Baraka’nın kulağı, Komünizm’in dili...
30.07.2016 - 20:54 | Son Güncellenme:
İçimdeki Arabesk’i bir türlü öldüremiyorum, şikayetçi miyim bilmiyorum ama?
Milliyet Kıbrıs yazarı Tevfik Aytekin'in yazısı...
İçimdeki arabesk’i bir türlü öldüremiyorum, şikayetçi miyim bilmiyorum ama?
Komünizm’in ağır dilinden, hep şikayetçi olmuşumdur.
***
O sebeple buluştum Münür Rahvancıoğlu ile;
Tartışmasız çok çalışkan bir örgüt Baraka, kimileri sevmez kimilerine göre yurtsever.
***
Bu sebepten insanların birbirlerini dinlemeye, tahammül etmeye, aynı masa da oturup fikirlerini tartışmaya ihtiyacı var.
Aynı masada oturmayı bir kez göze aldınız mı,
işte ozaman, ay asılı kalamıyor güneşin önünde…
***
Münür’e sordum;
“Neden komünizm’in dili bu kadar ağır, çiftçiler, sıradan bizler nasıl anlayacak?”
“Emek ve üretim mücadelesi yapan bir görüş, nasıl emekçilere bu kadar uzak bir duruş sergiler diye?”
***
O da başladı anlatmaya;
Modern çağın kadim felsefeleri anarşizm, komünizm ve liberalizm’dir.
Üçü de bilim, üçünün de kendine özgü dili var. Marksizm’in ise seviyelendirmeleri var.
Teori yani kitaplar, bunlar bir birikimi olduğunu gösterir.
***
Ağır gözükmesinin sebebi ise, acitörlerin kalmayışından kaynaklanıyor.
Propagandasını, yaşadığın bölgenin insanlarından oluşan acitörlerin yapması gerekir.
Bunun yanında ister istemez, marksizm’in havasında bir hava atma zafiyeti de olmuş.
Kimileri örgütlenmeyi, sahip çıkma aracı olarak kullanmak yerine, hava atma aracı olarak kullanmış.
Acitörlük yerine, çok bilmiş gözükmek için sürekli teorilerden bahsedilmiş.
***
Acitörlerin önemini Rus devriminde de görüyoruz. Okuma yazma bilmiyorlar, üzerilerine giyecek kıyafetleri bile yoktu, fakat komünizm onlara iyi anlatılmış.
Önce köylülerin doyacağı söylenmiş mesela.
Zaten güzel bir yaşam kurmak istiyorsan, tepedeki zenginlere dur diyerek başlamalısın.
Önce köylüler doyacak ki, gelişim en dipten başlayıp toplumun bütün kesimlerine yayılabilsin.
***
Tabi Komünizm ciddi sarsıntılar geçirdi, fakat aynı zamanda diğer ideolojilere yol açtı.
Bu süreçte acitörleri bırakın, teorisyenleri zor kurtardık.
***
Teori pratiği sınar, bu bir anlama kaygısıdır. Teorik olanı, yaşamı anlama için kullanıyoruz. İnsanlar gerçektir, kıyafetleri değişebilir örneğin. Teori bu yüzden bile değişebilir.
Esas olan yaşamdır, işte acitörlerin önemi burada ortaya çıkıyor.
***
Sana, teorik olanı senin anlayabileceğin dilden anlatacak.
Yoksa komünizm yasaklardan bahsetmez.
Hani yasak? Yasak soyuttur gösteremezsin.
***
Münür’ün buraya kadar anlattıkları sadece anlama çabası ve anlaşılma çabası için bile önemli.
Bu seferde üstad Çetin Altan’ın komünizm ile ilgili görüşleri ile bitirelim;
"Lenin komünist değildi mesela… Balıklar, kuşlardır komünist. Rejim değildir komünizm, kozmosun düzenidir. Yıldızın, ağaçların, çiçeklerin, böceklerin sistemidir."
