“İlk yarılarda fazlasıyla oyununu rakibine kabul ettirip, gol bulan ancak ikinci yarılarda neden durup top oynayamayan bir takıma dönüşür” sorusunun cevabını kim bulur ve buna çare üretirse sorunu da çözmüş olacaktır.
Fenerbahçe neden bu durumda?
Niçin kendisini toparlayamıyor?
Sezon boyu birçok çalışma ve antrenman yapan bir takım nasıl 45 dakikadan fazlasını çıkaramaz?
Sorunu ne şekilde açıklamak gerekiyor?
Kadro mu, teknik yönetim mi yoksa şanssızlık mı?
Neredeyse hafta hafta köküne kadar gidip tüm seçenekleri ortaya koyduk ama çözüm için yeterli olmuyor.
Fenerbahçe dün ilk yarıyı 2-0 önde tamamlasa bile ikinci yarıdaki oyun kayıptır.
Bu maçın 90 dakikası böyle değil de başa baş tamamlansaydı elbette ilk yarı ve hakem yönetimiyle ilgili söylenecekler vardı ancak Cüneyt Çakır’ı nasıl en başa yazıp onu konuşabiliriz ki? Bu futbola karşı yapılacak en büyük haksızlık olmaz mı?
Cüneyt Çakır masum değil!
Bakın dünyanın en iyi hakemlerinden biri olabilir, iyi insan da ancak bu onun Fenerbahçe ile ilgili yaşadığı ve Fenerbahçe’ye yaşattığı sorunların üzerini örtemez. Bu bir vakadır.
İlk yarıda bir korner atıyor Fenerbahçe, Skrtel gelen topa doğru hareketleniyor ve rakip oyuncu formasından tutarak onu arkasından engellemeye çalışıyor. Cüneyt Çakır oyunu durduruyor sanki ikili mücadeleymiş gibi iki oyuncuyu çağırıp bir şeyler anlatıyor. Ne anlatıyor, Skrtel’in vücut hareketlerine bakarsanız saçma sapan gerekçeler.
Bursaspor’un attığı gol öncesinde iki pozisyondan birinde Fenerbahçe lehine bir karar çıkamaz mıydı?
Çıksaydı yıllardır bizim anlatmaya çalıştığım olgu çöker, Cüneyt Çakır’a dair yazdıklarım mesnetsiz kalırdı.
Fenerbahçe bu maçın ikinci yarısındaki oyunla maçı asla hak etmedi bu ayrı bir detaydır; bu sene böyle olur ikinci sene başka bir Fenerbahçe izleriz. Ama bu hakem değişmeyecek, seneye de aynı yorumlarla maç yönetecek.
Tekrar Fenerbahçe’nin çözümlenemeyen sorunlarına gelebilirsek; maça çok da iyi başlayan, kazanabileceğinin sinyallerini veren bir takım vardı sahada. Özellikle sağ kanat; Isla, Dirar ve Mehmet Ekici ile çok iyi işliyordu. Gol de bu üçlünün atak organizasyonlarıyla başladı ve Isla’nın ortasıyla geldi
Soldado’nun Sowvari ya da Sow style golü sezonun en güzelleri arasında ilk üçe aday olacaktır.
Soldado bu sezon neden az oynadı sorusunu Galatasaray maçına kadar teknik yönetime, sonrasını da futbolcunun kendisine soracağız.
Hatta Avrupa kadrosuna yazılmaması da ayrı bir soru olarak yazılabilir.
Fenerbahçe’nin ilk yarı kadrosunda sezon başı yapılanmasından sadece iki oyuncu olması da bize nerelerde zaman kaybettirildiğinin çok anlamlı göstergesiydi.
Fenerbahçe’nin bugünkü durumunun sezon başından itibaren alınan tüm kararlarda gizli olduğu da ortadadır. Kimse gerçekten üzerine alınmıyor o da ayrı bir garabet!
Dün Fenerbahçe ilk yarı iyiydi ama bir oyun planı, aklı yoktu. İsteyen bir takım görüntüsü veriyordu o kadar.
Ersun Yanal kanatlar üzerinden oynamayı seviyor. Bu yanlış değil ancak geliştirilmeye muhtaç görünüyor, özellikle sol kanatta.
Ayew çok etkisiz kalıyor.
Sağda üç oyuncu ile işleyen bir kurgu var, solda Ayew ve Hasan Ali’den bir tam oyuncu performansı çıkmıyor.
Fenerbahçe’nin acilen sol ayaklı bir oyuncu transfer etmesi gerekiyor.
Çünkü sağ kanat üzerindeki yük bir süre sonra hem rakiplerin oyunu çözmesi hem de oyuncuların yorulmasıyla çözülüveriyor. Opsiyon ürettiğinizde bir alternatif seçeneğiniz oluyor.
Sadık için bir şeyler söylemek çok erken olacaktır. Her şeyi geçtim iyi stoperin kafa vurmayı becermesi gerekiyor. Şimdilik bu kadarla yetinelim. Ama birkaç hafta içinde Roman yine formasını giyermiş gibi görünüyor.
Tüm bu olumsuzluklara karşın ikinci devreye iki sıra yukarı çıkarak başlamak da bardağın dolu tarafı olsun.
Fenerbahçe’nin golünden sonra Bursaspor tribünlerinden atılan ve Skrtel’in kafasını yaran cisim konusu ortada dikiş olmayınca olaya dönüşmüyor. İlginç değil mi?