01.11.2022 - 07:00 | Son Güncellenme:
Süper Lig'de 12. hafta geride kaldı. Fenerbahçe Jorge Jesus yönetiminde liderliğini sürdürürken, Şenol Güneş ile yeni başlangıç yapan Beşiktaş da sahasında galibiyete ulaştı. Galatasaray ise deplasmanda hata yapmadı.
Milliyet'in duayen yazarı Şansal Büyüka, geride kalan Süper Lig'in 12. haftasını "Şansal Büyüka ile dobra dobra" köşesinde değerlendirdi. Süper Lig'in 13. haftasında oynanacak olan ve futbolseverler tarafından heyecanla beklenen Galatasaray-Beşiktaş maçı için de görüşlerini aktaran Büyüka, çarpıcı ifadeler kullandı.
Şansal Büyüka'nın yazısı şu şekilde;
Fenerbahçe ile Beşiktaş, Süper Lig sonuncusu Ümraniyespor ile bir üstündeki İstanbulspor’a 5’er gol attılar ya, sanki şampiyon oldular. Abartmayı ne kadar çok seviyoruz. Çok mu iyi oynadılar? Hayır... Sadece aradaki güç farkını kullandılar. Üstelik sadece attıkları gollere değil, bir de yediklerine bakalım. Üst seviye takımların yiyeceği goller miydi bunlar?
Bir köşe eksik!
- Fenerbahçe Futbol Takımı, Süper Lig ve UEFA Avrupa Ligi’nde liderliğini sürdürüyor.
- Fenerbahçe Erkek Basketbol Takımı, Eurolig’de 5’te 5 yaptı.
- Fenerbahçeli kadın voleybolcular, bileği bükülmez Vakıfbank’ı set vermeden yenip Şampiyonlar Kupası’nı kazandılar.
- “Fenerbahçe zevkten dört köşe” diyeceğim ama henüz bir köşe eksik...
Bu işte bir terslik var
Hangi ‘güneş’ hocam?
Beşiktaş’ta Şenol Güneş’in imza töreni, bir protokolü yerine getirmeyi geçti, Güneş’in söyledikleriyle bir başka boyut kazandı. İşte Şenol Hoca’dan alıntılar...
- Güneş gelince yıldızlar görünmez (Futbolculara gönderme mi?)
- Güneş’in kıymetini bilin (Hangi güneşin Hocam).
- Başkan parayı sever (Başkan Çebi yanında oturuyor).
- CV’si iyi ama çok konuşuyor (Yanında oturan Ceyhun Kazancı’ya).
- Türkiye’nin en yetenekli futbolcusunu oynatmıyor (Arda için Jorge Jesus’a).
Hangi güneşin kıymetini bileceğiz Hocam? Dünyamızı ısıtan, aydınlatan güneşin mi, yoksa Şenol Güneş’in mi? Neyse ki, ikisinin de önemini biliyoruz.
Sezon başı kader maçı
Haftanın maçı ve gündemi hiç kuşkusuz Galatasaray-Beşiktaş maçı... İki takımın da puan olarak Fenerbahçe’nin gerisinde kalışı, Beşiktaş’ın Şenol Güneş ile yeni bir yolculuğa yelken açışı, maçın önemini ve değerini daha da arttırıyor. İki tarafın birbirlerine karşı üstünlükleri de var, eksik yanları da... Bakalım.
Beşiktaş daha atletik takım... Hızlı, çabuk, rakip kaleye kestirmeden gitmeye çalışıyor. Galatasaray’da kalite daha iyi ama tempo yavaş, hızlı hücum ciddi anlamda eksik...
Beşiktaş geri dörtlüsü, özellikle son iki maçta çok kötü oynadı. Galatasaray geri dörtlüsü, Beşiktaş’a oranla daha sağlam duruyor, daha fazla güven veriyor.
“1” numaralarda Galatasaray bir numara... Muslera rakibi olmayan, istikrarını koruyan, çoğu zaman Galatasaray’ı kurtaran bir kaleci... Beşiktaş kalede rahat değil... Bu hafta Ersin mi, Mert mi ikilemini yaşayabilir...
Golcülerde Galatasaraylı Icardi, Beşiktaş golcülerine oranla çok daha kariyerli... Ancak Icardi’nin henüz adı geldi, kendi Galatasaray’a gelmedi. Beşiktaş; Weghorst ve Cenk Tosun’la golcüler konusunda daha önde...
