Ligde seyretmesi en zevkli 2-3 takımdan biri Bursaspor... Yetenekli ayakları, haddini bilen tavrı ve cesur yürekleriyle; kazansa da, kaybetse de takdiri hak eden bir ekip... Diğeri de Abdullah Avcı'nın Başakşehirspor'u... Rakip kim olursa olsun "futbol" bu iki takıma yakışıyor.
Fenerbahçe, oynamak isteyen bir Bursaspor bulunca, katmerli bir güzellik yansıdı sahaya... Pozisyon, aksiyon, hücum ve sürat bir araya geldiğinde, zaten formanın rengi çok da önemli değildi ilk yarıdaki mücadelede...
Fenerbahçe'de tehlikeli senaryoların başrol oyuncusu Caner Erkin idi. Bakmayın onun "sol" diye göründüğüne, her yerde o vardı. 23'te sağdan bile pozisyonu var etti. Ona ayak uyduran arkadaşları da oldukça fazlaydı. Egemen'in yokluğunda savunmada olan Bekir, forvette Webo, Kuyt'ın sakatlanmasıyla rol çalan Emenike ortalamanın ortasında gezindi. Diğerleri ise bir üst sıkletteydi. Kaleci Volkan, bu periyotta kalesine hakim ve tam motivasyon sahibiydi.
Bursaspor, Fenerbahçe'den hiç de aşağı kalmadı. Hatta oyuna daha bir hızlı başladı. Emre'nin direkten dönen şutu, Volkan Şen'in topu ayağına yakıştırması, -biraz da yapıştırması!- Fernandao'nun her an golü koklayan özelliğine, Ozan Tufan kalitesi pek de yakışmıştı.
Sağ ve sol bekte yer alan Şener ile Aziz, kanat savunmanın nasıl yapılacağını, bir kenar oyuncusunun ne zaman ileriye çıkacağını cümle aleme gösterdi.
Bakmayın siz 45 dakikada gol olmadığına... Gol dışında her şey vardı. Bir tek "O" eksikti işte...
Fenerbahçe'nin ikinci yarı için tek handikapı, oyuna müdahale edebilecek kulübe eksikliği... İsmail Kartal, eldeki tüm barutu ilk 11'de harcayınca, skor katkısı sağlayacak yedek yok gibi görünüyor. Ya da bize öyle geliyor!
* * *
İsmail Kartal'ın ikinci yarı hamlesi, Emenike-Hasan Ali değişikliği oldu. Hasan ile sol bölgeyi savunmanın hesabını yapan Fenerbahçe Teknik Direktörü, Caner'e hücum özgürlüğü tanıdı. Sarı-lacivertlilerin ikinci 45'teki fırtınasına, Bursaspor dimdik durarak karşılık verdi. Şamil, Civelli'yi hiç aratmadığı gibi, Serdar Aziz ile birlikte kapı gibi bekçilik yaptı. Belluschi sık sık kaleyi yoklarken, devrenin yarısına gelindiğinde ise Fenerbahçe'nin eski hızı kalmamıştı.
Bursaspor, bu sıralarda rakip kaleye yüklenmeye çalışırken, Hasan Ali'nin çizgiden çıkardığı top, maçın "kader anı" gibiydi. Yedek kulübesinden skora katkı yapacak isim yok dedik ama 79'da Hasan'ın bu müdahalesi bal gibi sonucu etkiledi. Aşk olsun Hasan Ali! Nasıl da yalanladın bizi...
Bunun hemen arkasından Fenerbahçe golü buldu. Kiminle geldi tehlike? Caner Erkin ile... Hem de "sağ" bölgeden... Bu filmin yönetmeni, tam da bu rolü biçmişti ona... O ortalayacak, birisi vuracaktı. Nitekim Webo vurdu.
Filmin sonuna yaklaştıkça, Bursaspor, "kötü adam" rolüyle düğünü bozmak istedi ama nafile... Fenerbahçe ile liderlik arasındaki "aşk", sarı-lacivertli taraftar ile kulübü arasındaki bağ kadar güçlüydü.
Bu sevdanın lig sonuna kadar sürüp sürmeyeceği artık Fenerbahçe'nin elinde...