08.01.2024 - 07:00 | Son Güncellenme:
Süper Lig'in 19'uncu haftasında Galatasaray, Konyaspor ile karşı karşıya geldi. Mauro Icardi ve Lucas Torreira gibi yıldızlarının forma giymediği mücadelede ilk yarıda sahadan 0-0'lık beraberlikle ayrılan Galatasaray, 90 dakikanın sonunda 3-0'lık üstünlükle 3 puanı hanesine yazdırdı.
Galatasaray'ın galibiyetini Milliyet'in duayen isimleri değerlendirdi. Osman Şenher, sarı-kırmızılıların zaferinin ardından çarpıcı ifadeler kullandı.
İşte Galatasaray - Konyaspor mücadelesi sonrası yapılan değerlendirmeler...
GALATASARAY ÇOK ZORLANDI / OSMAN ŞENHER
Kabul ediyorum çok önemli futbolcuların cezalı ve sakat. İki futbolcun da Afrika Uluslar Kupası’nda. Bunların hepsi dün gece çok arandı. Konyaspor iyi kapanan, fizik gücü üst seviyede bir takım. Başarılı teknik direktör Hakan Keleş’in büyük takımlara karşı oynattığı sistemde bu takıma gol atmak çok zor bir iş. Buna rağmen seyircisi önünde Galatasaray’ın skor üstünlüğünü çok daha erken bulması gerekirdi.
İlk yarı kaleci Deniz’in kurtardığı en az dört gol pozisyonu var. Bir de buna dün gece gününde olmayan Kerem Aktürkoğlu’nun kaçırdıklarını eklersek, 3-0 kazandığı maçta puan da kaybedebilir, mücadele berabere de bitebilirdi. Orta sahada gözlerim hep Ndombele’deydi. Gücü yettiği kadar gayet iyi bir maç çıkardı. Kerem Demirbay da, biraz şanslı olsaydı oynadığı iyi futbolu golle de süsleyebilirdi.
Sarı-kırmızılılar santrforsuz çok sıkıntı yaşayacak. Halil Dervişoğlu çok iyi niyetli. Orada istasyon vazifesi yapıp, orta sahaya gelip arkadaşlarına yardım edip, gol pası da veriyor. Icardi veya Bakambu olsa takımın gol şansı çok daha yüksek olur. Hava topuna kafa vuran oyuncu yok sanki takımda. Konyaspor karşısında eski takımına karşı Abdülkerim yıldızlaştı. İlk golünde voleyle harika bir gol attı. İkinci golü ise kafayla aynı güzellikteydi.
Evet, Galatasaray’da taraftar mutlu, oyuncular mutlu ama bu futbolla ne kadar daha gider bilmiyorum. Son 10 dakika atılan goller hiç kimseyi kandırmasın. Perşembe günü oynanacak Sivasspor maçı Konya maçından çok daha zor olacak. Torreira’nın ve Sacha Boey’in o maçta oynayacak olması da, takıma büyük güç sağlayacak. Konyaspor ise elinden geldiğince mücadele etti, Hakan Keleş takımına alkışlanacak oyun oynattı. Ama iki takım arasındaki futbolcu kalitesi farkı yarattı.
KAZANIRKEN ELEŞTİRMEK / BURCU KAPU
Galatasaray’ın bu sezon transfer planlaması neresinden tutsan elinde kalıyor. Sol bek, sağ bek yedeği ve santrfor yedeği yok. Onun çalımı bunun yıldızı derken kulübeden girip katkı sağlayabilecek ortalama mevki oyuncusu alınmamış. Dün yedek kulübesine bakıyorsun oyuncuların yarısını kimse tanımıyor. Omurga oyuncularından yoksun çıktığı maçta sarı kırmızılılar alelade bir takım görüntüsünde.
Bu sezon yeni bir de klişesi var Galatasaray’ın. İç sahada ilk yarı dünyaları kaçırıyor, rakip kaleciler her yaptıkları kurtarışla biraz daha devleşip özgüven kazanıyor. Ankaragücü maçında Bahadır’ın dün akşam genç Deniz’in olduğu gibi. Galatasaray iç sahada favori çıktığı maçların, gol bulamadığı her ilk yarısında rakipler için adeta kaleci okulu gibi.
Dünkü karşılaşmada sahadaki oyunculara hiç bir eleştirim yok. Yine bir şekilde üç puan alındı. Özellikle Kaan ve Barış bu sezonun emekçileri. Okan Hoca’ya belki neden Zaha’yı en uçta başlatmadığını sorabilirim. Kariyerinde tamamı premier ligde olmak üzere santrfor olarak çıktığı 75 maçta 24 gol atmış. Neresinden baksan Halil’den daha santrfor daha golcü. Gerçi diyeceksiniz ki Abdülkerim bile ondan daha golcü, haklısınız. Halil ilk yarı bittiğinde Muslera’dan bile daha az topla buluşmuştu. Diğer taraftan da yedek kulübesinde Kazımcan otururken Icardi yokluğunda en uygun aday Barış Alper’in sol bekte sabitlenmesi… Ben Halil veya Kazımcan olsam döner futbola başladığım yere geri gider yeniden başlardım.
Bugün itibariyle benim tüm eleştirim doğru transfer planlaması yapmayan yönetim ve iletişim ekibine. Avrupa’da oynayan, ligde şampiyonluk kovalayan takımın kadro planlaması böyle yamalı olmamalı, iletişimcileri de sosyal medyada tweet avına çıkana kadar asıl işin iletişim olduğunu hatırlayıp Icardi sürecini daha iyi anlatmalıydı.
