Oyunu bozmaya, çirkinleştirmeye değil sadece maçı kazanmaya yönelik mücadele eden büyük oyuncuları ve teknik adamları kutlarım.
Oyun stilleri birbirlerine çok yakın olan iki takım da maça çok hızlı başladı. Ligde zirve mücadelesi veren Fenerbahçe, Galatasaray’ın puan kaybettiği bir haftada, bu maçı kazanarak liderliğe yaklaşmak isterken, puan farkını kapatma amacında olan Bursaspor da bu mücadeleye üç puan parolası ile geldiğini gösteren bir oyun anlayışı içindeydi.
Bursaspor daha maçın 2. dakikasında Sestak ile gol bulmasına rağmen katı savunma yapmayı düşünmeden geniş alanlarda oynayarak ikinci golü hedefledi. Fenerbahçe ise maçın başında geriye düşmesine rağmen oyun disiplininden uzaklaşmadan, ayağa bolca pas yaparak gol bölgelerine girdi.
Emre 23. dakikada sakatlanarak oyundan çıkmak zorunda kaldı. Ancak bu dakikaya kadar olan süreçte çok etkili bir oyun ortaya koyarak 12. dakikada bireysel yetenekleri ile mükemmel bir gol atarken, Fenerbahçe’nin yakaladığı gol pozisyonlarının da mimarıydı.
Bursaspor bu maçı rakibi oynatmamak için değil, tamamen kendi oyunlarını oynamak, yenilgi endişesi taşımadan üç puan kazanmak için sahaya çıkmış bir takım görüntüsü verdi. Sestak, Batalla, Belluschi ve Tuncay ile gol ararken, Edu ve Musa hücuma ciddi destek sağladılar.
Fenerbahçe açısından bu anlayış içindeki bir rakibe karşı oynamak, büyük riskler taşısa da Bursaspor’un sahasında boş alanlar bulmak ve fazlaca gol pozisyonu yakalamak mümkün oldu. İlk yarı itibariyle Emre’nin sakatlanması, Gökhan ve Webo’nun olmayışı Fenerbahçe’nin rakip kale önünde daha hareketli ve dinamik oyununu etkileyen unsurdu. Yine de Sow, Cristian ve Kuyt pozisyonlara giren ancak değerlendiremeyen isimlerdi.
Fenerbahçe ikinci yarıya daha istekli başladı. Savunmada Mehmet Topuz ve Hasan Ali’nin, ancak özellikle Mehmet Topal ve Meireles’in hücuma destek vermeleri ile Bursaspor baskı altında kaldı. Bu baskı 50. dakikada çok tartışılacak bir golü de beraberinde getirdi. Yenik duruma düşen Bursaspor daha fazla risk alırken, Aykut Hoca önemli bir hamle yaptı. Semih’in yerine Caner’i oyuna soktu ve orta saha derincini artırdı. Bitmeyen enerjisi ile takımına büyük katkı sağlayan Kuyt, Fenerbahçe’nin üçüncü golüne imza atarak galibiyeti perçinleyen isim oldu.
Orta koydukları oyun anlayışları ile başta iki teknik adam olmak üzere oyunu bozmaya, çirkinleştirmeye değil, sadece maçı kazanıp üç puan almaya yönelik mücadele eden, girdikleri çok sayıda pozisyon ve attıkları beş golle seyircilere büyük keyif veren bütün oyuncuları kutlamak gerekir.