Türk futbolunun içerisinde yer alan kimilerinde bir yabancı takıntısı var. Türkiye’de yabancı futbolcu sayısının sınırlı olduğu dönemlerde yabancı kuralı kalksın, serbest olsun diye feryat figan ağlaşıldığını henüz hiç kimse unutmadı.
Sonunda TFF, Fatih Terim ile birlikte bu kuralı herkesin içine sinecek şekilde yeniden düzenledi. Fakat bu sefer de Türk futbolunun gelişmesi bahanesiyle yabancı oyuncuya sınırlama getirilsin sesleri yükselmeye başladı.
Bu insanlara öncelikle şunu anlatmak gerekiyor: Yabancı futbolcu sayısı hala kısıtlamaya tabi. Oysa Türk futbolcularda böyle bir kısıtlama yok. Yani bir kulüp isterse bütün takımı yerli futbolculardan kurabilir. Nitekim bunun örneği de var. Kim mi? Altınordu.
Öte yandan bu yasakçı zihniyete sahip insanlara hatırlatılması gereken başka konular da var. Geçmişte bir takımda oynayabilecek yabancı futbolcu sayısı beşe kadar düşürüldü. Peki, yabancı futbolcu sayısının kısıtlı olduğu o dönemlerde Türk Milli Takımı istisnasız bütün turnuvalara katılabildi mi? Ya da Avrupa Kupalarında mücadele eden takımlarımızdan kaçı inanılmaz büyük başarılara imza attılar?
Bir de bunların üstüne yabancı sınırlamasından dolayı Türk futbolcuların fiyatları astronomik bir şekilde artmadı mı? Aldıkları transfer parasının yarısını bile hak etmeyecek kapasitede olan yerli futbolcular büyük rakamlara büyük takımlara gitmediler mi? Sorarım size şimdi nerede o futbolcular? Bazıları Anadolu takımlarında yedek bekliyor, bazıları ise TFF 1. Lig takımlarında oynamaya çalışıyorlar.
Peki o dönemde kaç futbolcumuz Avrupa takımlarına transfer oldu?
Uzun lafın kısası, yabancı futbolcuyu yasaklayarak Türk futbolunu geliştiremezsiniz. Açık konuşalım, sorun üst yapıda değil, alt yapıda. Kulüplerimiz eğer gerçekten yetenekli Türk futbolcuları yetiştirmek istiyorlarsa alt yapıya önem vermeliler. Şimdi sorsanız hepsinde alt yapı mevcut. Çalışıyorlar ama olmuyor! Olmaz tabi. Alt yapıyı öyle yasak savma babında yaparsanız hiçbir şey yetiştiremezsiniz.
Öncelikle altyapılarda kaliteli hocalar görev almalılar. Buralarda gençlere fizik- kondisyon hareketleri ve çift kale dışında futbol bilimi de öğretilmeli. Yani teknik ve taktik gelişimleri sağlanmalı. Daha sonra da bu gençlere korkmadan görev verilmeli.
Ülkemizde bunu yapan bir tek Altınordu var. İzmir’in kırmızı- lacivertli kulübü tam bir alt yapı fabrikası. Seyit Mehmet Özkan’ın daha önceki Bucaspor jenerasyonundan Salih Uçan, Altınordu jenerasyonundan ise Cengiz Ünder ve Çağlar Söyüncü hep bu fabrikanın ürünleri.
Peki anlı şanlı büyük takımlarımızın alt yapılarından çıkan futbolcular neredeler? Arda Turan, Atınç Nukan ve Yusuf Yazıcı dışında hemen aklınıza gelen var mı?
Bu anlı şanlı büyük takımlarımızdan yetişenler genellikle TFF 1. Lig ve daha alt liglerdeki takımlarda oynuyorlar. Demek ki, kendi A takımlarında oynayabilecek kapasitede yetiştirilememişler.
Bu arada Milli Takımda oynayan futbolcularımızın çoğunun Avrupa altyapılarından çıktığını da unutmamak gerekiyor.
Yani çözüm yasakta değil. Çözüm alt yapıları geliştirip kaliteli Türk futbolcu yetiştirmekte. Artık şunu anlayın lütfen: Kaliteli yerli futbolcu yetişmemesinin nedeni yabancı futbolcular değil, bizleriz!