Pazartesi akşamı çok zor bir maça çıkan Fenerbahçe için öncelik hiç kuşkusuz galibiyetti. Üst üste evinde oynadığı Cuma randevusunda kazanmak yine ilk sırada olmasına karşın az da olsa ne oynuyor olduğu da önemliydi.
Ersun Yanal takımlarının en temel özelliği kanat organizasyonlardır. Fenerbahçe’nin sağ kanadı geçen seneden kalma özellikle çok iyi oyunculardan oluşuyor.
Isla, Dirar ve Ekici orada çeşitli istasyonlar kurabiliyorlar. Oyunun hemen başında Roman ve Topal’ın da sağ kanat istasyon oyununa destek verdiklerini gördük. Gol de böyle geldi zaten.
Yüksek pas sayısı ile de oyunu orta alanda tutarak topu bir kanattan diğerine çok hızlı şekilde aktarması da takımın ilerleyen haftalarda işine çok yarayacaktır.
Sezonun ilk bölümlerinde isabetli pas sayısı 300’lü sayılarda kalırken dün 500 sayısına ulaşması bunun bir göstergesi oluyor.
Bununla birlikte takımın sol tarafının zayıf kaldığını, sağ ayaklı bir oyun oynadığını da söylemeliyiz.
Dünkü Göztepe bu anlamda Fenerbahçe’nin sol tarafını pek de zorlamadı. Bu nedenle yanıltıcı olabilir.
Sağ kanatta Dirar-Isla tandeminin uyumu Moses’in ister istemez yerini de belirliyor. Tıpkı Ayew gibi… Her ikisinin de bu maçta golle buluşmaları rastlantı değildir.
Futbol tek yönlü ve taraflı bir oyun değildir. Geride bıraktığımız iki haftadaki bu sağa kayan oyun şekli rakiplerin de önlem almasına neden olacaktır. Dirar ve Isla ne kadar istekli ve formda olursa olsunlar bir yerde tıkanacaktır ki dün de ikinci yarı, ilk devre kadar açık alanlar bulamadılar. Bu durumda taktik kurgunun oyuncu değişikliği ile değil sahada yön alternatifleriyle zenginlik sağlanması gerekir. Bu da sol kanat hücumudur.
Geçen sezondan bu yana solda oynatılan oyuncuların bölgelerine sadık kalarak oynamamaları, sürekli yerlerini terk etmeleri savunmayı zorladı. Kuşkusuz ilk akla Valbuena geliyor. Ayew de bu anlamda biraz zorlanıyor. Moses’in ikinci maçta o bölgede golle buluşması futbolcu üzerindeki gerilimi azaltır. Alışkanlıklarına ters olsa da Ersun Yanal futbolcuları ikna edebilmelidir. Ümit Özat yıllarca orada ters ayakla oynadı.
Orta alanda bu anlamda daha fazla alternatif olduğu ve çeşitlendiği de kesin. Ancak hangi oyuncuların ilk on bir oyuncusu olacağını ilerleyen haftalarda göreceğiz.
Fenerbahçe’de iki haftadır gelişme gösteren en önemli konu savunmanın çok daha sağlam bir hal alması, rakibe daha az şut imkanı verilmesiydi. En azından rakipler eskisi kadar rahat değiller. Sadık bu anlamda takım savunmasına bir mücadele azmi kazandırdığını söylemek erken olsa da mümkündür.
Sadık Jerome’nin çok sert bir faulüne maruz kaldı. Ucuz kurtardı diyebiliriz. Sahalarımızda bu türden sertliklere izin verilmemeli, futbolcular daha dikkatli olmalıdır.
Ancak oyunun son yarım saatinde takımın gücünün azaldığını ve düştüğünü de gördük ki bu en önemli sıkıntıların başında geliyor. Fenerbahçe maça çok güçlü başlıyor, sonunu tamamlayamıyor. Sezon sonuna kadar bunun dengelenmesi gerekiyor.
Suat Arslanboğa’nın iyi bir hakem olduğunu düşünüyorum. MHK onu sıklıkla dördüncü hakem olarak kullanıyor. İlk sıraya isminin yazılması hakemi de geliştirecektir.