11. HAFTA
Haftaya damgasını vuran ve işgüzarlıklarıyla maçların gidişatını değiştiren isimler Deportivo’nun “Luis Suarez”’i Pizzi ile hakem Alfonso Alvarez idi!
Evvel zaman içinde bir kulüp varmış. Kapısı çalınmış ve karşısına devlet baba çıkmış. 31 milyar dolar serveti ile dünyadaki en zengin kulüp sahiplerinden olan Amancio Ortega’nın kulübünün gelirlerine, 90 milyon euro olan borcunun ödenmediği gerekçesiyle el konulduğunu açıklayıvermiş.
***
Masal değil, tam aksine gerçek olan bu hikâyenin kahramanı Deportivo! Hafta sonuna işte bu son dakika sürprizi ve psikolojisi ile giren Deportivo, her ne kadar geçen hafta gayet iyi oynadıkları Bernabeu’da 4 yeseler de La Liga’nın hem oyun olarak, hem de golcülerinin formu olarak üst seviyedeki takımlarından Zaragoza deplasmanında sadece ve sadece 21 dakikada 2-0 öne geçmişti. Bendeniz dahil, tüm futbolseverler bu psikolojiyle maça gelen takımın, Zaragoza gibi sıkı bir deplasmanda, elbette topun yuvarlaklığına minicik de olsa bir sürpriz şansı vererek, tutunamayacağını düşünüyorduk. Evet, sonuç itibariyle yanılmadık belki ama bu yanılmamanın baş sorumlusu ve kıvılcım ateşleyicisi ligde 11 haftada 4 gol atan golcü Pizzi idi. Önce 27.dk.’da ilk sarı, ardından takımı 2-1 öndeyken ceza sahası içinde kendini yere anlamsız ve sebepsiz şekilde, penaltı koparma ümidiyle temas olmadan bırakıvermesi ile 49.dk’da 2.sarı ve ihraç! Sonrasında ise hem dağılan, hem de 45 dakika gibi bir süre 10 kişi oynamak zorunda kalan Deportivo ve skorun 5-3 yenilgiye dönmesi. Hem kendini, hem de takımı adına her şeyi yakan Pizzi!
***
Haftanın bir diğer işgüzarı ise hakem Alfonso Alvarez idi. Evinde en kötü performansa sahip Vallecano ile deplasmanda en kötü performansa sahip Celta arasındaki maçın İspanyol hakemi! Iago Aspas, Krohn Dehli ve Chu-Young Park ile hücum varyasyonu zengini Celta’nın bu maçtan ilk kez deplasman puan alarak ayrılacağını düşünmüş, bunu da Taktik ekimizde geçen Cuma iddaaseverlerle paylaşmıştım. Ne mi oldu? Krohn Dehli’nin asistleriyle buluşan Iago Aspas’ın 2 golüyle 34.dk’da 2 farklı öne geçen ve oyunda üstün olan Celta, defansın önemli ismi Arjantin’li Gustavo Cabral’ın rakibin vurduğu toptan korunmak için bitişdirdiği ellerine çarpan topu, hakem Alfonso Alvarez’in 2.sarı kart olarak 40.dakikada anlamsızca cezalandırmasıyla 10 kişi kaldı. O sırada teknik direktörleri de atıldı. Sonrasında ise Leo Baptistao ve Piti önderliğinde maçı 3-2’ye getiren Vallecano. Yani sözün özü, benim tahminimi yakan hakem Alfonso Alvarez!
***
Maçın güzel yanı ise ön çapraz bağları kopan ve sahalardan 4 ay uzak kalacak olan Celta’lı Samuel’e sahadaki oyuncuların giydikleri t-shirt’lerle anlamlı “Animo Samuel!” (Samuel için, Samuel aşkına, haydi) edasıyla moral desteğiydi.
***
Haftanın açılış maçında sürprize imza atan Granada idi. Milan deplasmanından 1 puanla dönen Malaga’da düşüş sürüyor ve son 3 haftada evlerinde kaybettikleri 2.maç oldu. Varın gerisini Milan için siz düşünün! Saviola’nın golünün şıklığını, Carlos Vela’nın da iyi oyununu kutlamadan geçmeyelim.
