Günümüz futbolunda iki önemli unsur var.
Kadro istikrarı
Oyun planı
Çok yetenekli, kaliteli bir oyuncu grubunuz olabilir ancak siz onun içinden doğru takımı kuramazsınız veya oyuncular formsuz ya da motivasyonu düşük olabilir. Büyük sıkıntıdır.
Fenerbahçe’de bu yok; hem iyi bir kadrosu var hem de oynamaya kazanmaya istekli bir oyuncu grubuna sahip.
Geriye ne kalıyor; bu futbol oynamaya hazır ekibe bir oyun planı bulup oynatmak…
Oyun planı dediğimiz şey teknik direktörün aklı ile oyuncu grubunun buna inancı ve yeteneklerinin toplamıdır.
Futbolcu grubu ile teknik adamın senkronizasyonu çok önemlidir; teknik direktörüne inanmayan bir ekibe top oynatamazsınız.
Fenerbahçe’de bunların hepsi teknik direktörün lehine oluşmuş, kurgulanmış durumda.
Takımına inanmış, şampiyon olması için tüm gücünü seferber etmiş taraftar ve camiayı da buna eklediğinizde ortaya çıkan sinerjiyi hayal edebiliyor musunuz?
Haftalardır eleştirdiğimiz nedir?
İşte tam da bu!
Mesele bu takımın istatiksel verilerinin bize ne verdiğini okumakla sınırlı kalmamalıdır.
Uzun zamandır Fenerbahçe kalesi hiç bu kadar kritik kurtarış yapmamıştı. Altay özellikle cepheden karşı karşıya kaldığı pozisyonlarda rakip oyunculara geçit vermedi. İşte maç kazandıran kaleci böyle bir şeydir. Gençliğinin verdiği eksiklik hatalar yapmasına neden olacaktır ancak gösterdiği performans önemlidir.
Bunu oyuncu özelinde olumlu bir yere koyarken, takım oyunu adına çok kötü bir görüntü olduğunu söylemek gerekiyor.
Fenerbahçe geride o kadar derin boşluklar veriyor ki peş peşe pozisyonlar doğuyor.
Fenerbahçe’nin yediği ilk golde savunma yerleşimi ve hamleleri de hatalıydı.
Isla Yusuf’a yetişemedi. Onun açığını o bölgede olmaması gereken Serdar Aziz kapattı. Orası alan olarak Zanka’ya aitti. Serdar Aziz’in alanından da golü atan Khalili sızdı.
Kasımpaşa bu atak organizasonunu maç boyunca sürekli denedi durdu.
Sahadaki oyuncu grubunun spontane keşfi miydi yoksa Kasımpaşa’nın büyüklere karşı oyun tarzı mıydı bilmiyorum; alın size bir oyun planı.
Kayserispor maçında kanatlardan atılan boş ortaları eleştirmiştik sanki Ersun Yanal burayı görmüş olacak bu sefer takımın daha fazla orta alan yerleşimine dikkat etti.
Moses kanatlardan çok orta alana yakın oynadı. Bu da Isla’yı kanatlarda yalnızlaştırdı. Öyle olunca da etkisi de sınırlı Rodrigues çıktı yerine Dirar girdi.
Ancak takım halinde sahada bir kurgu görmek mümkün olmadı.
Serdar Aziz’in kendi çabasıyla attığı gol alkışlamaya değerdi. Duran top organizasyonlarında kale sahası içinde hareket ederek adam eksiltip, kendisini boşa çıkaran oyuncu fark yaratır. Öyle de oldu.
Bence Isla’nın kırmızı kartı ağırdı. O kart ancak ceza sahasına yakın bölgede çıkardı.
Fenerbahçe’nin bu şekilde kazanması önemlidir. Ersun Yanal’ın takıma dokunuşunu bekliyoruz. Şu bir gerçek ki Fenerbahçe’nin başarısı biraz da rakiplerinin etkisizliğine dönüşür oldu.