Dünyanın önemli derbileri arasında gösterilen Göztepe- Karşıyaka derbisi öncesi İzmirli futbolseverlerin kalpleri buruktu. Gönül isterdi ki, sadece İzmir’in değil, Türk futbolunun bu iki güzide takımı şampiyonluk yarışı için sahaya çıksınlar. Oysa Karşıyaka, az olan ligde kalma umudunu sürdürebilmek, Göztepe ise Play Off grubuna yaklaşabilmek için çıktılar sahaya.
Karşıyaka bu sezonki beşinci teknik direktörü ile maça çıktı. Yani takıma beşinci neşter. Takımda pek çok yeni yüz, yeni isim. Zaten Karşıyaka’da uyum sorunu vardı. Biz sorunun zamanla aşılmasını beklerken şimdi ortada yeni bir takım var. Fakat bu takım Yusuf Şimşek’in takımı kadar umut vermiyor. Bir kere mücadele yok, hırs yok. İkili mücadelelerin çoğunu kaybediyorlar. Göztepe karşısında izlediğim Karşıyaka’ya Karşıyaka demek için bin şahit ister.
Göztepe ise sahaya üçüncü teknik direktörü ile çıktı. Fakat Mehmet Aurelio’nun takıma dokunuşları doğru ve yerinde olmuştu. Serkan Kurtuluş’un yokluğunda Emre Aygün’ün sağ bek oynaması doğaldı. Mehmet Erdem Uğurlu da zaten sol beke alıştı. Öte yandan maçı kazanma isteği Karşıyaka’ya göre çok daha fazla olan Göztepe’nin böyle hücumcu bir kadroyla sahaya çıkması da gayet doğaldı.
Göztepe maç boyunca sahanın tek hakimiydi. Sarı- kırmızılı futbolcular çok iyi konsantre olmuşlardı. Nitekim henüz 16.dakikada 1-0 öne geçtiler.
Ardından bir mutlak penaltıları verilmese de rakip kalede tehlike yaratan hep Göztepeli futbolculardı. İkinci yarıda da bu durum devam etti. Karşıyaka’nın devrenin başındaki baskı kurma çabasını çabuk savuşturan sarı- kırmızılılar 70.dakikada penaltıdan skoru 2-0’a taşıdılar. Karşıyaka’nın on kişi kaldığı bu pozisyon sonrasında anlaşılmaz bir biçimde maç da bitti. Yeşil- kırmızılı futbolcular adete kafalarında maçı bitirirlerken Göztepeli futbolcular da buldukları pozisyonları cömertçe harcadılar.
Sonuç olarak, Karşıyaka, orta sahayı kalabalık tutup Tisdell gibi isimlerle ileriye hızlı çıkışlar yapmayı düşünmüştü ama bunu yapamadı. Göztepe, Karşıyaka’ya kendi oyununu kabul ettirdi. Elbette bunda iki takım arasındaki kadro kalitesinin farkı da vardı.
Örneğin Gosso, bence bu sezonki en iyi maçını oynadı. Hatta diyebilirim ki, pozisyonlara girmeyi başarsa da yaptığı top kayıpları ve kötü vuruşlarıyla Cleyton dışında sırıtan futbolcu yoktu. Aurelio, belki Cleyton’u daha erken oyundan alabilirdi. Bu arada Mehmet Aurelio’nun yaptığı oyuncu değişiklikleri de doğru ve yerindeydi. Sadece genç Salim böyle bir derbide forma giyince heyecandan bazı hatalar yaptı.
Karşıyaka için söyleyecek fazla bir şey bulamıyorum. Her ne kadar ilk golde hatalı da olsa eğer genç kaleci Erhan olmasaydı Kaf Kaf kalesinde en az altı gol görürdü. Elbette bu kadar golün kaçmasında Göztepeli futbolcuların son vuruş beceriksizlikleri de etkili oldu.
Bundan sonrası için Göztepe nispeten daha rahat. Sarı- kırmızılıların kapatmaları gereken altı puanlık bir fark, ancak zor da bir fikstürleri var. Lakin olmazsa da şanslarını seneye denerler. Fakat Karşıyaka için umutlar azalıyor. Kalan altı haftada dokuz puanlık farkı kapatıp öne geçmeleri gerekiyor. Kısaca işleri çok hem de çok zor.