Bu tempoya can mı dayanır?
Ve yılan hikayesi son buldu. Nurtopu gibi bir yabancı hakemimiz oldu; Slavko Vincic...
Galatasaray-Fenerbahçe derbisinin ideal hakemi miydi? Ya da Galatasaray onu istemedi. Bunların hepsi laf-ı güzaf... Bunlar, çeşitli spekülasyonlar ve kişiye özel, renklere ait konular...
Bilen bilir, geçen yıl yabancı VAR geldiğinde de bunların legalliğini tartıştık, bu sezon da yabancı hakem konusunda da çekinceleri ortaya koyduk.
Futbol Federasyonu'ndan bazı yetkililer, Vincic'in FIFA kokartı olmasından dem vurarak, kendi talimatlarına uyma zorunluluğu olmadığını dile getiriyor. Haklı olabilirler. Öyleyse, FIFA kokartı bulunmayan VAR'ları ne yapacağız?
Galatasaray, yabancı hakemin hukuksal statüsünü tartışmaya açarken, haklı olarak soruluyor, "Yabancı VAR geldiğinde neredeydiniz?" diye... Sahi, geçen sezon şampiyon olduğunda Cim-Bom neden itiraz etmedi?
Bugün Tahkim Kurulu'nun vereceği karar çok önemli... Galatasaray için değil, Türk futbolunun "hukuksal" yapısı açısından çok önemli... Çünkü bu durum Galatasaray lehine olsa, emin olun onlar da Tahkim'in kapısına dayanmazdı.
Kararda, "Oy çokluğu" bakalım nereyi gösterecek? Vicdanı mı, cüzdanı mı?
Benim hala bir ümidim var.
* * *
İşin hukuksal yanını tamamladıktan sonra, yeniden Slavko Vincic'e dönelim.
Sloven hakem, çarşamba gecesi PSV-Juventus maçını yönetti. Hem de uzatmalara gitti. Memleketine döndü, 22 Şubat Cumartesi günü saat 13.00'te Bravo Bing Bang-Koper karşılaşmasında düdük çalacak. Oradan çıkıp, 24 Şubat'ta Galatasaray-Fenerbahçe derbisine çıkacak.
UEFA'nın genel kuralı, bir hakemin karşılaşmadan 72 saat önce maç yönetmemesi... Ancak 48 saati kendine resmi baraj olarak kabul ediyor. Genel prensip, maçın sonrasındaki gün, rejenerasyon yapılması... Ertesi gün ise dinlenmesi... 24 saatin ardından maç mı yönetecek, idman mı yapacak ne yaparsa yapsın...
Ama bu hakem, 6 günde üç farklı ülkede sahaya çıkacak. Bırakın sahadaki yorgunluğu, seyahatin üzerine getirdiği yük ve stresi düşünebiliyor musunuz? Ne fizik kaldırır ne de ruhsal durumu buna elverir.
* * *
Son söz hakemlerimize... Bu kadar mı güvensiz, bu kadar mı kendine inançsız, bu kadar mı çaresizsiniz?
Sahi, Türkiye Faal Futbol Hakemleri ve Gözlemcileri Derneği diye bir dernek vardı. Hem de, TFF üyesi ve Futbol Federasyonu Genel Kurulu'na delege gönderen bir dernek... Ne yaptı? Şu ana kadar hiç...
Üyelerini korumak için ne yapabilir? Çok şey...
Ama kim yapacak? Hepsi faal çünkü... Bunun yerine, yapılacak ilk genel kurulda tüzük değişikliğine gidip "faal" kısmı genişletilirse, işte o zaman daha güçlü, daha adil, daha sözü dinlenen bir dernek statüsünü kazanacaktır.
Bu benim görüşüm... Bilmem "faal" hakem ve gözlemciler ne der?