Kaybettik; üzüldük.
Şimdi külahı önümüze alıp düşünme zamanı; bizim aslında hiç sevmediğimiz detay ama deneyelim.
Geçtiğimiz senelerde Twitter’da bir anket düzenlemiştim. Aklıma gelmişken bunu tekrarlayayım; sonuçlarını da yazının sonunda paylaşırım.
Soru şuydu; Türkiye’de taraftarı olduğunuz takımın maçı hariç kaç futbol karşılaşması izliyorsunuz?
Cevabının benim takipçilerimin dışında da aranması gerektiğini düşünmekle birlikte sonuçların bir fikir verdiğine inanıyorum.
Sorun şu ki genel olarak taraftarı olduğumuz takımın maçlarındaki dışında muhtemelen ezeli rakip ya da rakiplerimizin karşılaşmalarını ya izliyoruz ya da sonucuna bakıp faslı kapatıyoruz.
Hiç izlemeyen sayısının %30’dan yüksek çıkması ise düşündürücü bir sonuç olarak önümüze düşüyor.
Aynı soruyu Türkiye dışından kaç maç izliyorsunuz diye sorsak, muhtemelen hiç izlemeyenin oranı daha düşük çıkar. Çünkü İngiltere, Almanya ve İspanya Ligleri hem daha yakından takip hem de merak ediliyor.
“Neden” sorusunun cevabı zor olmasa gerekir değil mi?
Hepimiz çok daha kaliteli, heyecanlı ve standartları olan futbol izlemek istiyoruz.
Türkiye’de futbol izlemenin temel amacı taraftarı olduğumuz takım oluyor genellikle ve o da eğer başarısız bir sezon geçiriyorsa amaca dair motivasyon tamamen ortadan kalkıyor.
Anadolu’daki bir takımın taraftarı kendi takımını ne kadar destekliyor ya da ilgili, sonuçlarını tribünlere bakarak görüyoruz.
Bazı illerin takım taraftarlarını bedava stadyumlara bile toplamak çoğu zaman mümkün olmuyor.
Soru şu; biz gerçekten futbolu seviyor muyuz?
Avrupa’dan futbolu takip eden bile futbol izleyicisinin ne kadarına karşılık geliyor?
Türkiye’de üç büyükler de dahil olmak üzere Almanya’nın Dortmund takımı kadar bir taraftarlık profiline sahip olabiliyor muyuz?
Futbolu çok seviyoruz, futbola aşığız?
Samimi miyiz, gerçekten kendinize bunun cevabını verin.
Neden kaybettiğimiz ortada değil mi?
Kuşkusuz lobimiz yok, ancak Avrupa’dan baktığımızda bizim heyecan duymadığımız bir ürüne acaba kim ilgi duyar?
Kazanmak için Almanya’nın çok fazla donanımı vardı; bizim?
Dört sene sonrası için bile tüm bunları değiştirebileceğimize emin olabilir miyiz?
Gelelim anketimize…
Yaklaşık bir saatte hiç de fena oy kullanılmamış. Sonuç benim için yine sürpriz değil. 23 saat daha süresi var. Oranlar değişebilir. Bu yazıyı okuyacaklar da aşağıdaki twitter linkine tıklayarak oy kullanıp sonuçları takip edebilirler.
Birinci sıradaki oranı en alta almadığımız sürece sorunu çözemeyeceğiz diye düşünüyorum.