11.02.2021 - 11:36 | Son Güncellenme:
Volkan Şahin / Milliyet.com.tr - Huawei Türkiye Kurumsal İletişim Genel Müdür Yardımcısı Liang Dongbo ile Türkiye ile ilgili yatırım ve istihdam planlarını, pandemi ile birlikte artan telekomünikasyon çözümlerine yönelik ilgiyi ve 5G altyapısının önemini konuştuk.
Önceki yıllarda daha çok Batı merkezli firmaların Türkiye'de yatırım yaptığını gözlemliyorduk ancak son yıllarda Asyalı şirketler Türkiye yatırımlarıyla öne çıkıyor. Sizce bu trendin sebebi nedir?
Çin, son 40 yılda teknolojik ve ekonomik olarak büyük bir ilerleme kaydetti. Bu süreçle beraber ülke daha fazla dışarıya açılmaya başladı. Türkiye de Çinli firmaların yatırım yapmak istediği ülkeler arasında yer alıyor. Peki neden Türkiye? Türkiye, bölgede teknolojinin gelişiminde önemli bir rol oynama potansiyeline sahip genç nüfusu olan ve eğitim düzeyi yüksek bir ülke. Göreceli olarak yine büyük bir pazar olması da bu şirketleri cezbeden bir başka faktör.
Huawei, Türkiye'de 19 yıllık geçmişe sahip. “Türkiye'de, Türkiye için” misyonuyla İlk günden bugüne Türkiye'ye yatırım yapmaya devam ediyoruz. Şu anda Türkiye'de yüzde 90'ı yerel profesyonellerden oluşan 1.400'den fazla çalışanımız var. Türkiye’de kurduğumuz ekosistemle, dolaylı olarak yaklaşık 5.000 kişiye istihdam sağlıyoruz.
Türkiye yetişmiş mühendisleri açısından da önemli bir ülke. Huawei Ar-Ge merkezi dünya genelinde küresel uzmanlık alanlarına göre de ayrışıyor. Her ülkenin belli konularda farklı yetenekleri söz konusu. Huawei Türkiye Ar-Ge Merkezi'nde de çok sayıda nitelikli yazılım mühendisi yer alıyor. Örneğin Çin'deki Ar-Ge merkezinde başlayan bir proje, Türkiye'de sonuçlanabiliyor.
Bildiğiniz gibi, Google Mobil Servisleri’nin (GMS) Huawei özelinde kısıtlamasından sonra, Huawei kendi ekosistemini yaratarak Huawei Mobil Servisleri’ni (HMS) hayata geçirmek için daha da hızlı hareket etmek durumunda kaldı. Yeni bir ekosistem oluşturmak kolay değil ama son derece önemli. HMS ekosisteminin geliştirilmesi için özel bir ekip oluşturuldu ve önemli yatırımlar yapıldı. Huawei Türkiye'nin, HMS ekosisteminin gelişim sürecinde, ilk üç içinde yer alan lider ofislerden biri olarak konumlanmasından gurur duyuyoruz.
Uzun yıllardır ülkemizde de Çin mallarının düşük kaliteli olduğuna dair genel bir algı söz konusuydu. Ancak bugün bu algı değişiyor. Bunu nasıl açıklıyorsunuz ve bu değişim için neler yapıyorsunuz?
Daha önce dünyada Çin mallarının kalitesizliği konusunda uzun süredir devam eden negatif bir algı vardı. Ancak bugün, Çin ürünlerinin ve markalarının çoğunun yüksek kalitede sunulduğunu ve tüm dünyanın bunu kabul ettiğini düşünüyoruz. Huawei içinse bu algıyı değiştirmenin tek yolunun yüksek kaliteli ürünler geliştirip müşterilerimize sunmak olduğunu yıllar önce fark ettik ve bu bakış açısına göre hareket ettik. 2018 yılında görev aldığım Kazakistan'da, 1998 yılında Huawei tarafından kurulan ve garantisi biteli uzun süre olmasına rağmen, halen sorunsuz çalışan bir altyapı sistemini buna örnek olarak gösterebilirim.
