25.09.2020 - 02:48 | Son Güncellenme:
Tarihi Zil kalesi hemen hemen her sene pek çok sayıda yerli ya da yabancı turist tarafından ziyaret edilmektedir. Oldukça değerli bir tarihe adını yazdıran zil kalesine giderken merdiven kullanılmaktadır.
Zil Kalesi Nerededir?
Zil kalesi, günümüzde Çamlıhemşin ilçesinin yaklaşık olarak 12 km güney kesiminde, Fırtına Vadisi'nde bulunan bir geçide hakim olan ve de Avup Dağı'nın üzerinde yer alan tarihi bir kaledir. Bu kale dere yatağından yaklaşık olarak 100 m, denizden ise yaklaşık olarak 750 metre yükseklikte konumlanmıştır.
Zil Kalesi Özellikleri Nelerdir?
Karadeniz bölgesinde yer alan tarihi zil kalesi 8 burç ile birlikte bir gözetleme kulesinden oluşmaktadır. Bu zil kalesi, savunma hendeği durumunda olan Zil deresine merdiven ile inilmekte olan bir kale olup, tam olarak kesin kalesinin yapım tarihi bilinmemektedir. Fakat her sene binlerce yerli ya da yabancı olan turistler tarafından sık sık ziyaret edilmektedir.
Zil Kalesi Tarihi ve Hikayesi Nedir?
Zil kalesinin tarihine ve de zil kalesinin muhteşem hikayesine bakılacak olursa zil kalesi, Varoş Kalesi, Pazar Kalesi ilk bakış olarak aynı elden çıkmış ve de aynı amaç ile yapılmış izlenimi vermektedirler. Bryer, Trabzon İmparatorluğu’nun döneminde bizzat merkezi bir yönetimce ve İmparatorluğa bağlı olan yerli derebeyleri (örneğin Zil Kalesi için Hemşin derebeyi olan Arhakel) tarafından da yapıldığını öne sürmektedir. Fakat bu yapının boyutu ve de niteliği, özellikle en çok mali açıdan o dönemin varolan yerel bütün imkanları ile de pek mümkün olmayacak gibi göründüğünden öncelikle ilk olasılık daha güçlü olmaktadır.
Bıjışkyan, 1871 yılında Kayalığın üzerinde bulunmakta olan ve Zil kale adlı eski bir kalenin içerisinde insana şaşkınlık veren çok kemerli binalar ve de büyük bir kule bulunmaktadır. Kalenin en alt ucu, tepelerin üstünde başka kalelere ve de eski kilise kalıntıları bulunmuş olan Fırtına Deresine kadar uzanır. Diyerek kendi gözlemlerini anlatmıştır.
Osmanlı’nın bölgeyi fethettikten sonrasında da Kale-i Zir adı ile askeri amaçlar ile kullanılmış, 1979 yılında kale içinde bulunan yaklaşık olarak 26 cm uzunlukta ve yaklaşık olarak 4 cm çapında pirinç döküm olan iki el topu da bu müzeye getirilmiştir. Bu nedenle tarihte çok önemli bir yeri vardır.