01.08.2018 - 17:22 | Son Güncellenme:
WWF- Türkiye'den yapılan açıklamaya göre, dünya üzerindeki yenilenebilir kaynak arzına karşılık, insanların bu kaynaklara yönelik talebinin nasıl seyir izlediğini ortaya koymak için araştırmalar yürüten Küresel Ayak İzi Ağı'nın (Global Footprint Network) verileri, dünyanın içinde bulunduğu durumu ortaya koyuyor.
Küresel Ayak İzi Ağı'na göre, insanlığın doğa üzerindeki yıllık talebinin, dünyanın bir yılda sağlayabileceği kapasiteyi aştığı gün olan Dünya Limit Aşım Günü bu yıl 1 Ağustos'ta gerçekleşti. 1969'dan bu yana en erken tarih olan 1 Ağustos'tan itibaren insanlık 2019'un hakkından kaynak kullanmaya ve bir anlamda borçlanmaya başlayacak.
Dünya Limit Aşım Günü’nün 1 Ağustos olması insanlığın "1 değil, 1,7 dünya varmış gibi" tüketerek yaşadığını ortaya koyuyor. Bu tarih 2015'te 13 Ağustos, 2016'da 8 Ağustos, 2017'de ise 2 Ağustos oldu.
Her ülkenin kaynak kullanım hızı farklı olduğu için Limit Aşım Günü ulusal bazda değişiklikler gösteriyor. Türkiye'nin ulusal limit aşım günü bu yıl 11 Temmuz oldu. Doğal kaynaklarının sağladığı 1 yıllık potansiyel 11 Temmuz'da tüketmiş olan Türkiye, "sanki 1,9 dünya varmış gibi" yaşıyor.
Küresel Ayak İzi Ağı'nın, kötü gidişatı durduracak 4 ana çözüm alanı şöyle: "Eğer dünya kentlerinde otomobil kullanımı yüzde 50 azalır, otomobillerle kat edilen mesafenin yüzde 30'u toplu taşıma araçlarıyla ve kalanı yürüyerek veya bisikletle kat edilirse Dünya Limit Aşım Günü 12 gün, insanlığın çevre üzerindeki karbon ayak izi yüzde 50 azaltıldığı takdirde 93 gün, herkes gıda israfını yüzde 50 azaltır, diyetinde dünya ortalamasında kalori alırsa 38 gün, dünyadaki bütün aileler, gelecekte birer az çocuk dünyaya getirdikleri takdirde 2050 itibarıyla 30 gün ileri gidecek."
"Doğal kaynakların sınırsızca tüketilmesinin bedelini dünya ödüyor"
WWF- Türkiye Genel Müdürü Aslı Pasinli, Dünya Limit Aşım Günü'ne ilişkin şu değerlendirmeyi yaptı: "Kişisel olarak 1 Ağustos veya geçen yılın Küresel Limit Aşım Günü olan 2 Ağustos arasında hayatlarımızda bir farklılık görmeyebiliriz. Ama doğal kaynakların sınırsızca tüketilmesinin bedelini dünya ödüyor ve bu bedelden her bireyin payına bir şeyler düşüyor. İklim değişikliği, yaşanan orman yangınları, zamansız ve dengesiz yağışlar, aşırı sıcaklar, kuraklık ve seller gibi örnekler, biricik gezegenimizde doğal kaynak bütçelerini aşmamızdan kaynaklanıyor. Geleceğin kaynaklarını kullanarak bugünü yaşamaya devam edersek, gelecekte yaşanacak bir dünya kalmayacak. Dünyayı hızlı tüketme alışkanlığımızı bırakmanın ve doğal kaynakları sürdürülebilir, sınırlı bir şekilde kullanmanın zamanı çoktan geldi. Hep birlikte bunu yapabilir, ülkemizde ve dünyada insanlığın sürdürülebilir ve müreffeh bir geleceğe sahip olmasını sağlayabiliriz."