Tayfun Bayındır

Tayfun Bayındır

tayfun.bayindir@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Galatasaray’da kötü başlayıp iyi bitirmek artık bir alışkanlık... O nedenledir ki ilk 45 dakikada 2-0 gerideyken bile çok rahat, hatta zaman zaman vurdumduymaz bir takım vardı sahada... İşin ilginç tarafı, Fatih Terim de kenarıda sakin ve müdahaleci değildi. Terim’in durumunu, soyunma odasında yaşanacak fırtına önceki sessizlik olarak değerlendirmek mümkün... Ama kim ne derse desin, sonuç ne olursa olsun ilk yarıdaki Galatasaray için şampiyonluk adayı demek, Bursaspor’a, Yusuf ve Senegallilere haksızlık olur.
Olağanüstü güzellikteki golleri unutmadan maçı özetlemek gerikirse; tek devrelik Galatasaray, genç ve tecrübesiz Bursaspor’u alaşağı etmeye yetti diyebiliriz.
Bursaspor’un her iki kanadı mükemmel kullanıp Yusuf ile fırtına gibi estiği ilk yarıda, Galatasaray neredeyse hiç pozisyon üretemedi. Samet Aybaba’nın talebeleri 45. dakikaya kadar hem orta sahayı iyi kontrol ettiler hem de Feghouli-Belhanda ikilisinin etkili pas trafiğini engellediler. Ne var ki soyunma odasına gitmeye saniyeler kala duran toptan gelen gol Galatasaray’a can suyu oldu.
Galatasaray ikinci yarıya evinde oynuyorcasına etkili bir baskıyla başladı. Sarı-kırmızılı ekip en iyi yaptığı işi, yani önde baskıyı, skoru korumaya çalışan ve geriye yaslanan Bursaspor’a hemen kabul ettirdi. Arka arkaya gelen iki gol, Bursaspor’u oyundan düşürdüğü gibi, tüm kontrol Galatasaray’ın oldu. Sonrasında gelen Feghouli’nin jeneriklik golü Galatasaray’ın şampiyonluk yarışı içinde kalmasını sağladı.
Maçın kritik anları var;
Öncelikle VAR ile gelen penaltı kararı kesinlikle doğru... Ama burada VAR’a hiç ihtiyaç yoktu. Çünkü Suat Arslanboğa pozisyona çok yakındı ve hiç de atlanacak bir pozisyon değildi. “Nasıl olsa VAR var” düşüncesi tembel bir hakem nesli yarattı. Bu pozisyonda kolaylıkla VAR’ı bekleyen Arslanboğa, Emre Taşdemir’in elinin topla teması ile ilgili olarak ise çok daha kendinden emindi. Oysa biz de o pozisyonun penaltı olduğu konusunda eminiz. Hazır Emre’den bahsetmişken ona çıkması gereken ikinci sarı kart tartışmasını da gündeme taşımalıyız.
Yusuf Erdoğan, Galatasaraylılar’ın yüreğini ağzına getirdi. Özellikle ilk yarıda “Galatasaray’ın yumuşak karnı hızlı kanat çıkışlarıdır” diyerek tam 6 depar attı.
Şampiyonluk mücadelesi veren ve ligin tartışmasız en kalburüstü kadrosuna sahip olan Galatasaray’ın, 45 dakika bile olsa bu kadar dirençsiz, ürkek ve takım olmaktan uzak görüntü çizmeye hakkı olmadığını düşünüyorum. Başakşehir’in puan kaybettiği bir maçın ardından, böylesine vurdumduymaz görüntüyle oyuna başlamak Terim’in talabelerine yakışmadı.
Ve Muslera... Bu sezon ciddi biçimde eleştirdiğim Muslera son haftalarda başka bir görüntüye büründü. Gol kurtaran, takımı canlandıran, hatta maç kazandıran oyuncu oldu.
Kısacası, dün hem Galatasaray hem de Muslera bir kez daha yeni bir geri dönüşe imza attılar.