25.10.2019 - 11:30 | Son Güncellenme:
Gülşah Karaman-PembeNar Özel
Afyonkarahisar denince aklınıza ne geliyor? Şahsen ben bu kadar arkasında büyüleyici bir kültür mirası bıraktığını bilmiyordum! 2 gün boyunca bu yıl ilk kez düzenlenen AŞK (Ahmet Şemsettin Karahisari) Kültür ve Sanat Günleri'nde yer aldım. Ayrıca buna bağlı olarak düzenlenen 1. Altıneller Geleneksel El Sanatları Festivali, uzun uğraşlar sonucu ortaya çıkan bir emeğin ürünü olarak el sanatlarını gözler önüne seriyor. Afyonkarahisar'ın gezilecek görülecek yerlerini anlatmadan önce festival hakkında ön bilgileri sizinle paylaşmak istiyorum...
AŞK (Ahmet Şemsettin Karahisari) Kültür ve Sanat Günleri'ne bağlı olarak ayrıca düzenlenen Afyonkarahisar 1. Altın Eller Geleneksel El Sanatları Festivali
Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın katkılarıyla Afyonkarahisar Valiliği, Afyonkarahisar Belediyesi ve İl Kültür Turizm Müdürlüğü'nün işbirliğinde bu yıl ilk kez düzenlenen Afyonkarahisar 1. Altın Eller Geleneksel El Sanatları Festivali" sona erdi.
8 bin yıllık tarihinin zenginliğiyle birçok uygarlığa ev sahipliği yapmış olan Afyonkarahisar'ın folklorik özelliklerini ön plana çıkaran festival, şehrin kültür ve sanat potansiyelini gözler önüne serdi. Vali Mustafa Tutulmaz'ın himayelerinde, Belediye Başkanı Mehmet Zeybek’in öncülüğünde Afyonkarahisar'ın tarihi geçmişiyle bağ kurmayı sağlayan geleneksel el sanatlarını yaşatarak kentin tanıtımına katkıda bulunan festivale kamu kurum ve kuruluşları, yerel yönetimler, STK'lar ve özel sektör destek verdi.
4 günlük süreçte el sanatları ustalarının sunumları, atölye çalışmaları, geleneksel sporlar, konserler, hat çalışmaları, filmler, sergiler, ürünlerin tanıtımı, şiir şöleni, halk oyunları, konferanslar, söyleşiler yer aldı.Belediye Başkanı Mehmet Zeybek, festivalin son gününde standları ziyaret etti. Birçok sanatçı ve zanaatkarın el emeği eserlerini sergilediği standları ziyaret eden Başkan Zeybek, İl Kültür ve Turizm Müdürü Mehmet Tanır ile birlikte katılımcılara teşekkür belgesi verdi.
Festivalin Afyonkarahisar’ın kültür ve sanatına büyük katkı sağladığına dikkat çeken Başkan Zeybek; “Geleneksel el sanatlarımızı yaşatmak ve ilimizin kültür sanat potansiyelini ortaya çıkarmak amacıyla bu yıl ilk kez düzenlediğimiz Altıneller El Sanatları Festivali Kültür ve Sanat Günlerinin son gününde standları ziyaret ettik. Şehrimizi adeta kültür ve sanat şehri haline getiren, festivale katılımlarıyla renk katan el emeği, göz nuru eserlerini Afyonkarahisarlı hemşehrilerimin beğenisine sunan sanatçı ve zanaatkârlarımıza ayrı ayrı teşekkürlerimi sunuyorum. Emeklerine yüreklerine sağlık” dedi.
Aşk kültür sanat festivali sürecek
Zafer Meydanı'nda son eren programın ilk kısmının ardından iki ay boyunca devam edecek ikinci kısımda ise; kazılar ve yüzey araştırmaları paneli, Uluslararası Ebru festivali, Selman-ı Farisi paneli, Kültürümüzde Çocuk Yetiştirme konferansı, duvar yazıları, sanat sokağı çalışmaları, kadınlarımıza yönelik farkındalık çalışmaları, tiyatrolar, film gösterimleri, il ve ilçelerde konserler vb. zengin bir program olacak.
Kapanış konuşması yapan Afyonkarahisar İl Kültür Turizm Müdürü Mehmet Tanır festivale 5 bin kişinin geldiğini, sadece Afyonkarahisar'a ait 45 zanatkarın 17 ilçenin katıldığını Kültür ve Turizm Bakanlığı belgeli yaklaşık 30 civarında zanaatkarın bulunduğunu ve kültür sanat alanında programların dolu dolu geçtiğini ifade etti. Afyonkarahisar adına ilk olan bu festival kentte ve çevre illerde beğeni kazandığını belirten Tanır, konuşmasını şöyle sürdürdü;
"Biz toplumun kültür ve sanat kanallarını aynı havuzda birleşerek ortak hareket edebilme gücünü ortaya çıkardık.Bu bizim için büyük bir başarıydı. Afyonkarahisar'ın kültür potansiyelini ortaya çıkarmak adına yaptığımız çalışmalarda son derece memnun olduğumuzu ifade edebilirim."
