Sessiz Derbi
Jose Mourinho, son maçlarda üçlü savunmanın içinde yer verdiği Amrabat yerine Çağlar Söyüncü ile başladı derbiye. Sahada kimi zaman pimi çekilmiş el bombası gibi davranan Amrabat’ın, Osimhen karşısında takımını eksik bırakma ihtimali tedirgin etmiş olabilir Portekizli teknik adamı. Esasen, güvenliği her zaman ön plana alan Mourinho, eksik kalmak istemiyordu derbide. Nitekim ikinci yarının başında sarı kart gören Çağlar’ın yerine 61’de Djiku’yu sahaya sürdü. Bu arada Mourinho’nun oyun kurma anlamında bu sefer Skriniar’ı ortada, Çağlar’ı ise sağda görevlendirdiğini belirtmeden geçmeyelim.
Okan Buruk ise geçen haftaki Çaykur Rizespor maçında Lemina’nın oyuna girmesinden sonra başarılı bir performans ortaya koyan kadroyu sürdü sahaya.
Enerjisi düşük, oyun ve pozisyon olarak son derece zayıf bir ilk yarı izledik derbide. Nitekim iki takım da kaleyi bulan şut çekemeden ve sıfır kornerle kapattılar ilk devreyi.
Derbinin ikinci yarısı, ilk yarıya göre daha hareketli geçti. Okan Buruk’un Sara’ya 69 dakika tahammül etmesi hataydı. Sara’nın yerine Mertens’i oyuna almaması ise büyük bir soru işareti! Sara’nın etkisiz oyununu devam ettirdiği ve Osimhen ile bağlantı rolünü üstlenemediği derbide Mertens’e en az bir devre süre verilmesi gerekirdi. Çünkü o, bu rolü üstlenebilecek bir oyuncu. Umarım Nelsson’da olduğu gibi bir kalemde üstü çizilmez!
İlk yarıda Fenerbahçe sağ, Galatasaray ise sol kanadı neredeyse hiç kullanmadı. İkinci yarı bu durum değişti. Bu anlamda Barış Alper Yılmaz’ın özellikle ilk yarıda etkisiz futbolunu devam ettirdiğini söyleyebiliriz. İkinci yarı biraz hareketlendi ama yine de tanıdığımız Barış Alper Yılmaz’ın çok uzağındaydı. Rize maçında beğeni toplayan Frankowski de derbide büyük hayal kırıklığı yaşattı. Neredeyse hiçbir topu etkili kullanamadı. Galatasaray’da Barış Alper ve Sara başta olmak üzere bazı futbolcularda görülen bir form düşüklüğü söz konusu. Okan Buruk’un bunu bir an önce çözmesi gerekiyor. Aksi takdirde ileriki maçlarda puan kayıpları yaşanabilir.
Evet, Osimhen’i yine istediği toplarla buluşturamadı Galatasaray ve kaleyi bulan ilk şutunu da 88. dakikada çekti. Bu şutun sahibi Mario Lemina, tartışmasız bir şekilde maçın da adamıydı. Müthiş oynadı Lemina, gerçekten müthiş. Galatasaray’da Davinson Sanchez eşlik etti ona. Fenerbahçe’de ise genç Yusuf Akçiçek ön plana çıktı.
İki takım arasındaki altı puanlık farktan dolayı kazanma zorunluluğuna daha fazla sahip olan takım Fenerbahçe’ydi. Ancak Mourinho’nun yaptığı oyuncu değişiklikleri genelde konservatif amaçlıydı. Fenerbahçe’nin hücumda etkin olduğu son bölümde Talisca’yı Dzeko’nun yerine sahaya sürmesi de dikkat çekti Portekizli teknik adamın. Oysa Dzeko yerine Tadic ile değiştirilebilirdi Brezilyalı.
Sonuçta derbiye genel olarak baktığımızda kaybetmeme isteği daha çok ön plana çıktı. Yine genel olarak baktığımızda bu sonuç, Galatasaray’ın işine daha çok yarıyor gibi. Çünkü altı puanlık farkı korudukları gibi ikili averajda da üstünlüklerini netleştirdi sarı- kırmızılılar. Ancak derbideki bu sonucun gerçekten işe yaraması için kalan maçlarında puan kaybı yaşamaması lazım Galatasaray’ın. Çünkü olası puan kaybı veya kayıpları strese, stres de daha çok hataya neden olur. Bu da oyunu ve kadrosu güçlü Fenerbahçe ile olan rekabette Galatasaray’ın gerilemesine neden olabilir.
Slavko Vincic, kimi zaman hatalı düdükler de çaldı. Ancak kesinlikle çok büyük tepkiler almadı ve çok rahat bir şekilde derbiyi tamamladı. Bunun en büyük nedeni, iki takım oyuncularının da hakeme saygı göstermeleriydi. Bu, hakemin işini çok kolaylaştırdı. Keşke oyuncular aynı saygıyı Türk hakemlere de gösterseler. Belki o zaman Türk hakemlerin de kafaları rahat olur, daha az baskı hissederler ve daha az hata yaparlar!