Kazanması gereken ve çok da rahat kazanabileceği bir karşılaşmayı güçlükle berabere bitirdi Fenerbahçe.
Babel’in olağanüstü derecede güzel golünü çıkardığınızda Beşiktaş’ta ne vardı?
O pozisyona gelinceye kadar Beşiktaş’ın gol atabileceğini kim aklından geçiriyordu?
Evet, futbol böyle bir şey ancak hala Türkiye standartlarında böyle bir şey; İngiltere’de, Almanya’da, İspanya’da böyle sonuçlara çok az rastlıyorsunuz.
İyi olan kazanıyor.
Ülkemizde tesadüfler hep ön plana geçiyor. Dün gece Beşiktaş maçı kazanmış olsaydı futbol adına fazlasıyla adaletsiz bir durum olacaktı; en azından ilk yarı için bunu söylemeliyiz.
Düşünün ki Fenerbahçe’nin sol beki karşılaşmayı 4 şut, iki şut asisti, bir de gol asistiyle tamamladı. Çektiği şutlardan biri direkte patladı, diğerlerini kaleci kurtardı.
Bu arada Hasan Ali çok iyi oynadı. Geri dönüşü muhteşem oldu. Hasan Ali için özellikle Fenerbahçe taraftarı büyük haksızlık yapıyor. Dün gece bir kere daha gösterdi Hasan Ali Türkiye’nin en yararlı ve en iyi sol bekidir.
Beşiktaş golünü attığı sırada Fenerbahçe’nin 4, Beşiktaş’ın bir isabetli şutu vardı. İstatistiksel olarak golü Fenerbahçe’nin atması gerekiyordu ancak olmadı.
Neden?
Çünkü Fenerbahçe’nin savunma hattı bu maçın zaten sonucunu belirleyecekti.
Babel’e 60 metre mesafeden ve havadan süzülerek gelen topu orada aldırmak Fenerbahçe savunmasının en büyük zafiyetiydi.
Mehmet Topal ve Roman müdahalesiz kalkırken, Reyes de topa ve rakibe sırtını döndü. Babel de çok güzel bir şut çıkardı; Harun için imkansız derecedeydi.
Zaten bu sezon Fenerbahçe’nin temel sorunu hep burada düğümlenecek görünüyor.
Orta alanda bu kadar çok oyuncu alternatifi varken 3 stoper ile lige ve Avrupa yolculuğuna devam etmek Fenerbahçe kadrosunun kırılganlığı olacaktır.
Beşiktaş’ın orta alanında Atiba aylar sonra forma bulurken, hatta son anda havaalanından döndürülmüşken futbolunun çok gerilemiş olduğunu izledik.
Oğuzhan’ın iyi oynadığı bir Fenerbahçe maçı var mı, ben hatırlamıyorum.
Tolgay’ın da sadece faullerle maçı idare ettiği göz önünde bulundurulursa aslında Fenerbahçe’nin nasıl bir maçı değerlendiremediği çok daha iyi anlaşılacaktır.
Cocu’nun Mehmet Topal’dan önce Aatıf’ı çıkarmasını daha doğru olurdu. Daha sonra oyuna dahil olan Valbuena olasılıklar içinde sanki en kötüsüydü.
Taraftar Aatıf’ı sevmiyor ancak Valbuena ile kıyaslandığında çok daha yararlı olduğuna inanıyorum.
Derbiler genellikle futbolcuların işidir, teknik adamlar yan rollerde oynarlar. Bu nedenle bu maçı Cocu’nun yaptıkları ile açıklamak doğru olmaz. Ancak Cocu’nun buradan mutlak surette bazı çıkarımlar yapması gerekir.
Yenilmemek Fenerbahçe ve Cocu adına çok iyi oldu. Çünkü olası bir kayıpta bugün çok farklı şeyler konuşuyor, tartışıyor olacaktık.
Kazansaydı ligin seyri değişirdi.
4 sezonunda her şeyine hakim takım ile böyle futbol oynuyor olmak da Şenol Güneş’ yazar. İkinci yarı Beşiktaş’ın oynadığı futbolu yapmaya çalıştığını anlamak mümkün değil. Bir tane bulduk idare edelim, dedi resmen. Oysa birden fazla skor üretmek için rakip kaleye gitmeleri gerekiyor.
İnanmadılar. Çünkü kazanma potansiyelini üzerilerinde görmüyorlardı.
Maçtan önce bir sürü sayı üzerinden detay vermeye çalışmıştım.
Bir maçta 30 faul ve üzeri olduğunda o karşılaşma 50 dakikanın altında oynanıyor. Yazıyı yazarken zamanı tam olarak öğrenememiştim. Ancak beklentim bu yöndedir. Fırat Aydınus’un maçın sonuna 3 dakika eklemesi bu bakımdan doğru olmadı. Üstelik bir kaç defa sakatlıklar nedeniyle durmuşken.
Karşılaşmanın sonlarına doğru ceza sahası içindeki tartışmalı penaltı pozisyonunu VAR başındaki 3 hakemin de görmezden gelmesi gerçekten düşündürücüdür. Çünkü görmemeleri mümkün değil. Eğer göremedilerse o zaman kameralarda bir sıkıntı VAR demektir.
Net penaltıydı! Karşılaşmanın ve ligin kaderini belirledi.