04.03.2021 - 17:21 | Son Güncellenme:
Doğu Anadolu Bölgesi'nin en güzel şehirlerinden bir tanesi olan Ağrı, yaz mevsimlerinde kurak ve sıcak bir iklim yaşanırken, kış mevsiminde de oldukça sert bir iklim yaşanmaktadır. Bünyesinde bulunan müzeler ve semtlerin yoğun olmasına rağmen Ağrı'da ikamet eden insanlar geçimlerini küçükbaş hayvancılık ve tarım ile sağlamaktadır. Türkiye'nin en büyük dağı Ağrı ilinde bulunan Ağrı Dağıdır. Ağrı Dağının zirvesi her daim dumanlı ve kar ile örtülüdür.Ağrı aynı zamanda halk arasında peygamberler şehri olarak da bilinmektedir. Bu özelliği sebebi ile fazlasıyla ilgi görmeye devam etmektedir. Ağrı halkı misafirperverliği ile bilinmektedir. Bunun yanı sıra yöresel kıyafetleri ve yöresel yemekleri bölgenin turist kazanmasında oldukça etkili olduğu bilinmektedir.Asya topraklarının Avrupa topraklarına bağlayan kara yolları buradan geçmektedir. Bu sebeple Ağrı, her dönemde önemli bir stratejik bir konuma sahip olmuştur. Konumundan dolayı göçlerin de ilk adresi olmasından dolayı, halk sürekli değişiklik göstermiş ve bu sebeple Ağrı'da köklü bir medeniyet ve uygarlık kurulamamıştır.
Ülkemizin doğusunda bulunan Ağrı Dağı sönmüş bir volkanik dağdır. Ağrı Dağının iki doruğu vardır. Bunlar; Küçük Ağrı ve Büyük Ağrı'dır. Küçük Ağrı bir koni biçiminde olsa da Büyük Ağrı ülkemizin en büyük dağıdır. Büyük Ağrı'nın yüksekliği 5.137 metre, Küçük Ağrı'nın yüksekliği ise 3.896 metredir. Ağrı Dağının yaklaşık 1500 ile 3500 metre aralığında ardıç ağaçları bulunurken, 4000 metre sonrasında her zaman kar ile örtülü olduğu bilinmektedir. Büyük Ağrı Dağının büyük bir bölümü ağaçsız, Küçük Ağrı Dağı ise kısmen de olsa kayın ormanlarına sahiptir.
Ağrı ilinin Diyadin ilçesine bağlı olan ve Diyadin ilçesine yaklaşık 12 kilometre mesafede olan Günbuldu köyünde bulunan Meya Mağarası, kayaların oyulması ile yapılmış barınma yerleri, ibadethane, tapınak ve odalardan oluşmaktadır. Geçmişten günümüze kadar ibadet objelerinden mezarlar ve haç şeklinde taşlar gelebilmiştir. Arkeolojik kazıların yapılması ile iki tane koç heykeli il merkezinde korunmaktadır. Oldukça büyüleyici bir yapıda olan bu antik kent, Ağrı ilinin görülmesi gereken en önemli yerlerinden bir tanesidir.
Ağrı dağının iki kolundan bir tanesi olan Küçük Ağrı'nın güney kısmında ve Hallaç köyünden yaklaşık olarak 3 kilometre uzaklıkta bulunmaktadır. Ağrı Buz Mağaraları doğal mağaralardır ve derinliği yaklaşık 8 metredir. Elips şeklinde bir çukur halindedir. Mağaranın içerisinde buz tabakaları, bazalt sütunlar, dikitler ve kayaların üzerinde sarkıtlar bulunmaktadır. Mağaranın giriş kısmında düzenli olarak sıcak ve soğuk hava akımı oluşmaktadır. Kışın çok soğuk olmayan Buz Mağarası, her mevsim değişkenlik gösteren hava koşullarına sahiptir. En güzel görüntüsü ise güneş ışınlarının mağaranın içerisinde süzülmesi ile buz yapıların üzerinde yansıdığı halidir. Güneşin yansıması ile eriyen buzlar kısa süre sonra tekrar buz haline dönüşmektedir. Bu sebeple soğuk yapısından dolayı, yaz aylarında bu mağarayı gezmek isteyenler için yanlarına kalın kıyafetler almaları önerilmektedir. Mağara yakınına araçla gidiş yoktur. Mağaraya ulaşmak için 400 ile 500 metre arasında bir mesafe yürüyerek gidilmektedir.
Kasım ile Mart ayları arasında kayak yapılabilmektedir. Aynı zamanda bu süreçte çığ ve sis olaylarının oluşmadığı bilinmektedir.
Termal suları, içinde bulundurmuş olduğu mineraller sayesinde şifalı bir özelliği olduğu bilinmektedir. Cilt, metabolizma, romatizma, kemik ve kadın hastalıklarına iyi geldiği bilinmektedir.
Saray toplamda 7600 metrekarelik bir alana kurulmuş bir külliyedir. Hamam, cami, aşevi, harem odaları, cephanelik gibi bölümleri ile Lale Devri'nin son büyük yapısıdır. Topraklarımız içerisinde uygulanan ilk kanalizasyon ve merkezi ısıtma sistemi bu yapı bünyesindedir.
Doğubayazıt ilçesine yaklaşık olarak 8 kilometre mesafededir. İshak Paşa Sarayına ise 500 metre kadar uzaklıktadır. Bölgenin filozofu Ahmedi Hani burayı, öğrenciler için medrese olarak kullanmıştır.
Mevki olarak Belleburç'a 5 kilometre mesafededir. İshakpaşa Sarayına yürüme mesafesinde ve Ahmedi Hani türbesinin yanındadır. Yapım tarihi net olarak bilinmemektedir. Kayalıkların üzerine inşa edilmiş olan bu kale günümüzde harap olmuş bir haldedir.
Denizden yüksekliği yaklaşık olarak 2241 metredir. Ülkemizin en yüksek rakıma sahip olan gölüdür. Çevresinde bulunan yüksek dağlardan gelen sular ile beslenen bu göl, kışın buz tutarak muazzam bir görüntü oluşturur. Aynı zamanda çevresinde geniş bir kuş çeşitliliği bulunmaktadır.
Ağrı ilinin Hamur ilçesinde bulunur. Kümbet kesme taşlardan yapılmıştır. Dört sıra şeklinde bazalt taşları ile hareketlendirilmiştir. Toplamda 5 tane penceresi bulunan bu yapının iç kısımları yıldızlar ve motiflerle süslüdür. Fakat günümüzde bu süslemeler tahrip edilmiştir.