Fenerbahçe’nin sorunlu ve gelişen tarafları

Önce Fenerbahçe’nin ilk yarı, attıklarından başka, yakaladığı gol pozisyonlarını çabucak hatırlayalım.

Dakika 3; sağ kanattan gelişen atakta Tadic sola doğru savunmanın üzerinden topu çok iyi yükseltiyor ve orada boş durumdaki Kostic’i görüyor. Konyaspor’un 25. Saniyede attığı gole benzer bir pozisyon ancak burada Kostic’in topa kafa ile vurması gerekiyor. Vuruyor ancak top üstten dışarı gidiyor.

Dakika 27; Szymanski sol kanatta yaptığı baskı ile topu kazanıyor ve süratle aynı kanattan, ceza sahasına kadar inmeden, topu müsait pozisyondaki Dzeko’ya gönderiyor. Dzeko gelişine çok güzel vuruyor ama kaleci kurtarıyor veya top kalecinin üzerine gidiyor.

Haberin Devamı

Dakika 28; bu sefer orta alandan Fred topla ilerlerken daha uygun durumdaki Tadic’in koşu yoluna bırakıyor. Tadic biraz ilerleyip sağ ayağı ile bir şut çekiyor. Kaleci sağına giden topa uzanıyor ve yerde eliyle müdahale ediyor.

İlk yarıda uzatmaların 2. Dakikası; Kostic solda boş durumda olan Szymanski’nin önüne topu yuvarlıyor. Polonyalı oyuncu ceza sahasına giriyor ve oyunu sağ tarafa doğru açıp, müsait pozisyondaki En Nesyri’ye pas veriyor. Faslı oyuncunun oldukça müsait pozisyondaki şutu kale üzerinden dışarı gidiyor.

İkinci yarı, dakika 49; korner atışında Szymanski’nin ortasında top yine Mert Müldür’ün kafasıyla buluşuyor. Şut az farkla dışarı giderken önce Tadic sonra da Djiku müsait durumdayken topu kaleye gönderecek dokunuşu yapamıyorlar.

Dakika 62; Oğuz Aydın ceza sahasının dışından kaleye müthiş bir şut gönderiyor ve top az farkla dışarı gidiyor. Kaleyi bulsa belki haftanın değil, sezonun en güzel golü olmaya aday!

Attığı 3 golden başka 6 etkili atak ve gol pozisyonu. Hepsini detayı ile yazmaya çalıştım ki daha iyi anlaşılsın.

Hemen hemen sahanın tüm bölgelerinden atak geliştiren bir Fenerbahçe izledik.

Gol beklentisi x2.33.

Bu maçın Kayserispor karşılaşması gibi 6-2 bitmesine engel olan tek bir şey vardı; bitiricilik.

Fenerbahçe’nin Galatasaray maçı dışında puan kaybettiği tüm karşılaşmalardaki temel sorunu da bundan farklı değildi.

Haberin Devamı

Diğer taraftan yediğinden bir fazla atamadığında puan kaybını kesin hale gelmesi bir diğer mesele; savunmada yapılan akıl almaz hatalar!

Fenerbahçeli oyuncular rakip ceza sahası içinde bitiricilik sorunu ile boğuşurken kendi ceza sahalarının içinde daha vahim bir hal alıyor; istisnasız acemiler mangası haline dönüşüyorlar.

Iskalar, topu uzaklaştıramamalar, kafa vuramamalar, rakip oyuncunun hep bir adım gerisinde kalan müdahaleler, adam kaçırmalar ve daha fazlası.

25. Saniyede yenilen gol ne kadar hatalar zinciriyse, 44. Dakikadaki bir o kadarıydı!

Girişte yazdığım pozisyonların yarısını daha atabilirse yediklerinin veya bu hataların hiçbir önemi yok ama gol atmak çoğu zaman öylesine zorlaşıyor ki bazen herkesin üzerine karamsarlık bulutu çöküveriyor.

Buraya kadarki özet; bardağın dolu ve boş tarafına dairdi.

Diğer yanda Fenerbahçe’nin topla oynama maharetinin giderek ve üzerine koyarak arttığını gördük. Özellikle geriden topla çıkarken ve oyun kurarken yapılan küçük ve geniş üçgenler, 2’ye 1’ler zaman zaman o kadar başarılı oldu ki rakip savunma arkasında sarkan boş durumda oyuncular gördük.

