Türkiye Futbol Federasyonu, "gece yarısı operasyonu" ile disiplin sevklerini duyurdu. Gece yarısı diyorum, belki de kulüplere daha önce tebliğ edilmişti.
Burada iki önemli konu var ki, örneğine az rastlanan bir durum... Birincisi, Galatasaraylı Abdülkerim'in "bilinçli kart görme" eyleminden sevki, diğeri de Çaykur Rizesporlu Rachid Ghezzal'in Fenerbahçe maçında, hakeme "F.ck off" demesi nedeniyle ihraç edilmesi...
İki olayı da farklı değerlendirirken, PFDK'ya sevkin zamanlaması da manidar...
İlk olarak Abdülkerim'i masaya yatıralım:
Sevk edilen 37 maddede, "Müteakip müsabakalardaki ceza durumunu düşünerek bilinçli olarak sarı veya kırmızı kart gören futbolculara 2 müsabakadan men cezası verilir" ifadesi kullanılıyor.
Eğer Galatasaraylı futbolcu, daha önceden Vedat Muric'te olduğu gibi, "ceza tayinine yer olmadığına" karar verilirse sorun yok. Aslında var... Eğer ceza almazsa, yarınki Bolu maçında boşu boşuna oynamamış olacak. Çünkü tedbiri nedeniyle sahaya çıkamayacak. Ya ceza çıkarsa...
Yani, Abdülkerim Bardakcı hem sarı kart cezasını hem de 2 müsabakadan men cezasını çekerse... Birincisi, tedbirli olarak ceza kuruluna sevk edildiği için, her ne kadar kategorisi ayrı olsa da, talimata göre ilk men cezası Ziraat Türkiye Kupası'nda, Boluspor maçıyla infaz edilir. Çünkü talimat, "Disiplin Kurulu'na idari tedbirli olarak sevk edilen futbolcunun, idari tedbir nedeniyle oynamadığı müsabakalar, kategori ayrımı yapılmaksızın alacağı cezadan mahsup edilir" diyor.
Sarı kart cezasını Adana Demirspor ile çekecek olan sarı-kırmızılı oyuncu, cezasını Çaykur Rizespor karşılaşmasıyla tamamlar. Abdülkerim eğer kupa maçından önce ceza alsa ya da kupa maçı öncesinde tedbirli olmasa, cezasını bu kez Fenerbahçe derbisinde tamamlamış olacaktı.
Bırakın maç sırasında izleyenlerin hissettiklerini, daha maç başlamadan dillendirilen bu durum, "zeki, çevik ve ahlaklı" bir sporcudan, ya da sporculardan beklenemez. Kötü emsal, emsal olmaz mantığından hareketle, "Muric almadı, Abdülkerim de ceza almamalı" mantığına Galatasaraylı yöneticiler bile karşı çıkmalıdır.
Gelelim Ghezzal'e...
"F.ck off" nedeniyle hakaretten, kırmızı kartın ardından alkışlama eylemiyle sportmenliğe aykırı hareketten, maç sonundaki açıklamalarından dolayı da talimatlara aykırı hareketten PFDK'ya sevk edilen Çaykur Rizespor'un Cezayirli oyuncusu, hakaretin hakeme olmasından dolayı minimum 3, sportmenliğe aykırı hareket nedeniyle de 1 maçtan başlayacak cezalarla karşı karşıya... Parayı hiç hesaba bile katmıyorum. 4 maçlık cezanın tek kurtaran tarafı, 13. maddeden dolayı, cezayı yarı yarıya düşürebilecek takdiri indirim...
Ghezzal de tedbirli olarak sevk olduğundan dolayı ilk cezasını bugünkü Ankaragücü karşılaşmasında çekecek. Rizeli oyuncu, iki maç alırsa, Kasımpaşa müsabakasıyla bunu tamamlayacak ve Galatasaray maçına çıkabilecek. Ancak 4'e kadar çıkarsa, Galatasaray ve Samsunspor maçlarında da sahada olamayacak.
Maçın stres ve siniri içerisinde kendini tutamamış olabilirsin, tepki verebilirsin. Ama hiçbir şey sana, hakeme kötü söz söyleme, takımını yalnız bırakma hakkını vermez. Kim olursan ol!
Bakalım ne kadar beklenecek?
Cezadan başladık, öyle gidelim. Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu, son toplantısında ilginç bir karara imza attı. "Futbolun ve kurumların itibarını zedelemeye yönelik açıklamalar" diye tanımlanan 38. maddeden Disiplin'e sevk edilen Fenerbahçe'yi, Başkanı Ali Koç'u ve Galatasaraylı yönetici Metin Öztürk'ü, "mevcut kurallar"la yargılamak yerine, bekleme kararı aldı.
Bunu da, "FDT’nin 38. Maddesinin iptali ile ilgili Tahkim Kurulu’na yapılan başvuru nedeniyle konuyla ilgili Tahkim Kurulu kararının beklenmesine ve incelemenin devamına" diye açıkladı.
Şöyle düşünün, bir yasa maddesinin iptali için Anayasa Mahkemesi'ne başvurulmuş, bu yasayla ilgili hakimin, "Hele bir yasanın kalkıp kalkmayacağını görelim" demesi gibi bir şey...
Hani sen bağımsızdın? Hani kararlarını kendin veriyordun? Nereden biliyorsun, Tahkim'e yapılan başvuruyu?
Kararını ver, Tahkim, "bekletici" bir karar versin değil mi?
Yok yok... Anlaşılan PFDK, yeni bir rol üstlenmiş.
Ama bunun daha da ötesi, yeni dosyalar da ekleniverdi sıraya... TFF Disiplin müfettişliği, Çaykur Rize Başkanı İbrahim Turgut, Galatasaray Başkanı Dursun Özbek, yönetici İbrahim Hatipoğlu'nu da ekledi sıraya...
"Talimat"a uyduğu için TFF Disiplin müfettişliği burada son derece haklı... Ama PFDK'nın tavrı da belli...
Bakalım Tahkim, kararını açıklamak için daha ne kadar bekleyecek?
Çok mu erken, yoksa çok mu geç?
TFF, 2025-2026 futbol sezonu kulüp lisans başvuruları için düğmeye bastı. Başvuru dosyaları yayınlandı, mart ayının son iş gününde bunları kabul edeceğini açıkladı.
Fakat, Türkiye Futbol Federasyonu'nun bu sezon henüz nihai kararını vermediği kulüpler var. Nerdeyse lig bitecek ama lisans alıp almayacağı henüz belli olmayan, belki de puan silme cezası alacak kulüpler bulunuyor.
Gelecek sezon için mi çok erken davrandınız, yoksa 3-4 kulüp için verilen uzatma mı çok fazla oldu?
Böylece esnetmeye, eğip, bükmeye ne gerek var! Kaldırın ulusal lisansı, kaldırın harcama limitlerini... Boş verin borçsuzluk kağıdını... Maksat kulüp kurtarmaksa, böylesi daha kolay olur.