dört yıl önce Berlin'de bir hafta geceli gündüzlü tartıştık bunu. Ben, Enis Batur, Hasan Bülent Kahraman ve Alman edebiyatçılar vardı. Onlar daha iddialı mesela. Gelip geçici bir şey de olabilir, bir zaman sonra yerine de oturabilir."
* Hilmi Yavuz (şair, yazar): Kuyu, Taormina ve Fehmi K.'nın Acayip Serüvenleri adlı üç anlatısıyla postmodern olduğunu iddia edenlerden. Zaten çoğunluk da onu öyle biliyor."Bugünlerde postmodernizm konuşuluyor; tıpkı 50'lerde varoluşçuluğun, 60'larda Marksizmin, 80'lerde de yapısalcılığın konuşulması gibi. Benim bu üç anlatım postmoderndir. Peki mesela Kara Kitap'a postmodern denilebilir mi? Bana kalırsa Türkiye'de postmodern, Oğuz Atay gibi tekil duran modernist bir romancıdan sonra başladı. Atay, tek moderndir. Merkezden kopmuş, dağılmış, fragmanter bireyi o hazırladı. Postmodernistler ironinin yıkıcı, parçalayıcı ve bireyi merkezden koparıcı gücünü (şiddetini!) keşfettiler. İroninin ironisini yaptılar. İronide irrasyonel yan ağır basar. O yüzden Kara Kitap postmodern değildir. Bir ara kitaptır. Zaten postmodern roman olmaz. Roman tanımı gereği edebi sınır olarak modernizmde nihayetlenir."
İşte pek çok görüş. Orhan Pamuk postmodern mi değil mi, Hilmi Yavuz bu akımın neresinde duruyor, postmodernizm bir akım mı, belli ki bu kavram daha uzun süre tartışılacak. Orhan Pamuk, bu tür soruşturmalara katılmak istemiyor. Hasan Bülent Kahraman görüşleri okuyup sonra konuşacağını, neler neler anlatacağını söylüyor. Bildiğim tek bir şey var, bırakın anlamayı bu tartışmanın içine girmek bile tüketici. Evet, postmodernizm adam öldürüyor!..