Rusya hazırlık kampındaki maçları yorumlarken takımın “liderlik özelliğine” sahip futbolcu eksikliği çektiği yönünde bir manşet atmıştım.
Bu Fenerbahçe’nin son yıllarda yaşadığı en önemli gediklerden biriydi.
Bir iki maçı alıp götüren oyuncu her takımdan çıkar ve devamlılığı yoktur; ancak mesele sezon boyunca saha içinde her sıkıştığında liderlik yapacak bir futbolcuya sahip olmaktır.
Bu liderlik bazen oyunu çözen, gol atan, verimliliği yüksek bir skorer olarak kendisini gösterirken, çoğu zaman da sahanın her tarafını toparlayan bir oyuncu olur.
Arda Güler yaşıyla ortansız bir lider oyuncu karakterinde bir futbolcu görüntüsüne bürünmüştü hatta bu ilk hali bile Real Madrid için yeterli oldu.
Geride kalan 5 sezonun bilançosu ise Fenerbahçe’nin artık her kimse futbol aklının bir türlü “lider” özelliğine sahip futbolcu transferi yapamadığını bize “yaşatarak” öğretmişti.
Bu uzatmalı girişi “Tadic” için hazırlık yaptığıma yorabilirsiniz, ama tek başına ona bu payeyi vermeyi şimdilik yeterli bulmuyorum.
Çok zayıf bir ekip karşısında böylesine abartılı yorumlar yapmanın tüm riskini de üstlenerek şu erken tespiti yapalım; Fenerbahçe’nin futbol aklı dün akşam sahaya çıkan tüm yeni transferleriyle ortak bir lider takım özelliğine sahip bir ekip kurmuş görünüyordu.
Umarım bu tespit yüzünden benim gibi düşünen veya hissedenleri mahcup çıkarmazlar ancak net olarak ortada duran bir gerçeklik var; başta Tadic, olmak üzere Dzeko, Kent ve Szymanski’den oluşan ileri 4’lü futbol oynamaya aç ve üzerlerine giydikleri formanın sevdalılarının yıllardır neyi özlemle beklediklerinin bilincin sahaya çıkmışlardı.
Tadic ve Dzeko zaten yaş olarak da üst seviyede oynadıkları liglerden edindikleri tecrübe ile hem sahadaki duruşlarıyla hem de oyunlarıyla taraftara, teknik ekibe ve sahada birlikte ter döktükleri arkadaşlarına güven ve inanç veriyorlardı.
Buraya kadar yazılanlar abartı şeklinde gelmesin, çünkü bu duruş Fenerbahçe’nin en başta ihtiyaç duyduğu temel eksiktir.
Yarın işler biraz ters gittiğinde “bu takımın bir lidere ihtiyacı var” diye yine ilk bizler burada cümleler kuracağız, çünkü hep oldu!
Fenerbahçeli oyuncular dün akşam basit goller atmadı.
Ferdi’nin gol vuruşunu çıkarabilecek kaç kaleci var Avrupa’nın üst düzey takımlarında?
Benzer golü Milli maçta Arda Güler ters taraftan atmıştı.
İkinci golün öncesindeki biri uzun olmak üzere 3 pas sadece kaliteli değil, birbirini tamamlayan bir takım oyunu sonucuydu ki böyle golleri uzun yıllar bir arada oynayan takımlarda izliyoruz.
Hele Dzeko’nun Szymanski’ye attığı bir gol pası var biz mühendislerin çok önemsediği ölçü toleransı ile ifade etmek gerekirse en hassas ölçüm aletlerinin gösterebileceği bir hassasiyette nokta atışıydı.
Yine Mert Hakan’ın Dzeko’ya yaptığı asistin asistini yapan Ferdi’nin ayağının dışı ile verdiği pas çok ince ve kaliteli bir dokunuştu.
Duran, bekleyen, topu güç bela ve zorla çeviren bir takım yoktu sahada.
Türkiye’ye geldiği günden bu yana en yüksek performansına İsmail Kartal ile çıkan Osayi’nin sağ kanattaki hem hücumda hem savunmadaki mücadelesi yine çok iyiydi. Orada ter dökmeye devam edeceğinin işaretini verdi.
Ferdi ile Tadic’in uyumu ise bize her seferinde tahtaya vurdurdu.
İsteyen, arzulayan, rakibi pes etmeye zorlayan orta alan baskısının geçen senenin başından, Jesus’tan kalan bir özellik olduğunun da hakkını teslim edelim.
Savunma güvenliğini de boş bırakmadan; Fenerbahçe’nin rakibin 2. Bölgesine yapacağı presin önemli bir hücum silahı olduğunu öğrenilmiş bir ders olarak baş köşede tutmak gerekiyor.
Böyle başlamak, farklı kazanmak kuşkusuz tüm takımı havaya sokacaktır.
Samandıra’da havanın nasıl olduğunu bilmiyoruz ancak en önemli merkez üssün orası olduğu yine unutulmamalıdır.
Eleştirilen, sürekli belli bir seviyenin üzerine çıkması beklenen bir takım oyuncusu olmak başka, kazanan, rakibin üzerine kabus gibi çöken, isteyen, sürekli daha fazlasını arzulayan bir takımın parçası olmak çok daha başka bir psikoloji ve mental durumdur.
Tadic ve Dzeko Fenerbahçe’nin yıllardır aradığı, beklediği oyuncular gibi duruyor, bakalım ilk izlenimi sonuna kadar koruyabilecekler mi?
Güzel bir Avrupa maçı oldu.