Ligde altı maçtır kazanamayan Galatasaray, bu zincire Adana Demirspor deplasmanını da ekledi.
Maça ev sahibi hızlı başlasa da Galatasaray bir süre sonra oyunda dengeyi kurdu. Adana Demirspor, özellikle ikinci bölgede kalabalık durup iyi kapanarak Galatasaray’a alan bırakmamayı ve sarı- kırmızılı defansın arasına ve arkasına attığı toplarla gol bulmayı denedi. Özellikle de Ömer Bayram ve Marcao’nun bulunduğu sol kanada. Nitekim mavi- lacivertliler, ikinci yarıda 53 ve 55. dakika gibi çok kısa bir zaman diliminde bunu iki kez başarıp kendilerine üç puanı getirecek skoru buldular.
Tabii burada iki golde de başrolde olan Vargas – Yunus ikilisine değinmek gerekiyor. Vargas, ilk golde Yunus Akgün’ü mükemmel gördü. İkinci golde ise Galatasaray yarı sahasını tek başına geçti! Özellikle bu ikinci golün üzerinde sarı- kırmızılıların çok fazla düşünmeleri gerekiyor. Kare kare, tekrar tekrar izlemeleri ve ders çıkartmaları lazım!
Ve Yunus Akgün… Attığı iki golle altyapısından yetiştiği Galatasaray’ı yıkan isim oldu. Her iki golde de vuruşu mükemmeldi. Genç futbolcu attığı gollerin dışında oyun olarak da çok iyi bir performans gösterdi. Yunus, Galatasaray’ın sol kanadını adeta hallaç pamuğu gibi atarken her fırsatta gençleştirme projesi uyguladıklarını ifade eden Fatih Terim’e de mesaj yolladı. Eğer Galatasaray gerçekten bir gençleştirme projesini hayata geçiriyorsa dün izlediğimiz Yunus Akgün, mutlaka bu yapının içerisinde yer almalı.
Evet, devre arasında transferlerle kadrosunu güçlendirmeyi düşünen Galatasaray’ın tam işine yarayacak oyuncu Adana’da kendi öz evladı olarak karşısına çıktı! Elbette sezon başında Fatih Terim gerekli değerlendirmeleri yaparak kiralık kararını vermiştir. Ama tabii şu durumda insan ister istemez bazı şeyleri düşünüyor. Örneğin Fatih Terim’in kararı doğru muydu, Yunus Akgün’ün gelişimi Adana Demirspor’da Vincenzo Montella sayesinde mi oldu, eğer böyle olduysa Galatasaray teknik yönetimi oyuncu geliştirme konusunda yetersiz mi gibi sorular insanın aklına düşüyor.
Yunus Akgün kiralık gönderilirken her ne kadar bu maçta oyuna girdikten sonra Galatasaray’ın sahadaki etkinliğini arttırmış olsa da Babel ve nedense her geçen gün performansı düşen Feghouli gibi isimlerle birlikte genç ve ümit vaat ettikleri için transfer edilen yerli ve yabancı kimi futbolcuların kötü performansları da insanı düşündüren diğer konular arasında yer alıyorlar.
Esasen Galatasaray’daki sorunlar çok fazla. Geçen yazımda da belirttiğim gibi sarı- kırmızılılarda çok ciddi bir üretkenlik sorunu var. Orta sahaya yaratıcı bir oyuncu şart. Diğer taraftan ortaya konan oyun da çok tatmin etmiyor. Galatasaray, ligdeki sıralamasıyla orantılı olarak vasat bir takıma dönüştü. Tabii Fatih Terim’in cezasından dolayı sahada olmadığı bir maçın daha puan kaybıyla sonuçlandığını da unutmamak gerekiyor.
İstanbul’un büyük olarak adlandırılan üç takımının, henüz daha ligin ilk yarısında zirveden bu kadar uzak kaldıkları bir sezon hatırlamıyorum. Galatasaray özelinde konuşursak zirveyle olan 21 puanlık bir fark söz konusu. UEFA Avrupa Ligi’ndeki başarılara rağmen Türkiye’de havlu atan sarı- kırmızılıların çıkarmaları gereken dersler ve almaları gereken önlemler var. Bunu yapacak olan da doğal olarak Fatih Terim.