Öncelikle, yaklaşık 20 gündür Covid-19’a karşı bir mücadele verdiğimi, yazı ve yorum yapamadığımı belirterek başlamak istiyorum. Bu süreçte arayarak, mesaj ve mail atarak durumumu takip eden dostlara buradan teşekkürlerimi iletiyorum. Sağ olun.
Milli Maç arası bitti artık Mart ayına kadar Süper Lig’de başbaşa her hafta futbolun olduğu dolu dolu günler yaşayacağız.
Fenerbahçe Milli ara öncesine Konyaspor yenilgisiyle girdi, Genlerbirliği galibiyetiyle de yeniden yarışa döndüğünü ilan etti.
Futbolda 5-1 neresinden bakılırsa bakılsın görkemli bir skordur. Çünkü futbolun esas amacı goldür ve bunu güzelleştirdiğinizde iyi ve doğru bir iş çıkarmışsınız demektir.
Fenerbahçe’nin tüm golleri birbirinden güzeldi. Gol vuruşları futbolcuların kalitesini gösterdi.
Perotti’nin kazandırdığı akıl dolu penaltı devreye girerken tam zamanında geldi.
Sosa’nın 47. Dakikada belki de maçı kopartan golü de ta en başından sonuna kadar hazırlanışı itibarıyla Süper Ligin üst seviye gollerinden biri oldu.
Sosa’nın bir duran top organizasyonunda Serdar Aziz’e gönderdiği ve onun da bekletmeksizin Ozan’a ilettiği pas sonrasında gelen sayının satrançtaki karşılığı Çoban Matıdır.
Peki buraya kadar ayakları yerden kesilmiş Fenerbahçe taraftarını mutlu eden cümleleri yazmış ve sıralamış olalım.
Bir de hayatın gerçeği var.
Futbolun amacı gol ve kazanmaksa Fenerbahçe bunu her ne kadar mükemmel bir şekilde yerine getirmiş olsa da bu futbolun gelecek adına iyi sinyaller verdiğini söylemek çok zor.
Gençlerbirliği sezon başından bu yana istikrarsız kenar yönetimi dikkat çekiyor. Dün de farklı bir teknik direktör vardı. Bunun futbollarına etki ettiği kesin.
Mesela Konyaspor, Fenerbahçe karşısında çok daha sağlam bir savunma örgüsüyle mücadele edip, oyunu kilitlemesini bilmişti.
Fenerbahçe bu sezon ilk defa bu kadar uzun mesafeli şutlar çekme şansı yakaladı, diyebiliriz. Kaliteli ayaklar da bunu gole çevirdi. Fakat her takım bu kadar açık oyun oynamayacaktır.
Fenerbahçe bu sezon Galatasaray maçından sonra en az pas isabetiyle ve topla oynadığı bir karşılaşmaydı.
Orta alanda oyun kurmada zorlandı.
Caner ve Gökhan’ın yokluklarında kanatlar; yani Fenerbahçe’nin hücum organizasyonları tamamen ortadan kalkınca başka bir oyun oynama ihtiyacı doğdu. Bu da Mert Hakan, Pelkas ve Perotti’nin ön plana çıkmasına sebebiyet verdi.
Pelkas mücadelesiyle bir şeyler yapmaya çalışırken esas katkı Mert Hakan ve Perotti’den geldi.
Bu iki oyuncunun yaptıklarının sürdürülebilir olup olmayacağını ilerleyen haftalarda göreceğiz. Ancak olması gerekenin de bu olduğunu düşünüyorum.
Fenerbahçe dünkü Gençlerbirliği karşılaşmasında ceza sahasına toplu oyuncu ile girmenin bolca ödülünü aldı. Bu amaçsız ortalardan takımı kurtaran bir sonuçtu.
Oyun ikinci yarı kısa sürede 5-1’e geldikten sonra Erol Bulut’un bir süre kanarda bu oyunu sahadaki oyuncu grubuyla oynamaya devam etmesini bekledim. Çünkü Fenerbahçe’nin ihtiyacı olan bu.
Ancak hemen müdahale etti.
Beş oyuncu değişikliğinin teknik direktörlerin kafasını karıştırdığını düşünüyorum.
Takımın bir kadro yapısı varmış gibi görünüyorsa da aslında istikrarlı bir kadro kurgusununun henüz oturmadığı ortada.
Fenerbahçe’nin asıl santraforu Cisse mi yoksa Samatta mı tartışması her maç diğerinin üzerinde yoğunlaşmak üzere devam edecek görünüyor.
Aynı şey, takımın gerçek 10 numarası üzerinde de kanatları için de sürüp gidecek.
İlk yarı biterken gözler Ozan’ı ve Caner’i aradı. Caner ve Ozan olsaydı bu fark olur muydu sorusunun cevabı ise her zaman merak edilecektir.
Erol Bulut, maç sonunda, “kimbilir haftaya bambaşka bir on bir oyuncu grubu ile çıkarız” şeklinde bir yorum yaptı. Bu mecburiyet kaynaklı olursa kuşkusuz diyecek bir söz yok. Ancak mesele kadro istikrarını yakalamak adına deneme yanılma sürecinin devam etmesinden söz ediyorsa bu oldukça sıkıntılı bir durum olduğu da ortadadır.
Fenerbahçe’nin belli bir oyun planının artık yavaş yavaş şekillenmeye başlaması gerekiyor.
Oyunu oyuncuların kalitesi ve özellikleri üzerine kurmak bir yere kadar zaman kazandırır ancak ilerleyen haftalarda bu yetmez.
Dün Gençlerbirliği karşısında çok kolay gole giden bir takım görüntüsü vardı; yarın sıkışan oyunda gol sorunu yaşandığında bu inişli çıkışlı durum fazlasıyla sorgulanır.
Halil Umut Meler iyi maç yönetti ya da ona düşrn fazla bir pozisyon olmadı.
Perotti’nin kazandığı penaltı tartışmasız kural kitabında yazan penaltının karşılığıdır.