Beşiktaş yeni hocası Şenol Güneş ile ezberleri bozabilir. Okan Hoca’nın karşısına nasıl bir Beşiktaş çıkacağını henüz bilmeyişi kendisi ve takımı adına sıkıntı yaratabilir.
Lider Fenerbahçe; Galatasaray’ın 5, Beşiktaş’ın 4 puan ilerisinde... Ama Fenerbahçe’nin, Beşiktaş’tan henüz bir maçı eksik... Yani fark 7 puan olarak da düşünülebilir...
Galatasaray ile Beşiktaş’tan biri bu maçı kaybederse, henüz yolun başı sayılmasına rağmen telafisi zor bir darbe alır. Maç berabere biterse ikisi birden kaybeder, Fenerbahçe kazanır.
Henüz sezon başı sayılabilir. Buna rağmen kader maçı sayılabilecek bir derbi bizi bekliyor.
10 gol kurtardı diyoruz da...
Galatasaray’da çok güçlü bir kadro olmasına rağmen, henüz günümüzün geçerli futbol anlayışına sahip değil...
Şaşırdım
- Karagümrük’ün hocası Pirlo’nun hiç hücum etmediği maçta Diagne’yi oyunda tutmasına...
- Galatasaraylı Kerem Aktürkoğlu’nun performans olarak ısrarla bu kadar geriye gitmesine...
- Kasımpaşa golünde Konyaspor kalecisi Sehiç’in aşırı ve dramatik ikramına...
Bekleyen derviş muradına ermiş
Sakat değilse hemen alırım
Trabzonspor’un transferde takımdan ayrılan Nwakaeme’yi ara transferde yeniden alacağını okuyorum, duyuyorum. Nwakaeme’nin son durumu nedir, oynuyor mu, oynuyorsa nasıl oynuyor, performansı nasıl hiç bakmam. Sakat değilse hemen - derhal alırım. “Kaçan balık büyük olur” derler de, Trabzonspor’un elinden balık değil, koca bir balina kaçtı... Oltaya, ağa takılıyorsa, hemen avlayın, getirin.
Ne hata olsun ne de konuşulsun
Trabzonspor Başkanı Ahmet Ağaoğlu, “Hakemler için bir yıldır konuşmama kararı aldık” dedi. Açıkçası alkışlanacak bir karar... Ancak en önemlisi, dilemem ve istemem ama Trabzonspor aleyhine bir hakem hatası olduğunda da bu konuşmama kararını sürdürebilmek... Bu karar, o zaman çok daha anlam ve önem kazanır. Ama en ideali; ne hakem hatası olsun, ne de yönetici konuşsun.
Palut’un sözleri statlara asılmalı
Konyaspor -Kasımpaşa maçının son dakikaları savaş alanına döndü. Maç sonu Konya’nın hocası İlhan Palut’un açıklamalarını okudum ve ayakta alkışladım.
İlhan Hoca, “Sakin olmamız gerekiyor. Saha kenarı gerginlikleri başta ben, ekibim ve oyuncularıma hiçbir fayda getirmeyecek. Bu konuda biraz daha dikkat etmemiz gerekir” dedi. İlhan Hoca’nın bu sözlerini çerçeveletip, Türkiye’nin her stadına, her koridoruna asmalıyız. Ama öyle bir milletiz ki, işimize gelmeyeni okumuyor, duymuyoruz.
Kolay değil
Sakarya’ya neden milli maç yok?
Türkiye’nin her yerinde milli maçlar oynanıyor. Elbette oynanacak. Ancak Sakarya gibi bu ülkenin en önemli futbol şehirlerinden birine niye bir A milli maçı verilmez?
Sakarya’da 30 bin kişilik modern stat var, bu stadı dolduracak futbol seyircisi var, özellikle Sapanca başta, Türkiye’nin en güzel otelleri var. Ulaşım sıfır sorun... Ne oluyor da Sakarya bu özelliklerine rağmen milli maç alamıyor?
Sakın, “kriterler uymuyor” falan diye kimse masal anlatmasın... Nerelerde milli maçlar oynanıyor görüyoruz. Siyasi güç mü gerekiyor, hemşerilik duyguları mı öne çıkıyor, ne oluyor da Sakarya milli maç alamıyor?