Ne Beşiktaş'ın cüssesi, ne de Başakşehir'in süksesi... İkisinin de kalitesi üç puan için yeterliydi ama birisi diğerine üstünlük sağlasaydı ayıp ederdi! Daha doğrusu biri diğeri karşısında üstünlük kursaydı, kazanan ile kaybeden arasında sadece nüans olabilirdi.
Çünkü Beşiktaş ikinci yarıda ne kadar üstünse, lider ilk devrede Kartal'ın kalesini abluka altına almıştı. Ne zamana kadar? Emre Belözoğlu'nun oyundan çıktığı 40. dakikaya kadar... Emre çok mu önemliydi? Öyleydi. Arkadaşlarına güven veriyor, topu rahatlatıyor, Beşiktaş'ı rahatsız ediyor ve liderin lideri olarak takımını yönetiyordu. İlk yarım saat içerisinde orta sahada bariz üstünlük kuran Başakşehir, bulduğu pozisyonları değerlendirebilse, soyunma odasına çok farklı bir durumda gidebilirdi.
Beşiktaş'ta yine en çok göze batan Quaresma idi. Takımın durduğu anlarda bile Portekizli hiç durmadı. Başakşehir'in sol kanadı resmen felç oldu. Ferhat, onunla baş edebilmek için çırpındı durdu.
Kartal'da özellikle ilk yarı boyunca aksaklıklar fazlaydı. Kaleci-defans uyumsuzluğu, Gökhan İnler'in devreye girememesi, Oğuzhan'ın patlayıcı güç eksikliği, tribünlerin canını sıktı.
İkinci yarının başlangıcı, Beşiktaş adına da maçın başlangıcı oldu. Başakşehir ceza sahasını öyle bir ablukaya aldılar ki, gol olmaması imkansızdı. Ne var ki, aradıkları gol, bir duran top sonucu geldi. Bunun dışında pozisyonu yok muydu? Çoktu. Ama en ciddi olanı yine Quaresma'nın frikiğiydi.
Başakşehir, ilk devreye göre farklıydı ama kaliteli ayaklarıyla bugünlere tesadüfen gelmediğini de gösteriyordu. Hele Visca ile 81'deki pozisyonu değerlendirebilse, çok farklı olurdu.
Kim ne derse desin, gecenin pozisyonu, 88'de geldi. Mahmut attı, Cüneyt Çakır faul gerekçesiyle saymadı. Bu karar aynı zamanda Beşiktaş'ın ligdeki ve Vodafone Arena'daki namağlup pozisyonunu bozmadı.
İki takım için de bu bir puan hem iyi hem kötü... İki takım da hem iyi hem kötü... Ama Beşiktaş deplasmanından puan çıkaran, aradaki puan farkını koruyan Medipol Başakşehir için "biraz daha iyi" demek güç olmasa gerek...
Bir küçük not da; Başakşehirlilere... Beşiktaş'ı, Fenerbahçe'yi, Galatasaray'ı tutabilirsiniz. Trabzonspor'a gönül de verebilirsiniz. Ama biraz futbolseverseniz, Fatih Terim Stadı'nın tribünlerini yalnız bırakmayın.