Fatih Terim, Belhanda’nın yokluğunda Galatasaray’ı farklı bir dizilişle sahaya çıkarttı. Dörtlü defansın önünde Donk’u oynatan tecrübeli teknik adam, onun önünde de Selçuk ve Fernando’ya yer verdi. Rakip ataklarda üçüncü bir stoper olarak görev yapan Donk, ileri çıkışlarda ise atakları yönlendiren isimdi. Nitekim sarı- kırmızılıların ilk golleri de bu şekilde, Donk’un kendi sahasından topu çıkartırken yönlendirdiği bir top sonrasında geldi.
Hazır gole değinmişken sözü Rodrigues’e getirelim. Genç futbolcu iki güzel gol attı ve özellikle ilk yarıda mükemmel bir performans sergiledi. İki gol de gerçekten hem hazırlanış hem de son vuruş açısından şahaneydi.
Gelgelelim 18 dakikada 2-0’a ulaşan ve tutuk rakibi karşısında oyunun net hakimi olan sarı- kırmızılı futbolcular, kolay gözüken maçı zora çevirmeyi başardılar. Defansta bariz hatalar yapan Galatasaraylı futbolcular orta sahada da etkili olamadılar. Bu durumda da Akhisar takımı net pozisyonlar yakaladı. Hatta yeşil- siyahlılar bir penaltıdan da yararlanamadılar. Bu arada pozisyonun penaltıyla uzaktan yakından ilgisinin bulunmadığını belirtmek gerekiyor.
Defansif hatalar, aşırı rahatlık ve yanlış kullanılan toplar sarı- kırmızılıların ikinci yarının başında kalelerinde gol görmelerine neden oldu. Bunun dışında da gol pozisyonları bulan hep ev sahibi takımdı. Esasen, Fatih Terim’in 70’de yaptığı değişiklikler de bir anlamda topu ve oyunu tutabilmek içindi. Ancak Akhisar atakları karşısında Donk yine stoperlerin arasında kaldı. Bununla birlikte sarı- kırmızılılar değişikliklerden sonra topu biraz daha fazla öne çıkarmayı başardılar. Nitekim bu biraz hareketlenme penaltıyı getirdi. Ancak moralsiz Gomis’in bu penaltıyı da kaçırması, Galatasaray açısından korku filminin hakemin son düdüğüne kadar devam etmesine neden oldu.
Kısacası maça harika başlayan ve 18 dakikada buldukları iki güzel golle maçı koparma noktasına gelen sarı- kırmızılılar, inanılmaz bir şekilde oyundan düştüler. Elbette bunun temel nedenleri Galatasaray’ın artık klasikleşen defansif hataları ve özellikle deplasmanlarda oyunu önde tutamaması. Orta sahada oyun kurma anlamında sıkıntılar var. Bu maçta da Selçuk- Fernando ikilisinin çok etkili olduklarını söyleyemeyiz. Selçuk’un çıkmasından sonra da Fernando çok yalnız kaldı. Öte yandan Feghouli tam randımanla oynamıyor. Akhisar karşısında da bir süre sonra oyundan düştü. Gomis ise çok duygusal. Fransız futbolcu yine net goller kaçırdı. Ayrıca, Beşiktaş maçının ardından bir penaltı vuruşundan daha yararlanamadı. Esasen acaba o kritik dakikada o kritik penaltı moralsiz ve kendine güvenini yitirmiş Gomis tarafından mı kullanılmalıydı? Gomis herkesin çok sevdiği bir futbolcu. Ama takımın menfaatleri her şeyin önünde gelir.
Galatasaray teknik yönetiminin Gomis’e bu hafta boyunca psikolojik terapi uygulatması gerekiyor. Çünkü Fransız golcü moral bakımından kötü durumda. Üstelik Galatasaray’ı iki zorlu maç bekliyor. Sarı- kırmızılıların Gomis’e ihtiyaçları var. Gomis de bu durumda olmayı hak etmiyor. Bu nedenle Gomis’e yoğun bir terapi uygulanmalı.
Galatasaray’da Akhisar maçının ilk yarısının yıldızının Rodrigues, ikinci yarısının Donk, maçın en iyisininse Muslera olduğu düşünüldüğünde sarı- kırmızılıların nasıl bir doksan dakika yaşadıkları daha net anlaşılır. Galatasaray, Akhisar karşısında özellikle ikinci yarıdaki kötü futboluna rağmen üç puan kazandı. Ligin sonuna geldiğimizde üç puan güzel futbolun önüne geçiyor. Sarı- kırmızılılar da bu üç puanla çok büyük bir avantaj yakaladılar. Bakalım Galatasaray bu avantajını kullanıp ipi önde göğüslemeyi başarabilecek mi? Bizleri kritik ve heyecanlı iki hafta bekliyor.