Mustafa Anıklı

Mustafa Anıklı

mustafa.anikli@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Çaykur Rizespor gibi futbol oynamak isteyen, oynayan ve de oynatan bir takım karşısında işiniz hem zor hem de kolay...

Zor; çünkü Kweuke gibi bir tankı, Deniz ve Ahmet İlhan gibi iki bazukası ve defansında da Viera ve Obaobona gibi iki sağlam savunması var. Kaleci Itandje ha keza...

Kolay; açık futbolun karşılığı da açığa düşmek... En tehlikeli durum... Beşiktaş da rakibinden aşağı kalmayacak, üstelik daha klas isimlere sahip... Rahatlıkla açığa düşürebilecek ayaklara hem sahada hem de kulübesinde... Sol bekte Tosiç ile İsmail arasındaki tercihi bir kenara bırakın, sahadaki 10 ismi tartışamazsınız bile...

Haberin Devamı

Aslında maç başlarken de "Tosiç mi, İsmail mi?" sorusuna yarı yarıya bir sonuç çıkardı ki normaldi. Ancak ilk 15-20 dakikalık bölümde Ahmet İlhan'ı milli yapmak için çok uğraştılar! İsmail burada notunu düşürdü.

İki takım da pozisyon açısından fena değildi. Ancak aman aman tehlike diyebileceğimiz, Deniz'in direkten dönen şutu ile kalecinin çıkardığı Sosa'nın füzesi vardı.

Çaykur Rizespor'un orta sahayı çabuk geçebilmesi, Beşiktaş'ın ancak ilk çeyrek sonunda uyanmasıyla bitti. Ersan Gülüm ile Rhodolfo açıkçası Kweuke ile pek baş edemedi!

İlk 45'lik sürede Mario Gomez'i pek göremedik. Bu onun performansından öte, Beşiktaş orta sahasının topu golcüsüyle buluşturamamasından kaynaklandığını düşünüyorum.

* * *

İlk yarıdaki maçla, ikinci devre arasında dünyalar kadar fark vardı. Ancak dünyalar kadar pozisyon bulan Beşiktaş, dünyalar kadar da kaçırdı.

Beşiktaş, Çaykur Rizespor'u karşısında göremedi bile... Kendi çaldı, kendi oynadı!

Quaresma'nın girişinin takıma etkisi büyük oldu. Ancak Portekizlinin iğne deliğinden geçirdiği topta kaleci Itandje'nin katkısını(!) görmezden gelmek de olmazdı. Yine de bu durum Q17'nin katkısının değerini düşürmedi.

Hakem Alper Ulusoy, maçta yardımcısı Serkan Gençerler'in tartışılan pozisyonlarının günahını çekecek gibi görünüyor. Çaykur Rizespor'un ilk yarıda kazandığı goldeki kararı da tartışmalıydı, ikinci yarıda Oğuzhan'ın attığında da... İlki belki tartışılır, pieroya danışılır(!) ama Beşiktaş'ın ikinci golünün yendiği inancındayım.

Haberin Devamı

O pozisyonda Oğuzhan'a attırmak için inat eden Mario Gomez, son dakikada Quaresma'ya öyle bir pozisyon hazırladı ki, "Klas" ile "Kalas" arasındaki nüansı gösterdi.

Kısacası Beşiktaş'ın ilk yarıdaki ıkınan-sıkınan futbolu, ikinci devrede pozisyon hovardalığına döndü. Bazı maçlarda "Tek golle üç puan iyidir" derler ya, bu maçta "Bu oyuna tek gol yetmedi" demek daha doğru oldu.