Rahmetli Vedat Okyar, “Dünyanın hiçbir ülkesinde saldırı bakanlığı yoktur ama hepsinde savunma bakanlığı vardır” diyerek defansın futbolda ne kadar önemli olduğunu tarif ederdi.
Başakşehir belki bu ligin en az gol yiyen takımı değil ama savunmasını hücumsal anlamda en iyi kullanan takım... Dün Skrtel ortaya çıktı, bugün Clichy... Epureanu zaten hazır kıta... Kısacası hepsi iki kişilik sahada...
Ev sahibinin Gaziantep karşısında ilk yarıda golü bulamamasının temel nedeni de, o bildiğimiz kanat akınlarını yeterince gerçekleştirememesinden oldu. Kırmızı-siyahlılar ne zaman bekleriyle geriye yaslandı, ya da geriye gitmek zorunda kaldı, fırsatlar da aynı ölçüde fazlalaştı.
Avrupa yorgunluğunu fırsata çevirmek isteyen Gaziantep, hem üçlü savunma gibi görünüp kabadayılık yapmak istedi, hem de beşleyip Başakşehir korkusunu fazla belli etti.
Başakşehir’in ışıl ışıl parlayan ismi Okan Buruk, takım içindeki dengeyi o kadar güzel kuruyor ki... Vazgeçemediği 5-6 oyuncusu dışında rotasyonu çok iyi başarıyor. Nitekim Demba Ba oyuna girdi, şampiyon adayına bir kalite geldi. Zaten gol de beraberinde geldi.
İki takım için de farkı engelleyen diğer faktör de direkler oldu. Bunlar bile oyun içi dengelerin nasıl gelgitler yaşattığının en büyük göstergesi... Mert, İrfan Can, Clichy, Demba Ba, Crivelli ve ille de Visca’yı başa koyarak, tüm Başakşehir’in ne kadar arzulu olduğunu görmek için maçı baştan sona izlemek gerek...
Avrupa’da gururumuz olan bu takım, geçen sezon da son dönemi hariç iyiydi, kaliteliydi. Ama bugün, Okan Buruk’un ellerinde sınıf atladı.
Gaziantep FK ise takım olma yolunda önemli mesafeler kat etti ama Başakşehir’e karşı gücü yetmedi. Henüz Anadolu delikanlısı! Biraz daha sabır... Oğuz Ceylan, modern sağ bek tarifine bire bir uyan bir isim... Ancak savunma yönünden eksiklerini tamamladığında tam olacak. Maxim de kalitesini ortaya koydu ancak rakip savunma arasında daha fazlasını yapamadı.
Son söz; Sporting ve Gaziantep karşısında izlediğimiz Başakşehir, iki kulvarın da favorisi olduğunu göstermiş oldu.