Türk futbolunun efsane takımlarından Göztepe, 14 yıl önce Fenerbahçe maçıyla veda ettiği Süper Lig’e yine bir Fenerbahçe karşılaşmasıyla merhaba dedi. Kaderin bu cilvesi, ilk hafta efsane bir randevu yaşamamıza neden oldu.
Göztepe, yeni bir takım kurdu. Sarı- kırmızılıların uyum yakalamaları için zamana ihtiyaçları var. Göz Göz’ün ileride çok daha iyi olacağına eminim. Çünkü bu sinyali verdiler. Yeni bir takım olmalarına rağmen Fenerbahçe karşısında ezilmediler. 90 dakika boyunca oyuna ortak oldular. Hatta kimi zamanlarda, özellikle hücum anlamında rakiplerine üstünlük sağladılar. Eğer muhteşem Göztepe taraftarı tribünde olsaydı, maçın sonucu daha farklı olabilirdi.
Göztepe’nin geçen seneki kadrosundan ilk on birde olan iki oyuncu, Leo ve Jahovic başarılı futbollarıyla göz doldurdular. Özellikle Leo, stoper orijinli bir futbolcu olmasına rağmen sol bekte başarılı bir oyun sergiledi ve çok doğru kademelere girdi.
Jahovic ve Ghilas ile iyi bir ikili oluşturdular. Jahovic dizilişte sağ açık pozisyonunda gözükmesine rağmen, bu ikili maç içerisinde sürekli yer değiştirdiler. Bu arada Jahovic’in kimi zaman kendi kale sahasından top çıkarması da takdire şayandı.
Castro ve Scarione güzel oyunlarının yanı sıra attıkları gollerle de ne kadar doğru transferler olduklarını gösterdiler.
Sol açıkta görev yapan Gouffran, ilk yarıda gözükmedi. Bunda Göztepe’nin ilk devrede atak için hep sağ kanadı tercih etmesi de etkili oldu. Gouffran, ikinci yarıda biraz daha hareketliydi. Bununla birlikte Fransız futbolcu, disiplinsiz ve başına buyruk bir görüntü sergiledi. Nitekim Göztepe 2-1 öndeyken Gouffran’ın yaptığı gereksiz faul, Fenerbahçe’nin 2-2’yi yakalamasına neden oldu.
Gouffran’ın yerine oyuna giren Halil, canla başla mücadele etti. Göztepe altyapısından yetişen ve sarı- kırmızılıların Süper Lig’e çıkmasında büyük rol oynayan başarılı futbolcu, kendisinden oldukça uzun olan Isla ile girdiği bütün hava topu mücadelelerini kazandı. Çünkü yürekten oynadı. Aynı Gouffran dışındaki diğer Göztepeli futbolcular gibi.
Halil Akbunar’ı yıllardır izlerim. Benim tanıdığım Halil, bu ligde rahatlıkla oynar. Şu an için sadece zamana ve fiziki olarak biraz daha gelişmeye ihtiyacı var.
Fenerbahçe’ye geçersek, sarı- lacivertlilerin oyun anlamında ciddi eksikleri var. Kaleci Volkan maalesef hiç güven vermiyor. Bu maçta yediği ilk gol, Volkan’a yakışmadı. Ama bu golde Roman Neustaedter ve Souza da masum değildiler.
Roman Neustaedter’in stoperde hiç güven vermediğini daha önce defalarca yazdım ve maalesef bir kez olsun yanılmadım. Roman Neustaedter, bu maçta da iyi bir performans göstermedi. Fenerbahçe, Giuliano’nun bonservisiyle alınmak zorunda kalınmasından dolayı büyük ihtimalle stoper transferini yapamayacak. Ama sarı- lacivertliler sezona Neustaedter ile de devam edemezler. Bu anlamda Aykut Kocaman, 85.dakikadan sonra yaptığı gibi Mehmet Topal’ı stoperde görevlendirebilir.
