Büyük hüsran
Okan Buruk’un Muslera’yı kulübede oturtması, Fenerbahçe maçını daha çok önemsediğinin mesajını veriyordu cümle âleme. Elbette tura duyduğu inancı da sorgulatıyordu bu tercih.
Maçın başlamasıyla beraber kayıp bir turun emareleri daha çok kendisini göstermeye başladı. Galatasaraylı futbolcuların bir an önce gol bulma amacıyla hızlı oynama adına aceleci ve telaşlı oynamaları yanında dakikalar ilerledikçe sarı- kırmızılıların aslında bir oyun planları olmadığı da kendisini belli etti. Merkezi iyi kapatan rakipleri karşısında ceza sahasına anlamsız uzun toplar ve hedefsiz ortalar yaptılar Galatasaraylı futbolcular. Doğal olarak bunlardan bir sonuç alınamadığı gibi son derece acemice tercihler ve hareketler nedeniyle tamamlanamayan ataklar yüzünden çok sık geri koşmak zorunda kaldı sarı- kırmızılılar ve kalelerinde de çok pozisyon verdiler. Burada da Muslera’nın yerine tercih edilen Günay Güvenç, ilk yarıda yaptığı dört kurtarışla şansı oldu Galatasaray’ın ve takımını oyunda tuttu. Bir net gol pozisyonunu da Davinson Sanchez önledi.
Ancak Torreira ve Osimhen dışındaki oyuncuların performansları eşlik etmedi Günay ve Sanchez’e. İkinci yarıdaki çabasıyla belki biraz Sallai’yi de ekleyebiliriz onlara. Ama özellikle Mertens, Sara ve Barış Alper Yılmaz her geçen gün daha da gerileyen performanslarını biraz daha gerilettiler. Sağ bekte, stoperden bozma Cuesta; sol bekte ise ne kadar iyi niyetle mücadele etmeye çalışsa da fiziksel yetersizliğinden dolayı belli bir seviyeyi aşamayan transfer fiyaskosu Jelert!
1-0 mağlup girilen devrenin dönüşünde Davinson Sanchez’in olmayışı, Okan Buruk’un artık tamamen Fenerbahçe derbisine odaklandığının kanıtıydı. Bu arada onun ikinci yarının başında sahaya sürdüğü Kerem Demirbay’ın kaptırdığı topta, AZ Alkmaar’ın ikinci yarının başında oyuna giren oyuncusu Kasius farkı ikiye çıkarttı.
Bu golden bir dakika sonra Osimhen ile gelen golle umutlar yeşermişken Galatasaray’ın bir diğer iyi oyuncusu Torreira’nın; skor 2-2 iken ve maçın bitimine daha on dakika varken de Osimhen’in çıkartılması Okan Buruk’un tura olan inançsızlığını ve Fenerbahçe derbisini daha çok önemsediğini bir kez daha net bir biçimde gösterdi.
Galatasaray’da Günay Güvenç, Davinson Sanchez, Torreira ve Osimhen yıldızı oldular buruk (!) gecenin. Sekiz kurtarışla kalesinde devleşti Günay. Hırsıyla, çabasıyla, mücadelesiyle, sahiplenişiyle kiralık bir dünya yıldızının çok ötesinde bir görüntü verdi Victor Osimhen.
Sezon başında Young Boys’a iki maçta da yenilip Şampiyonlar Ligi’ne kalmayı başaramadı Galatasaray. O Young Boys, Şampiyonlar Ligi’nde averaj takımı oldu ve lig aşamasını 36. yani
son sırada tamamladı. UEFA Avrupa Ligi’nde de iyi bir kura çekti aslında sarı- kırmızılılar ve Play – Off oynamadan son 16’ya kalmaları gerekirdi. Ama son derece gereksiz puan kayıpları bunu engelledi. Özellikle iç sahada 3-1'den 3-3'e gelen Dinamo Kiev maçı tam bir kırılma noktası oldu. Fakat yine de AZ Alkmaar’ı eleyebilmesi gerekirdi Galatasaray’ın. Fakat yanlışlar silsilesi, sarı- kırmızılıların bu genç rakiplerine elenip Avrupa’ya veda etmelerine neden oldu.
Yapılan ve yapılamayan transferler, transferlerdeki zamanlama, “Bu Sene O Sene” yazılı UEFA Kupası pastası kesen beceri problemli yöneticiler, her geçen gün oyunu gerileyen bir takım, formu düşen oyuncular, bunlardan sorumlu olan ve Şubat ayında hâlâ sistem arayan bir teknik direktör bu yanlışlar silsilesi içerisinde bir çırpıda sayılabilecekler. Bu arada o teknik direktörün, AZ Alkmaar’la deplasmanda oynanan Play- Off ilk maçında çıkardığı kadro, oynattığı sistem ve ilk yarı sonunda yapmadığı Kaan Ayhan değişikliğiyle adeta bir kamikaze pilotu rolü üstlendiğini de belirtmek gerekir.
Sonuç olarak büyük bir hüsran yaşadı ve yaşattı Galatasaray. Kulübün kuruluş amacına ve genlerine hiç de uymadı sarı- kırmızılıların bu sezonki Avrupa macerası. Şimdi tutunacağı dal olarak Fenerbahçe derbisi ve onunla ilintili lig şampiyonluğu mücadelesi kaldı Okan Buruk’un takımının elinde. Gözler Pazartesi gecesinde...