Hep maç eksiğiyle Fenerbahçe'yi kovaladı Beşiktaş...
Üstüne üstlük bir de rakibine yenildi. Ama yarışta boyun eğmedi Kartal...
Karadeniz'e yola çıkarken, "gemisini batırmayı" hiç düşünmedi, aksine tam yol gitmenin planını yaptı siyah-beyazlılar...
Rize'de, maç başında o bildiğimiz, rakibini bunaltan Kartal pek de yoktu. Evet, üstündü. Evet, kendinden emindi. Ama kaleyi bulan ilk şutu da 16'daydı. Sosa'nın frikikten mükemmel bir şekilde kaleye bıraktığı o müthiş vuruştu. Gol olması için "topun canı isteyecek" doğru... Ama ona hükmetmek de ayrı bir maharetti. Tıpkı Sosa'nın yaptığı gibi... Arjantinli, sadece frikikte değil, birçok pozisyonda da giydiği "Gök Mavi" formanın boş olmadığını gösterdi cümle aleme...
Bir de Kerim Frei gösterdi kendini cümle aleme... Quaresma'nın yokluğu, kalitenin çokluğuyla tolore edilirken, Frei, Şenol Güneş'e, "Böyle Kerim'e Allah derim" dedirtti. Golü, varyeteleri, kısacası bu futbolu, Kerim Frei'yi çok farklı noktalara taşıyabilir. Ancak her şeyi yerinde ve zamanında yapması şartıyla...
İyileri anlatırken, Tolga Zengin de kurtarışıyla büyüdü. Penaltıda Beşiktaşlıların yüzünü güldürdü, bunun yanında kaledeki duruşuyla rakiplerini düşündürdü. Yediği golde topun arkadaşının ayağından gelmesi de Tolga'yı üzdü.
Bir de İsmail Köybaşı vardı ki, Fatih Terim'e, "Beni de unutma" diyerek mesaj çekiyordu. İyiydi, hoştu ama Rize'nin son anda attığı golde biraz daha uyanık olabilirdi.
Deniz Kadah'ın penaltı vuruşu acelece, beyaz nokta önündeki duruşu acemiceydi. Direkten dönen topu ise kısmetsizceydi.
Savunmada Marcelo ile Alexis Delgado hala oturmadı. Marcelo'nun yaptığı penaltı anlamsız, Alexis ise güvensizdi. Trabzonspor karşısında bu ikilinin oynayamayacak olması şans mı şanssızlık mı o, o gün belli olacak.
Artık, geçen her hafta, oynanan her maç, takımları sona doğru yaklaştırıyor. Öne geçen "oh" çekemiyor. Arkada kalan da, "Ah" demiyor. Bugün Beşiktaş'a, yarın Fenerbahçe'ye!
Ancak, Trabzonspor maçından çıkacak bir galibiyet, Kartal için "sonun başlangıcı" olacak. Hem de "mutlu son"un...