04.03.2021 - 17:21 | Son Güncellenme:
1937 yılından beri yapılan ve Türkiye'nin il yerel festivali olan, Uluslararası Bergama Festivali burada yapılıyor. Tarihte Hititlere, Yunanlılara, Romalılara, Bizanslılara, Selçuklulara ve Osmanlılara ev sahibi olmuş Bergama, sadece İzmir'in değil, Türkiye'nin de en değerli mirasları arasında yer alır. İsmini antik dönemden Pergamon'dan alıyor.İlk Çağda Bergama Krallığının merkezi olan Bergama, Orta Çağın da önemli şehri olmayı başarmıştır. Karesioğulları’nın ikinci başkenti olan Bergama, Osmanlı Devlet'inin önemli yerlerinden birisiydi. Köklü geçmişe sahip olan Bergama, halen birçok festivale ve kültürel etkinliğe sahip yapıyor. İzmir merkeze 100 kilometre uzak olan ilçemiz, 8500 yıllık geçmişe sahiptir.İzmir'e seyahat için geldiğiniz zaman bile, yolunuzu mutlaka Bergama'ya doğru çevirmeli, tarihin en değerli miraslarından olan ilçeyi görmelisiniz. Bu yüzden sizlere tavsiyemiz, Bergama'ya seyahat planınızı uzun tutmanız olacak. Çünkü buranın tarihi o kadar fazla ki bunu kavrayabilmek bile haftalar alabilir. En az 1 haftanızı Bergama'ya ayırmanızı tavsiye ediyoruz.
İlçe merkezinin girişinde sol kısımda yer alan Kızı Avlu, 'Bazilika' ismiyle de biliniyor. Mahşerin yedi kilisesinden birisi olarak kabul görülen Kızıl Avlu, müze kartı alınarak gezilebilir. Milat Öncesi 2. yüzyılda Mısır Tanrıları onuruna inşa edilen bu yapıya Kızıl Avlu denmesinin nedeni, 40 kilometre kadar uzaktaki bölgeden getirilen tuğlalarla inşa edilmiş olmasıdır. İlk olarak tapınak şeklinde inşa edilen yapı, sonrasında kiliseye dönüştürülmüştür. Anadolu'daki ilk 7 kiliseden birisidir. İsmi İncil'de bulunur.
Antik dönemin en ihtişamlı akropolleri arasında yer alan Bergama Akropolü, 275 metre yüksekliği olan tepede ve eteklerinde inşa edilmiştir. Yukarı, Orta ve Aşağı Akropol olarak tanımlanabilecek yerlerde, ziyaretçiler genellikle sadece Yukarı Akropolü ziyaret ederler. Ancak zaman olması halinde tavsiyemiz tümünüz gezmeniz olacak. Akropol içerisinde 10 bin kişilik kapasitesi olan dünyanın en dik tiyatrosunu da ziyaret etmenizi öneriyoruz.
Bergama Arastasının yapım yılı çok eski dönemlere dayanıyor. İlk olarak ise 13.yüzyılda inşa edilen Bergama Arastası, tarihte ticaret ve zanaate büyük hizmetler vermiştir. 1853 yılında çıkan büyük yangında Bergama Arastasının hemen tamamı yanıp kül olmuştur. Ancak sonrasında tekrar inşa edilmeye çalışılan yapı, şuan tarihi bir çarşı olarak esnaflarca kullanılıyor.
Bergama gibi tarihi büyük olan bölgelerin olmazsa olmazları, müzelerdir diyebiliriz. Bunların en başında Bergama'nın tarihini gözler önüne sermeyi başaran Bergama Müzesidir. Müzeye getirilen eserlerin, ilk olarak 1878 yılında yapılan Arkeolojik çalışmalardan olduğunu söylemeliyiz. Ancak tam anlamıyla o günlerde müze olmayan Bergama Müzesinin esas açılış tarihi, 1900 yılı sonrasında olur. Müzede o kadar değerli eşya var ki buradan kaçırılan birkaç parça eşyayla bile müzeler kurulmuştur.
Büyük İskender'in seferinde üs olarak kullandığı Bergama, tarihte çok sayıda büyük komutanın da dikkat verdiği bir yerdir. Anadolu'nun hemen her tarafından görülen klasik Rum mimarisinin en iyi yansımalarının Bergama'da olduğunu söylemek mümkündür. Birbirinden ilginç Bergama evlerini görmek isterseniz mutlaka Bergama Sokaklarını gezmelisiniz. Evlerin genelde tek veya iki katlı, kesme taşlardan yapılmadır.
Antik Çağın ilk sağlık merkezlerinden birisi olan Asklepieion Bergama sınırlarında bulunuyor. İzmir Çanakkale yoluna henüz gelmeden sağda kalan dünyanın ilk psikoterapi merkezi, Milat Öncesi 4. yüzyılda kurulmuştur. Halen kullanılmakta olan 4500 kişilik tiyatrosunun yanı sıra, her yıl burada dünya psikoterapi kongreleri düzenlenir. İlklerin merkezine gitmenizi tavsiye ediyoruz.
Halk arasında genellikle Çifte Hamam veya Çarşı Hamamı olarak biliniyor. Titiz mimari yapıya sahip olan hamamın toplamda 24 kubbesi bulunuyor. Kirpi saçakları ve hamamın sağlam olarak günümüze ulaşmış olması dikkat çekmesi için gayet yeterli.
Bergama'ya 4 kilometre kadar uzak olan Güzellik Ilıcası, kubbeli yapısıyla dikkatlerden kaçmayan tarihi bir eser. Eskülüp Banyoları ismiyle de bilinen Ilıca, Bergama Kralı Eumenes tarafından kurulmuştur. Kleopatra'nın burada yıkanıp güzelleştiği rivayetler arasındadır.
Hibeytullah tarafından 1432 yılında inşa edilmiş bu yapı, Rüştiye Mektebi Caddesi üzerinde bulunur. Binanın şu dönemde harap durumda olduğunu söylemek mümkündür. Henüz yıkılmamışken ziyaret etmenizi önerebiliriz.
Türkiye'de yeşiliyle görmeye değer yerlerinin başında Kozak Yaylası gelir. Çok geniş bir alanı kapsayan Kozak Yaylası İzmir ve Balıkesir'e kadar uzanabiliyor. Ağaçlar arasında yapılacak yürüyüş keyfi bile burada bolca oksijen edinmek için yeterli olur.