Huawei, 30 yıldan fazla süren çabanın ardından, 170'den fazla ülkedeki müşterilerine, operatörlere ve iş ortaklarına ürünlerinin yüksek kalitesini en iyi şekilde kanıtladı. Son yıllarda akıllı telefon gibi son kullanıcı ürünlerinde de yüksek kalite algısını sağlamayı başardık. Bugünkü akıllı telefonlar için bir trend oluşturan çift Leica kameralı Huawei P9 modeli, buradaki dönüm noktalarından biriydi. Huawei bugün, akıllı telefon pazarının önde gelen markalarından biri haline geldi. Sadece gelişmiş donanım ve şık tasarım değil, telekomünikasyon teknolojileri, ürünlerin içine adapte edilen algoritmalar ve kullanıcı dostu özellikler, Huawei marka akıllı telefonları bugün bambaşka bir noktaya getirdi.
Pandemi ile birlikte Türkiye de dahil olmak üzere tüm ülkelerin dijital altyapısı daha önemli hale geldi. Türk şirketlerine dijital altyapıları konusunda ne önerirsiniz? Yatırımlar ve istihdam açısından şirketin Türkiye için planları nelerdir?
Pandemi, mobil iletişim altyapısının ne kadar önemli olduğunu bize açıkça gösterdi. Birçok işletme teknolojinin gücüyle ayakta kaldı, birçok iş ve proje teknolojilerin desteğiyle devam etti. Bu da bize COVID sonrası dönem için çok önemli sorumluluklar yüklüyor. Kendi işimizden bir örnek verebilirim. Türkiye'de ilk vaka duyurulmadan önce, tüm ofislerimizde özel hijyen prosedürleri uygulamaya başladık. Ofiste ve sahada olması gerekenlerin dışında, ağ operasyonunun güvenliğinden sorumlu çalışanlarımızın birçoğu evden çalışma sistemine geçti. Evden çalışma sistemi hepimiz için yeni bir deneyim oldu. Örneğin Ar-Ge Merkezi çalışanları projelerine evlerinden devam ettiler. Bu sistemle verimin düşüp düşmeyeceğine yönelik olarak ilk zamanlarda şüphe duysak da ofis ağına bağlıymış gibi hizmet veren altyapı sistemimiz sayesinde kısa sürede bu kaygı da ortadan kalktı. Bilakis iş verimliliğinde ve iş teslim zamanlamalarına uyulma noktasında büyük bir iyileşme gözlemledik.
'BU YIL 5G İÇİN YOĞUN MESAİ HARCAYACAĞIZ'
Türkiye’de 4.5G mobil telekomünikasyon altyapısı oldukça iyi duruma. Bugünse 5G önemli gündemlerden biri haline geldi. Buradaki en önemli konu 5G ağını ne zaman kuracağımız değil, onu iyi kullanmaya hazır olup olmadığımızdır. 10 Gbps yüksek hızlı genişband erişimini mümkün kılan eMBB (Enhanced Mobile Broadband) işlevi ile mMTC (Massive Machine type Communications) ve URLLC (Ultra-güvenilir Low Latency Communications) işlevleri, farklı dikey sektörlerde birçok gelişmiş uygulama için yeni imkanların önünü açacaktır. Uzaktan üretim, endüstriyel otomasyon, otonom araçlar, akıllı lojistik ve benzer sektörler bu değişimin merkezinde yer alacak diye düşünüyoruz. 5G döneminde IOT (Nesnelerin İnterneti) ve büyük veri, bizim için daha anlamlı hale gelecek.