Frigya Vadisi'nin geçmişine yolculuk
Festival öncesi AfyonKarahisar'ın antik dönemine doğru gittiğimiz de en çok ziyaret edilen ve bilinen Frigya Vadisi'ne yakından şahit oldum. Öncelikle bize bu gezide eşlik eden rehberimiz Afyon Müze Müdürü Mevlüt Üyümez'e teşekkür ederim.
Size yazının başında Afyonkarahisar denince aklınıza ne geliyor, diye sormuştum. Benim aklıma artık Frigya Vadisi gelecek diyebilirim! Sucuk ve kaymağı burada es geçiyorum. Biraz daha sizi geriye götüreceğim. Rehberimiz Mevlüt Bey'in söylemiyle; Afyon'un adı haşhaş bitkisiden geliyormuş. Kaymağı ve sucuğu ile bilinen Afyon'da haşhaşı da görebiliriz! Haşhaş sözcüğü, Latincede "ophium" anlamına geliyor ve zamanla Türkler "afium" diye adlandırıyorlar. Bu kelime de birden "Afyon"a dönüşüyor. Burada haşhaşa yakından değinmek istiyorum: Haşhaştan morfin üretiliyor ve sağlık alanında özellikle zamanında kanser hastaları için kullanılıyor. Çünkü burası dünyada ikinci büyüklükte morfin üreten fabrikalara sahip! Gelelim Frigya'ya... Frigya nedir, diye incelediğimiz de Afyon'un antik döneminde Frigya Salotaris yani "Şifalı Frigya" olarak adlandırılıyor. Termal tesisleri de bu noktada büyük anlam kazanıyor.
Antik Metropolis Ayazini Kilisesi
Bu klisenin dış mimarisi beni çok etkiledi. Rehberimiz anlattıkları doğrultusunda burada ölü gömme ve ruh çıkarma ayinleri
çok farklı şekillerde yapılıyor. Örneğin 5 kişilik bir aile yan yana mezar yeri var. Dolduğunda, ailenin diğer üyeleri için ilkine geliniyor, kemikler yana alınıyor ve yanına gömülüyor. Bu geleneğe hala devam edildiği yerler varmış.
Klisenin her bölümünde bizi farklı kalıntılar karşılıyor. Onlardan biri de "12 Havari Şapeli"ler... Her birinin ayrı hikayesi mevcut. Mesela 10 kişilik mezar odalarının bulunduğu 12 Havarilerden birin de çok tanrılı din anlayışı hakim. Öldükten sonra, ruhların fotoğrafta görüldüğü gibi kapının üzerinde açılmış delikten gittiğine inanıyorlar ve buraya ruh deliği olarak adlandırıyorlar.
(12 Havari Şapeli)
Kliseden ilerlediğimiz de "Aslantaş Frig Mezaı" ve "Yılantaş Frig Mezarı" bizi karşılıyor. Buralar da ölüler, değerli eşyaları ile birlikte gömülüyor.
(12 Havari Şapeli ve çevresindeki mezarlar)
Burada "Yaşasın Yunanlıların Kralı Konstantin... Eylül 1914" yazıyor.
(Klise'nin duvarlarında yazı şekilleri ve işaretleri)
Afyon Müzesi'ne kısa bir yolculuk
Afyon Gezimizin ikinci gününde geçmişe yolculuk etmeye devam ediyoruz. Bu noktada Afyon Müzesi'ne uğramak olmazdı. En çok ilgili çeken kalıntıları sizinle paylaştım.
(Hitit Siteli)
Çok tanrılı din inanışları olan Hititler'in en önemli tanrılarından biri de Fırtına Tanrısı! İşte bu siteli de Fırtına Tanrı’sına adamışlar. Sitelin türkçe karşılığı yanında yer alıyor.
(Osteok-Roma mezarları)
Osteok olarak adlandırılan bu mini mezarlara kül kapları da deniliyor. Ölüler, yakılıyor; külleri ve arta kalan kemikleri de buraya gömülüyor. Osteokların üzerine ölen kişinin adı, yaşadığı yer, yaşı gibi bilgiler yazılıyor. Bu gelenek M.Ö 2. yüzyılda başlamış. Aslında o dönem veba gibi ortaya çıkan ölümcül hastalıklardan dolayı ölüler yakılmaya başlamış ve ölü gömme ritüeline dönüşerek Roma'dan günümüze kadar gelmiş.
Merkeze yolculuk...
Kültür tarihine kısaca şahit olduğumuz Afyon'nu şehir merkezine yolculuk ederek sonlandırıyorum. Meşhur kalesi, camisi, hamamı ve konakları bölgede restore edilmiş durumda. Burada evler Türkler ve Ermenilere ait...
(Ulu Cami)
(Gezi ekibi: Raşit Ağzıkara (TGRT), Ali Demirtaş (Star Hafta Sonu), Sait İnanç (TGRT), Safiye Gören (AA), Uğur Ugan (Basın Danışmanımız), Damla Karakuş (ensonhaber.com),Gülşah Karaman (Milliyet), Mevlüt Üyümez (Afyon Müzesi))