Esasen Fenerbahçe’de Mehmet Topal- Souza ikilisi de Göztepe karşısında başarılı olamadı. Sarı- lacivertliler zaten beklerle oyun kuramadılar. Bir de ortada Mehmet Topal- Souza ikilisi olunca tamamen bir kısır döngü içerisine girildi. Mehmet Topal, yine kalitesine yakışır oynadı. Nitekim Fenerbahçe’nin ilk golünde de aslan payı onundu. Ama Souza çok sırıttı. Yenilen gollerde de etkisi oldu. Hele Göztepe’nin ikinci golündeki hatası affedilemeyecek boyuttaydı.
Bu anlamda Aykut Kocaman’ın çift ön liberoyla oynaması pek işe yaramadı. Zaten bence anlamsızdı. Tecrübeli teknik adam, orta sahada zenginlik yaratmak zorunda. Kısa bir süre sonra bu mevkide farklı alternatifler kullanacağına da inanıyorum.
Fenerbahçe’de canla başla mücadele edip, takıma katkı sağlama adına sivrilen Valbuena oldu. Bununla birlikte Robin van Persie gibi bir isim sahada adeta yokları oynadı. Van Persie, resmen hayalet gibiydi. Fenerbahçelilerin umutları Soldado’nun bir an önce forma giymesi. Peki alternatifi kim olacak?
Kısacası Fenerbahçe şu an için sıkıntılı bir görüntü veriyor. En büyük handikap da kısa vadedeki UEFA Play- Off maçı. Vardar, Fenerbahçe’nin ayarında bir takım değil. Ama futbol da asla hafife alınacak bir oyun değil.
Formda olmayanlar arasına hakemleri de eklemek gerekiyor. Dilerim Yaşar Kemal Uğurlu ve arkadaşları kısa sürede performanslarını arttırırlar.
Dün akşamki efsane randevuda Göztepe’yi izlemek, sadece 14 yıl sonra önemli bir takımın Süper Lig’e geri dönmesi anlamını taşımıyordu. Göztepe ve Göztepeliler, bu 14 yıllık süre içerisinde çok acılar çektiler. Borçlardan dolayı futbolcuların formalarına haciz geldi, tesislerin suları kesildi ve efsane kulüp amatör kümeye kadar düştü.
O günlerde Altınbaş Holding kulübe sahip çıktı. İmam ve Hüseyin Altınbaş, Göztepe’yi o bataklıktan kurtardılar. Daha sonra kulübü onlardan devralan Mehmet Sepil, şanlı Göztepe’nin ait olduğu Süper Lig’e çıkmasını sağladı.
Göztepe şu anda Türkiye’nin ekonomik anlamda en rahat kulüplerinden biri. Doğru bir yapılanmaya ve güzel bir tesise sahipler. Statları da iki yıl içerisinde tamamlanacak. Şu anda en büyük sorunları da zaten bu.
Sadece bir İzmirli olarak değil, bir futbolsever olarak Göztepe efsanesinin yeniden ayağa kalkmasına yaptığı hizmetlerden ötürü İmam ve Hüseyin Altınbaş’a, Altınbaş Holding’e ve Mehmet Sepil’e teşekkür ediyorum.
Tabi en büyük övgüyü hak edenler Göztepe taraftarları. Onlar takımlarını amatörde bile yalnız bırakmadılar. Göz Göz, amatör kümede maçlarını on bin kişiye oynadı. Onlar takımlarına her zaman sahip çıktılar ve isyanlarını marşa döküp Göztepe’ye her daim güç verdiler. İnanın Göztepe ile birlikte Süper Lig tribünlerine de renk gelecektir. Zaten Fenerbahçe karşısında sarı- kırmızılıların en büyük handikapları da seyircilerinin olmamasıydı.
Ancak onlardan bir ricam var. Geçmişte yaşananlar onları da öfkelendirdi, hırslandırdı. Takımlarıyla o kadar özdeşleşmişler ki üzüntülerini de, sevinçlerini de çok yoğun yaşıyorlar. Ama artık daha sakin olmalılar ve Göztepe tribünleri bir daha boş kalmamalı. İzmir gibi medeni bir şehre yakışır şekilde taraftarlık örneği vermeliler.
Ait olduğun Süper Lig’e hoş geldin efsane Göztepe. Darısı yarım bıraktığın Avrupa kupalarına…