Bugün 5G ağı Çin'de yaygın olarak kullanılıyor ve farklı endüstriler için gelişimi özelinde yoğun bir çalışma temposu söz konusu. 5G ile Türkiye'ye sunabileceğimiz en büyük değer, farklı sektörlerdeki 5G uygulamaları için bilgi birikimimizi ve gelecekteki 5G kurulumuna yönelik deneyimlerimizi paylaşmak olacaktır. Bu yıl Türkiye’deki KOBİ'lere ve diğer girişimlere 5G kullanım alanları ile ilgili örnekleri sunmak için yoğun bir mesai harcayacağız.
Türkiye, Huawei için çok önemli bir ülke. 19 yıldır burada bir değer yaratmak için çalışıyoruz. Değer yaratmanın kaynağı ise nitelikli çalışanlardır. Pandemi, istihdam açısından birçok işletmeyi ve kuruluşu olumsuz etkiledi. Huawei Türkiye ise şirketin Çin dışındaki en büyük ikinci Ar-Ge Merkezi’nde 200 yeni mühendis istihdam etti. Şu anda Ar-Ge merkezimizde, 690 mühendis ve araştırmacımız var. Ar-Ge istihdamını 2021'de de %10 civarında artırmaya devam edeceğiz. Son 10 yılda Türkiye Ar-Ge Merkezi'ne 520 milyon TL yatırım yaptık. Türkiye Ar-Ge Merkezi'nin geliştirdiği çözümler bugüne kadar 30'dan fazla ülkeye ihraç edilerek yerel ekonomiye 260 milyon dolarlık katkı sağlandı. Bu yıl Ar-Ge Merkezi'nin hem yerli hem de yabancı müşteriler için geliştirdiği hizmetlere daha fazla odaklanacağız, ayrıca yerel girişimlerle birlikte HMS ekosistemini ve 5G kullanım senaryolarını geliştirmeye yönelik daha yoğun bir çalışma içinde olacağız.
Teknoloji cephesindeki rekabette hiçbir zaman kestirme yol yoktur. Her zaman için uzun vadeli düşünmeniz, bitmeyen bir konsantrasyon ve sürdürülebilir yatırıma ihtiyaç vardır. Önümüzdeki birçok zorluğa rağmen ekibimiz, müşterilerimiz ve yerel ortaklarımızla yolumuza devam edeceğiz.
KÜRESEL SOSYAL SORUMLULUK PROJESİ: GELECEK İÇİN TOHUMLAR
“Gelecek İçin Tohumlar”. Bu program, yerel bilgi teknolojileri yeteneklerini geliştirmeyi, bilgi paylaşımını artırmayı ve öğrencilerin bilişim endüstrisine anlayışını geliştirmeyi amaçlamaktadır. Ayrıca farklı bölgelerdeki ülkeleri, dijital toplulukların inşasında rol almaya teşvik etmektedir.
“Gelecek için Tohumlar”, Huawei'in 2008'den bu yana sürdürdüğü dünya çapındaki en büyük kurumsal sosyal sorumluluk programıdır. 2015'ten bu yada Türkiye de bu programa dahil olmuştur. 2019’un sonunda, üniversitelerle gerçekleştirilen iş birlikleri ile 126 ülkeden 5.773 öğrenci programı tamamlamıştır. Program, pandemi öncesinde, Çin'in başkenti Pekin'e ve Huawei'in Shenzhen'deki genel merkezine 2 haftalık bir ziyareti kapsamaktaydı. Pandemi süreci, programı daha önce tasarlandığı gibi yürütmemize izin vermedi. Ancak askıya almak yerine bu programı 2020 yılında online olarak gerçekleştirdik. Açıkçası Çin’i ve Huawei'in teknoloji merkezlerini ziyaret etmek üniversite öğrencileri için unutulmaz bir deneyim olabilirdi, diğer yandan tüm program çevrimiçi olduğu için bu yıl daha fazla öğrenciyi dahil etme şansımız oldu. Önceki yıllarda katılım gösteren ortalama 10-15 öğrenci ile karşılaştırıldığında, bu yıl Türkiye'den 40 öğrenci seçilmiş ve bunların 39'u programı tamamlayarak sertifikalarını almıştır.