SAHNE ABDÜLKERİM'İN / TOLGA ERSARI
Boey, Torreira ve Icardi gibi takımın en önemli üç isminin de dâhil olduğu yedi eksik ile çıktı Konyaspor karşısına Galatasaray. Pek çok oyuncunun ilk defa birlikte oynamalarına neden olan bu durum, doğal olarak bir senkronizasyon sorunu doğurdu.
Fakat yine de maça çok hızlı ve istekli başladı sarı- kırmızılılar. Bu maçtan bir saat önce Fenerbahçe’nin 5-1’lik gösterişli bir skorla haftayı üç puanla kapatması da Galatasaraylı futbolcuları hırslandıran etmenlerdendi. Fakat bir an önce gol bulmak için hızlı oynama isteği; aceleci, telaşlı bir oyuna neden oldu. Bu da sarı- kırmızılıları oldukça olumsuz etkiledi.
Bir başka sorunu da en uçta yaşadı Galatasaray. Hem Icardi’nin hem de yedeği Bakambu’nun yokluğunda forma şansı bulan Halil Dervişoğlu, Konyaspor’un kapalı savunmasının arasında kaldı. Bu nedenle de orta sahaya kadar geldi ancak yine de etkili olamadı. Ondan daha fazlasını beklemek de çok doğru değildi zaten. Çünkü yapabilecekleri sınırlı.
Lakin her şeye rağmen aradıkları gol pozisyonlarını bulmayı başardı Galatasaraylı futbolcular. Ancak Konyaspor’un 18 yaşındaki kalecisi Deniz Ertaş’ı geçemediler. Kalesinde büyüdükçe büyüdü genç adam.
Bir türlü gelmeyen golün neden olduğu mental düşüklük, oyununa da yansımış bir şekilde devreye giren Galatasaray; ikinci yarıya oyuncu değiştirmeden ama oyununu yeniden hızlandırarak başladı. Ancak 48’de Kerem Aktürkoğlu’nun kale önünde içeriye yuvarlayamadığı top, yeni bir mental düşüşün ilk adımı oldu ve 54’den itibaren bir kez daha oyundan düştü sarı- kırmızılılar. Tam da bu anda Muslera’nın, Konyasporlu Oliveira’nın vuruşunu kurtarması ve dönen topta Prip’in zayıf şutunun da yine Uruguaylı eldivenin ellerinde erimesi maçın kırılma anıydı.
Nitekim kısa bir süre sonra Abdülkerim Bardakcı çıktı sahneye ve sarı- kırmızı tribünlerdeki korku filmini bitirdi!
Klasik bilgidir, Konyaspor gibi takım halinde kapanan takımları açmak için oyunu kenarlara yaymak ve bol şut çekmek önemlidir. Galatasaraylı futbolcuların o ana kadar yaptıkları ortaların çoğu hedefsizdi. Şut denemelerinde de öne çıkan Kerem Demirbay’dı. İşte 63’de doğru ortanın nasıl önemli olduğu görüldü. Kerem Demirbay, çok güzel ortaladı topu ceza sahasına, adeta pas tadında. Abdülkerim Bardakcı da nice santrforlara taş çıkartırcasına vurdu voleyi!
Benzer bir varyasyon 90+3’de bir kez daha golle sonuçlandı. Bu sefer köşe vuruşunda güzel ortayı yapan genç Eyüp Aydın’dı. Icardi’nin yokluğunda sahneyi devralan Abdülkerim Bardakcı, bu sefer etkili bir kafa vuruşuyla havalandırdı fileleri. Kısacası, “ güzel orta gol getirir ” anlayışı iki defa yaşandı bu maçta.
Etkili şutun önemine gelince, Kaan Ayhan’ın 90. dakikadaki şutu buna çok güzel bir örnek oldu. Bu şutun dönüşünde Zaha, Galatasaray’ı rahatlatan ikinci golü attı.
Özetle, futbol basit bir oyun. Doğruları yaparsanız istediklerinizi alıyorsunuz.
Galatasaray, bu kadar eksikle ve Fenerbahçe’nin de kazanmasından sonra çıktığı maçtan çok önemli bir üç puan aldı. Şüphesiz öne çıkan isim Abdülkerim Bardakcı oldu. Onun dışında skorun 0-0 olduğu sekansta yaptığı iki kritik kurtarışla takımını oyunda tutan Muslera, özellikle ikinci yarıda daha fazla ön plana çıkan Kerem Demirbay ve defansta yaptığı kritik müdahalelerle Nelsson’u da unutmamak gerekir. Bu arada, ikinci golü atan Zaha’nın ilk golde de aksiyonun içerisinde olduğunu es geçmeyelim.
Konyaspor, kendi sahasında takım halinde savunma yaptı. Planları 63 dakika tuttu. Ama sonrasında çözüldüler. Abdülkerim Bardakcı’nın müthiş golü, yeşil- beyazlıların senaryosunu bozdu. Konyaspor bu maçı kaybetti ama bence Türk futbolu yeni bir kaleci kazandı. Elbette hataları oldu, olacak da. Çünkü daha çok genç, öğrenecek. Ama bu performansını arttırarak devam ettirebilirse Deniz Ertaş, Türkiye’nin önemli kalecileri arasında yer alabilir.