Tek Eksik Goldü
Sıcak ve nemli havaya rağmen heyecan dozu yüksek, doyurucu bir mücadeleye sahne oldu Adana Demirspor – Galatasaray karşılaşması. İki takımın da ligde bulundukları konumun hakkını verdikleri bu mücadelelerinde futbol adına tek eksik goldü.
Vincenzo Montella, kalabalık bir orta saha ile 4-6-0 diyebileceğimiz bir anlayışla sürdü takımını sahaya. Okan Buruk da Adana Demirspor’un etkili orta sahasının karşısına Torreira ile Midtsjö’yü çıkarttı. Bu, son derece doğru bir tercihti. Nitekim bu iki oyuncu, bana göre sahanın en iyileriydi. Daha önceki yazılarımda Galatasaray’ın orta sahasında bu iki ismin mutlaka bulunmaları gerektiğini yazmıştım. Her iki futbolcu da Adana Demirspor karşısında bu düşüncemi doğrular bir performans sergilediler. Torreira ve Midtsjö birbirlerini çok iyi tamamlıyorlar. Nitekim 79’daki Midtsjö- Oliveira değişikliğinden sonra Galatasaray orta sahasının zafiyet gösterdiğine şahit olduk.
Oyuna genel olarak baktığımızda milli aranın Galatasaray’a yaradığını söyleyebiliriz. Sarı- kırmızılılar, oyun anlamında kendilerini geliştirmişler. Orta sahaya yukarıda değinmiştim. Defans da oldukça pozitif bir görüntü sergiledi. Sağda Boey, solda Dubois hücumlara katkı sağladılar. Özellikle Boey, sağ kanattan yapılan akınların neredeyse tamamında başroldeydi. Hem de Onyekuru tehdidine rağmen. Tabii bu tür pozisyonlarda Torreira’nın defansif güvenliği hemen sağladığını da unutmayalım.
Galatasaray’ın handikabını ise yine kanatlar oluşturdu. Kerem ve Yunus’un performansları yine çok gerilerde kaldı. Kerem, top kaybetme alışkanlığını bu maçta da devam ettirdi. Yunus ise geçen sezon Adana Demirspor’daki performansının çok uzağında. Bu iki oyuncunun bu kadar kötü performanslarına rağmen sahada olmalarının tek nedeni yerli kuralı. Hep söyledik; yerli futbolcu, yabancı futbolcu şeklinde olaya bakmak doğru olmaz. İyi futbolcu, kötü futbolcu vardır. Oyuncunun kalitesini veya kimin oynayacağını pasaportu belirlemez. İyi oyuncu her koşulda oynar. Bu yerli kuralı, Galatasaray’ın da diğer pek çok takımın da elini kolunu bağlıyor. Dilerim, futbolun doğasıyla bağdaşmayan bu kural en kısa sürede kaldırılır.
Kanatlardaki bu etkisizlik, Galatasaray’ın hücum zenginliğini de olumsuz etkiliyor. Santraforlar topla buluşamıyorlar. Nitekim dün gece bunu bir kez daha gördük. Kanat oyuncularının etkisizliği, bu oyuncuların sürekli içeri girmelerine rağmen orada da bir şey yapamamaları ve sadece gereksiz kalabalık oluşturmalarına bir de son tercihlerdeki hatalar eklenince Gomis yine topla buluşamadı, hücum anlamında bir üretkenlik sağlanamadı. Bireysel çabalarla yaratılan tehlikeler de gole dönüşmedi.
Ancak Mata’nın 57’de Gomis’in yerine oyuna girmesi ve Galatasaray’ın da bir nevi 4-6-0’a dönmesi, sarı- kırmızılıların oyunlarını oldukça pozitif yönde etkiledi. Mata, gerçekten fark yarattı. Onun sahaya koyduğu kalite ile Mertens’in rakip kaleye yakın oynadığı bu bölümde, hücumsal anlamda ciddi bir üretkenlik gösterdi Galatasaray. Fakat Okan Buruk’un müdahalesi bu üretkenliğe darbe vurdu. Onun 79’da yaptığı Mertens- Seferovic ve Midtsjö- Oliveira değişiklikleri, sarı- kırmızılıların kimyalarını bozdu ve oyundan düşürdü. Özellikle son bölümde sahada on kişi oynayan sanki Adana Demirspor değil Galatasaray’dı!
4-6-0’la sahaya çıkan Montella, şema üzerinde en uçta gözüken etkisiz Emre Akbaba’yı ikinci yarının başında da çıkartmadı. Galatasaray’ın 57’deki Mata hamlesinden sonra o da 60’da Emre Akbaba’nın yerine Assombalonga’yı alarak planının ikinci aşamasına geçti. Ancak 64’deki kırmızı kart planlarını bozdu. Adana Demirspor iyi bir takım. Ligde bulundukları konum kesinlikle tesadüfî değil.
Sonuç olarak, ligin zirve bölgesindeki iki iyi takımının zevkli mücadelesinden taraflar birer puanla ayrıldılar. Adana Demirspor, yukarıda da belirttiğim gibi iyi bir takım ve çok daha iyi yerlere de gelebilirler. Galatasaray’da ise daha Icardi takıma monte edilecek. Mata, tam hazır olduğunda daha fazla fark yaratacaktır. Benzer şeyleri Yusuf Demir için de söyleyebiliriz. Sarı- kırmızılılar açısından şu andaki en büyük problem kanat oyuncularının etkisizliği. Bakalım Okan Buruk, yerli kuralı handikabı içerisinde bu sorunu nasıl çözecek?