Terim, bir maçta yapılabilecek tüm teknik adam hünerlerini bu karşılaşmada 78. dakikada
atılan galibiyet golüyle birlikte ortaya koydu.
Karşılaşmanın ilk yarısı itibarıyla; Şampiyonlar Ligi maçlarında Galatasaray’ı ilk defa bu kadar temkinli, tedirgin ve durağan, sanki maçı kazanmaktan ziyade, kaybetmemek üzere sahaya çıkmışcasına, eski tempo ve coşkusundan uzak gördük. Taa ki, Fatih hoca devreye girene kadar...
Braga başta Mossoro olmak üzere Eder, İsmaily, Alan gibi kaliteli oyunculardan kurulu bir takım... Futbolcular, çok hareketli ve ayağa kısa paslar yaparak Galatasaray’ın baskısını kırmaya çalışan bir görüntü verdiler. Ancak ilk yarıda Galatasaray kalesinde oluşturdukları tüm tehlikeli atakların, gol pozisyonlarının sebebi, Galatasaray’ın hücuma çıkarken kaptırdığı toplar ve bireysel hatalar oldu.
Braga’nın genel oyun stratejisi, orta sahada 30 metre gibi çok dar alanda rakibini karşılayıp, Galatasaray’ın yaptığı pas hatalarıyla birlikte etkili hatalar geliştirmekti. Braga, Mossoro’nun da orta sahaya, Amorim ve Custodio ile birlikte pas oyunun içine girmesiyle Selçuk-Melo ikilisine karşı üstünlük yaratmış oldu. Bu da Braga’nın Galatasaray’a karşı oyunu eline almasına ve etkili olmasına sebep oldu.
Bu noktada Fatih hoca, Emre Çolak’ı orta sahaya, Elmander’i de sol kanada çekerek, orta sahada oyunu aktarabilmek için ilk hamlesini yaptı. Ancak bu yeterli olmadı. Maçın başından beri ciddi hatalar yapan Galatasaraylı futbolcular, Melo’nun bir hatasında Mossoro’nun golüne engel olamadı ve Fatih hoca maçın başındaki saha dizilişine döndü.
İkinci yarıya çıkarken Fatih hoca maçı kurtarmak, gol atmak adına çok önemli iki değişiklik yaptı. Özellikle Ambarat ve Aydın’ı oyuna alarak kanatlarda etkili olmak, maça tempo getirmek istedi. Emre, orta sahayı üçlerken, kanatlardan da çok etkili ataklar geliştirdi. Galatasaray, Amrabat’ın kanattan getirdiği bir topta Burak’ı buluşturması ve onun müthiş zamanlamayla attığı gol, Fatih hocanın beklediği andı.
Cluj’un Manchester United karşısında önde olmasından dolayı Fatih hoca maçın 69. dakikasında daha ofansif oynamak, galibiyet golünü bulmak adına Umut’u oyuna alıp, tekrar ikili forvete geçti. Ve Terim, bir maçta yapılabilecek tüm teknik adam hünerlerini bu karşılaşmada 78. dakikada atılan galibiyet golüyle birlikte sergilemiş oldu. Uzun yıllar sonra Galatasaray’ın Şampiyonlar Ligi’nde gruptan çıkması ve yoluna devam etmesi özlenen bir tabloydu. Bu başarının en büyük mimarı da Fatih Terim’di.