Fenerbahçe’nin Yeni Malatya ve Gaziantep FK ile başlayan durağan görünümünü Başakşehir, Kasımpaşa, Alanyaspor maçlarıyla tekrar çıkışa doğru çevirdiği bakış açısıyla yoruma başlamanın doğru olacağını düşünüyorum.
Bir anlamda zorlu geçeceği düşünülen karanlık tünelden çıkılmış oldu.
Uzun maraton yarışlarında taktiksel dönemler olduğunu bilmek gerekiyor.
Netice, Fenerbahçe lider Beşiktaş’ın sadece bir maç uzağında ligi ikinci sırada devam ettiriyor.
Bunlar işin pozitif, bardağın dolu tarafları.
Maç sonunda Erol Hoca “topu bilerek Alanyaspor’a bıraktık” şeklinde bir yorum yaptı.
Genel olarak da futbol kamuoyunun Alanyaspor’un topa sahip olduğu maçlarda üstün gelemediği yönünde de bir bağlantı kurgusu oldu.
Alanyaspor’un güçlü ve lider bir takım olduğu işin bilinmesi gereken gerçek tarafı.
Lider takım; ligin en üst sırasında olmak anlamına gelmiyor; çıktığı maçı kazanmaya yakın, favorisi demek oluyor.
Beşiktaş ile birlikte ligin topla en çok oynayan takımı durumunda; Fenerbahçe burada 9. Sırada bulunuyor.
Alanyaspor ile Fenerbahçe arasında bu maça kadar ortalamada 80 pas sayı farkı var.
Bu maçta bu fark 492’ye 167 oldu. Neredeyse 3 misli daha fazla.
Neden?
Çünkü Alanyaspor oyunu bilerek oynuyor.
Taktik gereklilikleri yerine getiriyor. Geçen sezon Erol Hoca zamanında itibaren seviyeyi yükselterek uyguluyor.
Karşılığı da ligin zirvesi oluyor.
Yani nereye bağlayacağız, Erol Hoca farkında olmalı; topun Alanyaspor’a bilerek bırakılmış bir durum yok ortada.
Fenerbahçe bilerek oynamıyor.
İlk yarıda Alanyaspor’un atak yaptığı sırada kapılan hızlı hücum aksiyonunda sağ tarafta Valencia ve Thiam aynı topa koşmaya çalıştılar. Top Thiam’a daha yakın olmasına rağmen. Valencia hem pozisyon almada geç kaldı hem de Alanyaspor’un iki futbolcusu yerleşim için zaman kazanmış oldu, hızlı hücum bir anda sete döndü.
Bir başka pozisyonda Ozan sağ tarafta boşta arkadaşı olmasına rağmen ısrarla topu sola, kalabalığa atmaya çalıştı.
Oysa bir gün önce Beşiktaş’ta Aboubakar aynı yerleşimde topu sağa bıraktı, kendisi içeri kat etti, Larin arka direkte golü buldu.
Ne kadar kolay ve sonuca giden bir organizasyon değil mi?
Ozan neyi deniyor, rakibini mi şaşırtmaya çalışıyor?
Erol Hoca’nın dediği gibi top bilerek Alanyaspor’a bırakılmış olsa bu hücum organizasyonları daha bilinçli bir şekilde sonuçlandırılırdı.
Buraların çözülmesi gerekiyor.
Fenerbahçe’nin sezon başından bu yana en büyük sıkıntısı kalesinde gördüğü gollerdi.
Şöyle bir karşılaştırma yapalım. 2. Fenerbahçe 21 gol yemiş, 20. Sıradaki Kayserispor da. En açık ifadesi bu sanırım.
Fenerbahçe ligin en fazla gol atan ikinci takımı; yani gol sorunu yok. Hatta bu sezon 16 farklı oyuncu ile gol bulmuş.
Demek ki yediğine çözüm üretmesi gerekiyor.
Başakşehir ve Alanyaspor karşılaşmalarının bu anlamda önemli bir ölçü ve eşik olduğunu düşünüyorum.
Fenerbahçe buralarda ikili mücadelelerde ayakta kalarak rakipleri ile dengeyi sağladı.
Alanyaspor’un kaleyi bulan 8 şutu ve kelaci Altay’ın da kurtardığı 7 şut var tabii uyarı niteliğinde. Ancak Alanyaspor maç boyunca etkili atak organizasyonları geliştiremedi.
Fenerbahçe’de Pelkas, Valencia, Ozan ve Nazım ikili mücadelelerde rakiple kıyasıya boğuşurken; Thiam’ın girdiği her mücadeleden topu kaptırarak çıkması özellikle hızlı hücum opsiyonlarını etkileyen bir faktör oldu.
Valencia, Pelkas ile birlikte son iki maçın çözülmesini kolaylaştıran oyunculardı.
Bunlar hep savunmaya dönük çıkarımlar.
Fenerbahçe kompakt oyunun ortalamasını yakalamak zorunda.