Fenerbahçe inişli çıkışlı grafikle yoluna devam ediyor. Erol Hoca belki kızacak ancak son 7-8 maçlık puan performansının istenilen seviyede olduğunu ancak aynı yorumu oyun çerçevesinde yapamayacağımızın tespitini ortaya koymak gerekiyor.
Kendisi her ne kadar “biz takıma göre analiz yapıp, ona göre oyun planı oluşturuyoruz” şeklinde cevap verecek olsa da genel olarak Fenerbahçe’nin takım performasını rakiplerin oyun tarzının belirlemesi bir yere kadar kabul edilebilirdir.
Rizespor’un bu sezon oynadığı Galatasaray (0-4) ve Beşiktaş (0-6) maçlarında ortaya oyun ile her iki Fenerbahçe maçındaki (iki farklı teknik direktör ile) konsantrasyonlarının çok ayrı ve bambaşka olduğunu not etmek gerekiyor.
Ancak Rizespor potansiyeli yüksek bir takım. Mücadeleyi en üst seviyelere çıkarabilecek bir kadroya sahip. Tomas’ın takımdan ayrılma sebeplerinden birinin de bu olduğu kesin.
Diğer tarafta bir Sumudika gerçeği var. Agresif ve neredeyse yenilmesi güç bir Gaziantep FK oluşumu teknik direktöre bağlı sebeplerle son bulurken, Kadıköy’de sahaya çıktığı ilk maçta yine oyun dışı kalması kafalarda soru işareti bıraktı.
Verilen verilmeyen penaltılar, kritik gol veya iptal kararları, kart tercihleri zaman zaman teknik adam ve futbolcuları etkilese de bunun basit faul tercihleriyle oluşmasını anlamakta güçlük çekiyorum.
Fatih Terim’in Karagümrük karşılaşmasında hakemin faul kararına yaptığı şiddetli itiraz gibi Sumudica da fazlasıyla uzayan tepkiyle oyun dışı kaldı.
Sumudica, sayılmayan golde itiraz dozunu artırmış veya dengesi bozulmuş olabilir ancak burada kalecinin topa sahip olmasıyla ilgili kuralı iyi bilmemesinin önemli etkisi olduğu gerçeği ile karşı karşıya kalıyoruz.
Altay zeminle arasında bir eliyle topa dokunduğu andan itibaren kurala göre topa sahip olmuş sayılıyor ve buradan sonra topa rakip tarafından yapılacak her hamlenin faul olduğunu kamuoyu değil ama futbolcunun ve teknik direktörün bilmesi gerekiyor. Burada hakemin kararı doğruydu.
Sumudika’nın bu agresif tutumu saha içinde ikili mücadele ve faul sayılarına da bir şekilde yansımış olmalıdır.
Fenerbahçe bu maça kadar ligde 12,7 faul, Rizespor da 12,2 faul ortalamalarıyla oynarken bu maçta 16’şar faulle tamamladılar. Ligin en fazla faul ortalaması 13,8 ile Gaziantep FK yani Sumudica’nın eski takımı.
Buralar önemli, dünkü maçta faul sayıları, hem oyunun durmasına hem de akışkanlığının bozulmasına sebep oldu.
Diğer taraftan yağmurun iyice ağırlaştırdığı saha şartlarını futbolcuların etkilemiş olduğunu belirtmek yerinde olur.
Fenerbahçeli futbolcular rakipleriyle kafa kafaya ikili mücadeleye girmeleri ve buradan da 60’a 55 ile üstünlük sağlamaları da takıma artı puan yazılacak pozitif katkılar.
Dünkü karşılaşmada bazı oyuncuların bireysel performanslarının altında kaldığı çok açık görüldü.
Valencia iyi niyetiyle mücadelesini verirken çok top kaybı yaşadı.
Thiam ayakta kalma ve aldığı pası ayağında tutabilme konusunda aksadı.
Samatta kendisine boş alan yaratmada etkisiz kaldı.
Genel anlamda da Fenerbahçeli oyuncuların Rizespor’un savunmadaki daraltma taktiğine karşılık genişletmede başarı sağlayamadığını gördük. Oyunun genişletilmesi tek paslarla ve hızlı yer değiştirmelerle sağlanan bir özelliktir.
Sıkışık oyunda geriye kalansa duran veya ceza sahasına şişirilen top organizasyonları olur ki Fenerbahçe böyle bir gol buldu.
Fenerbahçe öne geçtiği hiçbir maçı kaybetmedi hatta farka gittiği karşılaşmalar oldu. Bu nedenle devrenin son dakikasında gelen, takımı rahatlatan ve gerilimi alan gol önemliydi. Ama öyle olmadı veya 1-0 yeterli görüldü.
Kalesinde çok da önemli tehdit yaşamadığı için bir yere kadar bu maç temposu çerçevesinde kabul edilebileceğinin hakkını teslim edebiliriz.
Pelkas oyunda kaldığı süre boyunca sahanın hücumu düşünen tarafı olması bakımından en iyisiydi.
Ozan önceki maçlara göre tutuk veya yaratıcılığı sınırlıydı.
Gustavo, savunmada gerçekleştirdiğini, takım atak geliştirirken tam olarak yerine getiremedi.
Nazım ikili mücadelelerde yılmayan temposuyla sahanın direnç noktalarından biri oldu.
Tempo demişken Fenerbahçe’nin ilerleyen maçlarda geliştirmesi gerektiğini belirtelim.
İlk maça göre Attila’nın geride kaldı, Rizespor’un tartışmalı golünde mutlak hatası vardı. Ancak Thiam’a attığı bir uzun top var, Senagalli oyuncu ayakta kalmayı başarabilse etkili bir pozisyon olacaktı.
Osayi-Samuel için bir şeyler söylemek çok kolay değil. Beklemek, takıma uyumuna bakmak gerekiyor.