Haberin Devamı

Belli ki Mourinho Samandıra’da bunun üzerinde çok duruyor. Bu paslı oyun yerleştikçe ve takım adaptasyonunu artırıp, hızlandıkça Fenerbahçe’nin eksikliği fazlasıyla hissedilen hücum etkinliğini izlemeye başlayacağız diye tahmin ediyorum.

Bu sezon birkaç defa oyun içinde 3’lü savunma ile oynayan Fenerbahçe bu kez ilk defa maça böyle başladı ve öyle de bitirdi.

Önceki maçlarda Amrabat iki stoper arasına girip burayı üçleyerek oyun kurmaya yardımcı oluyordu. Onun yokluğunda Mourinho direkt üçlü stoper hattı ile oluşturdu.

Amrabat’ın orta alandaki yerine Fred’i çekti.

Kenar oyuncuların da oyunu genişletmesiyle birlikte çok geniş bir alana yayılan haliyle de rakip oyunculara hem pas hem de serbest oynama boşluğu bırakılmış oldu.

Belki de Konyaspor üst sıralarda mücadele eden başka hiçbir takıma karşı böylesine boş alanlar bulamayacaktır.

Kaptırılan her topun bu kadar süratle Fenerbahçe kalesine inmesinin nedenlerinden birinin de bu olduğunu düşünüyorum.

İşte kritik tespit de burada düğümleniyor; topu öyle bir yerde kaptırıyor ki Fenerbahçeli oyuncular, tam hücum seti yerleşmiş, savunma düzeni alamayacak derecede sahaya yayılmışken o boş alanlar rakip için arayıp da bulamayacağı fırsat bölgelerine dönüşüveriyor.

Kuşkusuz bizim gördüğümüz kenardaki Mourinho ve yardımcıları tarafından da kolaylıkla tespit edilecek kadar açık bir sorundur.

Diğer yanda bu kurgu ve dizilimin işlediği takdirde Fenerbahçe’nin ana oyun planı olarak sezon sonuna kadar onu zirveye taşıyacak güçlü bir kurgu olacağını da öngörebilmek gerekiyor.

Fenerbahçe’nin eksikileri var; özellikle de savunma bölgesine çok acil takviyeler yapılması önemli bir durum arz ediyor.

Savunmadaki bu bireysel hatalar yapan oyuncu grubunun yerine daha sağlam oynamasını beceren futbolcuları bulmayı başarabilir ve kısa sürede Samandıra’da antrenmanlara başlaması sağlanırsa Fenerbahçe kaybettiği avantajı kısa sürede telafi edeceği gibi şampiyonluk mücadelesinde tekrar potanın içine girecektir.

Öte yandan bitiricilik!

“Öyle ya da böyle, gol yemezse bir şekilde gol atmayı bilir bu takım!”

Türkiye’de işlerin böyle ilerlemediği çok açık. Bir kere psikolojik üstünlük gole çabuk, kolay, basit ve bol şekilde ulaştıkça güçleniyor veya dengeleniyor.

Fenerbahçe’nin bu anlamda büyük bir eksiği var. Öncelikle kendi taraftarının psikolojisini düzeltmesi ve onu yarışta olduğuna ikna etmesi gerekiyor.

Bu hava bir iki maçla değişir ama çerçevesini çizdiğimiz şekliyle.

Dün 70. Dakikadan sonra Fenerbahçe maçı bitirmek için oyunun boşluklarına saklanarak mücadele etti.

İster istemez de başta kendi taraftarı olmak üzere futbol kamuoyunun aklında maçın bu bölümü yer etti veya kaldı.

“Her takım yapıyor; hatta Galatasaray neredeyse her maçını böyle oynuyor ama Fenerbahçe kadar gündem olmuyor,” çünkü avantajı var.

Uzun, zahmetli ve hataya fırsat vermeyen bir süreç var Fenerbahçe’nin önünde. Özellikle de önümüzdeki 6 hafta boyunca.

6. Haftanın sonunda bu lig yarışı ya yeniden başlayacak ya da orada son bulacak!