Sezonun 11. haftası oynanıyor, Fenerbahçe 4. yenilgisini aldı. Oyun olarak ortaya bir şey koyamıyor; maçını izlerken taraftarlarına umut vermiyor.
Spor dediğimiz şey sadece mücadele, oyun, taktik değildir; yaptığın işten keyif almasını da biliyor olmak demektir.
Takım oyunlarında ekip olarak işini sevdiğini etrafa gösterbiliyor olmak çok önemli ve bir o kadar da değerli seviyedir.
Bu saydığımız gerekliliklerin biri bile konu Fenerbahçe olduğunda çok uzağında bir yerde duruyor.
Mesela Konyaspor belki oyuncu marka değeri bakımından Fenerbahçe’nin altında olmasına karşın yaptığı işten keyif aldığını gösterebilen, bunu da mücadale ederek ortaya koyabilen bir takım gibi duruyor.
İşler biraz ters gittiğinde etrafı toparlayacak bir lider arar gözler.
Bu bazen saha içindedir, kulübededir; kenardaki teknik yönetimdedir.
Fenerbahçe’nin tarihine baktığımızdaysa çoğunlukla bu lider Başkan’dır!
Dün Konya’daki mücadelenin hemen başında skor 2-0 olduğunda sahada darmadağın olmuş bir takım görüntüsündeydi Fenerbahçe.
Fazlasıyla kırılmıştı.
Bütün bunları tersine çevirebilecek ne saha içinde ne kenarda biri var görünüyordu.
En tepeden başlayan ve sahadaki futbolcuya kadar uzanan zincirleme yetersizlik, iradesizlik, inisiyatifsizlik; netice olarak beceriksizlik biçiminde önümüze seriliyordu.
Avrupa’nın birçok kulübünde benzer sorunlu seriler yaşanıyor; ancak kalkmasını da biliyor, beceriyor.
Fenerbahçe bu sezona bir kere daha aslında sıfırdan başladı.
Soru şu; Fenerbahçe son 4 sezondur neden sürekli sıfırdan başlıyor?
Çünkü Fenerbahçe’yi yöneten akıl buraya öylesine güçlü bir “biz biliriz” iradesiyle geldi ki öncesinde olan her şeyi hatalı varsayarak yok etti.
Şimdi bunun bedelini ödüyor, çünkü her şeyin bir bedeli var ve bunu ödemek için bazen bankadaki sınırsız yüksek maddi gücünüz yetmdeyebilir!
Yeniden başlamak ve sıfırdan bir yapı ortaya koymak için zaman gerekir.
Artık o zaman var mı yok mu, Fenerbahçe’nin kendi iç sesi bunun cevabını ilerleyen günlerde tartışacaktır.
Pereira 43. Dakikada 3 oyuncu değişikliği yaptı.
Bunun meali “benim sahaya sürdüğüm kadro hatalıydı” demektir.
Pereira sezona çok iyi başlamasına, iyi şeyler yapmasına karşın özellikle takıma Eylül ayında gelen takviyelerden sonra kafasının karıştığını, bildiklerini unuttuğunu ya da bir yerlere mesaj gönderme uğraşına girdiğini görüyoruz.
Rossi...
Haftalardır sahada takımdan ayrı koşu yapan bir oyuncu gibi hareket ediyor. Gerçekten Pereira’nın Rossi’den ne beklentisi olduğunu dinlemeyi çok isterdim. Öyle basın toplantısında falan değil, çok daha özel bir görüşmede.
Gustavo...
Sorun bu oyuncu mu yoksa yanında oynayan mı teşhis koymada zorlansam da haftalardır iradesiz, silik futboluyla sahada olmayı kesinlikle hak etmeyen bir oyuncu gibi duruyor.
Haftalardır altını çiziyoruz, 3’lü savunmanın önünde oynayan 2 orta saha oyuncusu merkezde oyunu kurma görevindedir. Bu iki oyuncudan biri bile pas merkezi olamazsa o zaman takım kurgusunda büyük sorunlar yaşanır.
Gustavo oyun kurmak bir yana ne pas istasyonu oluyor ne de savunma görevini yapabiliyor. Orada illa Gustavo’dan başka bir oyuncunun oynayabileceğini görebilmek için sakatlanması beklememek de iyi bir teknik direktörlük meziyetidir.
Pelkas geçen sezonun çok uzağında... Formasyon nedeniyle mi yoksa formsuz mu? Yoksa, yazının başına dönelim, yaptığı işten keyif mi almıyor?
Avrupa’nın üst düzey liglerinde şampiyonluk mücadelesi veren takımlar maçlarının büyük bölümünü temassız oynamaya çalışıyorlar.
Ne demek bu?
Futbol temassız oynanır mı?
Takım savunma halindeyken rakiple temas halinde olmamak kuşkusuz mümkün değil; ancak hücum oyunu takımı yormamalıdır.
Takım, atağa çıkarken sahayı genişletmeli, topu rakip savunmanın boşluklarında çevirmeyi öğrenebilmelidir.
Bunun zaman içinde, belli bir uyum sağladıktan sonra oturacağı su götürmez; ancak sahada takımın bir şeyler denediğini de görmeliyiz.
Fenerbahçe doğru pası yapamayan, rakiple bire bir mücadeleye giren oyunsu sayısının fazla olduğu bir takım görüntüsü çiziyor.
Kuşkusuz bu durum da yoğun emek ve yorgunluğa dönüşüyor.
Modern futbolun gereklerini sahaya yansıtamadığında da sıradanlaşıyor.
Bu dipten nasıl çıkacağını hep beraber izleyeceğiz, ancak son 3 sezonun öğrenilmiş dersleri işin hiç de kolay olmadığını bize hatırlatıyor.
Bu Fenerbahçe’nin bir lidere sahip olup olmadığını da bize gösterecek çok önemli bir süreç olacaktır!