Derbiye Davinson Sanchez damgası
Öncelikle tüm ulusumuzun 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nı kutluyor; Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları ile bağımsızlık yolunda hayatlarını hiç düşünmeden feda eden kahramanlarımızı sevgi, saygı ve minnetle anıyorum.
Icardi ile Osimhen’i yine birlikte sahaya süren Okan Buruk, defansta ise Elfsborg maçının aksine dörtlü bir dizilişi tercih etti. Ancak sol bek pozisyonunda maça başlayan Barış Alper Yılmaz, kendi kanadında hücuma çok destek verdi. Bununla birlikte savunmada kimi zaman aksadı.
Elbette omurgadaki Mertens’in yokluğunun nasıl bir etki yaratacağı merak konusuydu. Ancak sarı- kırmızılı futbolcuların iştahları, kazanma arzuları ve topa olmasa bile oyuna hâkim olmaları bu yokluğun negatif bir şekilde etkisini göstermesine çok izin vermedi.
Tabii burada değinilmesi gereken bazı isimler var. Bunların başında da Davinson Sanchez geliyor. Geldiği günden beri Galatasaray’ın oyununa ve ligimize damga vuran Sanchez, Beşiktaş derbisine de aynı şekilde damga vurdu. Sanchez ve önündeki Gabriel Sara ile Torreira, orta alanda müthiş bir hâkimiyet kurarak Beşiktaş’a adeta set çektiler. Özellikle Davinson Sanchez yine rakiplerini çoğunlukla orta alana yakın bölgelerde karşılayıp ilk müdahaleleri yaparak pek çok atağı başlamadan bitirdi. Öte yandan oyun kurması, oyun bilgisi ve zekâsı, mücadelesi, azmi, doğru yer tutması da onu ön plana çıkaran faktörler arasında yerini aldı. Elbette etkili kafa vuruşlarını da unutmamak lazım. Nitekim iki takımın oyunlarının denk, hatta Beşiktaş’ın biraz daha iyi göründüğü ilk bölümde attığı kafa golüyle hem skoru hem de oyunu değiştirdi. Gerçekten de 1-0'dan sonra oyunu tamamen kontrolleri altına aldı sarı- kırmızılılar.
Beşiktaş’ın golünde ofsaytı bozan da Sanchez’di diye düşünebilirsiniz. Fakat o golde hata Davinson Sanchez’e değil rakibini kaçıran Jelert’e yazılır.
Kısacası Kolombiyalı futbolcu, Galatasaray için gerçekten çok önemli. Hep söylüyorum, sarı- kırmızılıların Davinson Sanchez’li oyunları ile Davinson Sanchez’siz oyunları arasında çok büyük fark oluyor. Young Boys maçları bunun en büyük örneği. Bir stoperin bir takımın oyununu nasıl etkileyebileceğinin dersini veriyor Davinson Sanchez!
Evet, yukarıda belirttiğim seti aşamadı Beşiktaşlı futbolcular. 43 ve 53’de olduğu gibi aşabildiklerinde de bu sefer başka bir dev, Muslera çıktı önlerine. Tabii burada Beşiktaş’ın hatalı dizilişine de değinmek gerekiyor. Daha önceki denemelerinden ders çıkartmayan Giovanni van Bronckhorst; bir kez daha Joao Mario’yu santrafor arkasında, Rafa Silva’yı ise sol kanatta oynattı. Doğal olarak yine aynı sonuç çıktı. Rafa Silva kanatta çok etkili olamıyor, takıma fazla katkı sağlayamıyor. Joao Mario’nun da ortada harika işler yaptığını söylemek zor. Nitekim Galatasaray’ın etkili orta sahasına karşı Joao Mario hiçbir tehdit oluşturamadı. Giovanni van Bronckhorst’un santrafor arkasında Rafa Silva’yı görevlendirmesi çok daha doğru bir tercih olurdu.
Bu arada Giovanni van Bronckhorst’un, Galatasaray’ın duran toptan en çok gol bulan takım olduğu ve özellikle ceza sahası çevresinde faul yapmamaları konusunda oyuncularını uyarıp uyarmadığını da merak ediyorum. Nitekim sarı- kırmızılıların iki golü de birbirinin adeta kopyası olan ve ceza sahası civarından kullanılan duran toplardan geldi.
Burada da yeri gelmişken Galatasaray’ın hücum bölgesindeki kaliteden bahsetmek gerekiyor. Ama önce Gabriel Sara. Bence Davinson Sanchez’den sonra maçın ikinci adamı oydu. Hem ofansif hem de defansif anlamda çok iyi bir maç çıkarttı. İki golde de duran topları adeta pas atar gibi kullandı. Kalitesini her geçen gün biraz daha sahaya yansıtıyor.
Icardi, Mertens’in yokluğunda bağlantı görevini üstlendi. Yunus’la birlikte geceye iz bırakan Sallai de çoğu pozisyonda ortaya gelerek bu göreve ortak oldu. Icardi, çok iyi bir maç çıkarttı. İlerideki partneri Osimhen de hırsı, azmi ve mücadelesiyle takdir toplarken harika bir kafa golü attı. Kısacası Galatasaray’ın hücum hattı da kalitesini sahaya yansıttı. Sarı- kırmızılılar, Avrupa’nın pek çok büyük takımını kıskandıracak santraforlara sahip ve bunun sonucunu da alıyorlar.
Beşiktaş’ta ise Immobile istediklerini çok fazla sahaya yansıtamadı. İstediği topları alamaması da bunda fazlaca etkili oldu. Bunun en büyük nedeni de yukarıda da belirttiğim gibi Rafa Silva’nın sol kanada hapsedilmesiydi.
Maçın hakemi Arda Kardeşler istikrarlı bir şekilde kötü performansını devam ettiriyor. Bu derbide de çaldığı ve çalmadığı fauller, verdiği ve vermediği kararlar, gösterdiği ve göstermediği kartlarla adından söz ettirmeyi başardı. Futbolu yakından takip edenlerin bu duruma çok şaşırdıklarını sanmıyorum. Esasen bu derbiye atanabilecek son isimdi Arda Kardeşler.
Sonuç olarak savunma, orta saha, kanatlar, hücum kısacası her bölgede rakibine üstünlük kuran ve oyuna hâkim olan Galatasaray, derbiden zaferle ayrılarak zirvedeki yerini sağlamlaştırdı. Elbette henüz daha çok erken ancak sarı- kırmızılıların önemli bir avantaj elde ettikleri de gerçek. Bakalım uzun lig maratonu bizlere neler seyrettirecek?