Yıllardır Fenerbahçe ile ilgili konularda hep iyi tarafını bulup oradan bakmayı denemişimdir. Hatta okuyucularımdan bu durumla ilgili geçtiğimiz senelerde eleştirel geri dönüşler de aldım. Ancak bu sezon, özellikle de dün akşam Trabzon’daki Fenerbahçe ile ilgili neresinden bakacağımı bilemediğim bir yerdeyim.
Daha kötüsü olur mu diye haftalar geçiyor. Başlarda ligdeki pozisyonun geçici olduğu ile bir süre avunuldu ama Trabzonspor karşısındaki Fenerbahçe puan tablosunda tam da olması gereken sırada bulunuyor. Hatta rahatlıkla ifade edebiliriz onun altındaki ne Akhisarspor, ne Kayserispor ne de Rizespor böylesine kötü ve aciz futbol oynuyor.
Biraz daha ileri gideceğim, klişe olan bu kalıbı kullanmayı hiç de sevmem ancak ortada bir gerçek var; yarım asırlık ömrümde bu kadar kötü, vizyonsuz bir Fenerbahçe görmedim! Bir daha da göreceğimi sanmıyorum.
Fenerbahçe yönetimi her tarafa gülücükler dağıtıp, dostluk eli uzatırken Fenerbahçe’nin bu haline şahit olmak kuşkusuz nasıl bir Fenerbahçe hayali kurulduğuna yönelik de endişelenmemiz için bize yeterince sebep veriyor.
Dün akşamki maç kelimenin tam anlamıyla ucuz kurtarılmış bir sonuçtur. Hakkının ne olduğunu herkes gördü.
Trabzonspor bir daha bu kadar rahat şut çekebileceği bir Fenerbahçe bulabilir mi hatta sezon boyunca başka takımla karşılaşır mı emin değilim. Bildiğim bir şey varsa bu karşılaşma daha ilk yarıda üç-beşe kadar gideceğidir. İkinci yarıdaki darmadağınık takım dayanılacak gibi değildi.
Hak eden skor tabelada yazsaydı, öyle ucuz ve sudan bahanelerle taraftarın karşısına bu kadar kolay çıkılamazdı.
Ayrıca o verilen dostluk fotoğrafları bugün Trabzonspor tarafının tarihi zaferin de verdiği güçle yazılacak abartılı mesajlar yönetimi oldukça zora sokardı.
Ali Koç her fırsatta “yeni yeni öğrendiğini, bu işin okulu olmadığını” söylüyor ya anlaşılan öğrenilecek daha çok dersi var ama ders alınacak zaman olur mu bu gidişin sonu nereye çıkar hep birlikte takip edeceğiz.
Kimse kusura bakmasın da Fenerbahçe bugünleri yaşayacak diye mi neredeyse her şey sil baştan yapıldı?
Fenerbahçe’nin yanlışı, eksiği eski teknik direktörü, oyuncuları mıydı?
Comolli’nin ne kadar doğru kişi olduğu yaptığı tercihlerle ortada; dün akşamki kadrodaki yenilerden bir tanesinin neden alındığını bize açıklayabilir mi acaba?
Dirar’ın kadro dışı bırakılması şart mıydı?
Josef’i satma fikri neyin ürünüydü?
Ya Giuliano?
Slimani mi, Frey mi, Ayew mi, Reyes mi, Benzia mıdır Fenerbahçe’nin hayalindeki göze hoş gelen, dikine futbol oynayacak futbolcu topluluğu?
Kimse insanları “Fenerbahçe batar” diye oyalamasın, hangi ekonomik şart olursa olsun, Fenerbahçe batmaz! Kimse de kendisini kurtarıcı sanmasın!
Fenerbahçe’yi kuşatan sıkıntıyı yıllarca anlatmaya çalıştık; ekonominin neden bu durumda olduğunu Fenerbahçeliyi ve Fenerbahçe’yi küçülterek göstermek yanlış yol ve yöntemdir!
Galatasaray maçında Valbuena’nın bittiğini kenara gelip Ayew mi söylemelidir?
Yok mudur kenarda bunu görecek bir kişi de dün akşam tabelaya Valbuena’nın numarası yazılmaz; Frey’i çıkarma hamlesi yapılır sonra da düzeltilmeye çalışılır?
Fenerbahçe kenar yönetimi aylardır birlikte çalıştığı futbolcu grubundan nasıl bu kadar bihaber olur?
Daha 15. Dakikada Trabzonspor o kadar şut çekince orta alandaki zafiyetin ne olduğunu görecek, anlayacak ve tedbir alacak kenar yönetimini boşuna bekledik durduk.
Nasıl bir beklenti içindeydiler; Galatasaray maçı gibi olacağını mı sandılar?
Olmuyor muydu, oluyordu da ama özlenen Fenerbahçe’nin bu olduğu anlamına gelir miydi?
Yıllardır bu kadar dibe vurmuş bir takım izlememiştik. Demek ki yaşamak gerekiyormuş. Fenerbahçe buradan da çıkar. Ancak umarım alınacak dersler çıkarılıyordur.
Dün akşam Fenerbahçe adına tek teselli Çubuklu formanın sahada olmamasıydı.
O formanın anlamını ve değerini bilmeyen zaten giymemelidir! Eğrisi dün doğrusuna geldi, isabet oldu!