***
Atletico deplasmanına gelen Getafe’de Pedro Leon, gol kaçırma listesinin yine başındaydı. Adrian ile birlikte Arda’nın boş kaleye şık bir vücut hareketiyle plaselediği gollerle, bol pozisyonlu maçtan sadece ev sahibi lehine 2 gol çıktı ve Madrid ekibi, Barcelona’yı 3 puan geriden takibe devam etti.
***
Defans ve orta sahadaki kritik eksiklerle haftasonuna giren Mallorca karşısında Xavi, Messi, Tello ile skoru 3-0’a getiren Barcelona’da, 2.yarıda kapanışı yine Messi yapıyordu. Mallorca 11 maçta 12 gol atıp, 11 puan toplayarak son dönemde dikkat çeken bir istatistiğe sahip oluyordu.Ev sahibi kaleci Dudu Aouate ise elinin altından kaçırdığı topla hayal kırıklığı yarattı diyebiliriz.
***
Martins ile yükselişe geçen Levante ‘ye karşı deplasmanda zorlanacağını düşündüğüm Real beni yanıltmadı ve son dakikalarda Alvaro Morata’nın “Fenerbahçeli Lugano” tarzı kafa golüyle skoru zar zor 2-1’e getirmeyi başardı. Sahanın belli bölümlerinde TT Arena’daki Cluj maçı tablosuna yakın görüntüler yok değildi belki ama Levante defansında asıl sıkıntı, maçın sonlarına doğru rakibin 6 pastan boş ve markajsız pozisyonlarda bulduğu gol pozisyonlarının tehlikeye işaretiydi.
***
Geçen hafta Levante karşısında kendi evindeki müthiş atmosferde Muniain, Navas, Negredo ve Baba Diawara ile golü bulamayan Sevilla’da gol pozisyonlarını kaçıranlar kervanına bu hafta da Reyes eklendi. Bilbao karşısında kaçan goller, maçın sonucunu da ev sahibi lehine çevirdi. Susaeta günündeydi.
***
Ligde henüz istikrarı yakalayamayan ve hem futbol olarak, hem skor olarak inişli çıkışlı maçlar oynayan Espanyol takımında bu hafta ise Verdu ile Stuani’den de ses çıkmadı. Lig sonuncusu Osasuna, geçen hafta inanılmaz pozisyonlar harcayan Kike Sola’nın 1 gol attığı maç ile geçen haftayı affettirdi ve çok önemli bir nefeslenme ve moral puanı kazandı.
***
Geçen haftanın flaş takımı Valencia, önce A.Madrid’i ligde 2-0, ardından BATE Borisov’u Şampiyonlar Ligi’nde 4-2 yenerken golcü Soldado ve orta saha Feghouli tek kelimeyle mükemmeldi. Valladolid ise geçen haftaki kadrosunun önemli ismi Alman Patrick Ebert’ten yoksun çıktığı evindeki maçta geriye düşmesine rağmen, 1 puan almayı başardı. Ancak bir pozisyon var ki, çok ince olmakla birlikte Valencia’nın ofsayt gerekçesiyle iptal edilen golü önem arz ediyordu. Diğer yandan da Valencia’nın bu sezonki gözdelerinden Cissokho, hem ileri çıkıp gol atıyor, hem de kaleciyle karşı karşıya kalan rakibini düşürerek, penaltıya sebebiyet veriyor, ihraç ediliyor ve maçın 2 golüne de damga vuyuyordu.
***
Kırmızı kartların zararının önce kendi takımlarına, sonra kendilerine, nihayetinde de Celta maçında da benim tahminlerime dokunduğu bir haftayı geride bıraktık. Ne diyelim, “Bu maçları unuttuk, önümüzdeki maçlara bakacağız!”.
***
HAFTANIN KARMASI
(3-5-2)
Thibaut Courtois (A.Madrid)
--
Arribas (Osasuna)
Mikel Gonzalez (Sociedad)
Jon Aurtenetxe Borde (A.Bilbao)
--
Mikel Rico (Granada)
Alvaro Cejudo (Osasuna)
Asier Illarramendi (Sociedad)
Susaeta (A.Bilbao)
Arda Turan (A.Madrid)
---
Helder Postiga (Zaragoza)
Leo Baptistao (Vallecano)
***
HAFTANIN TAKIMI
Osasuna
Merhaba 3 puan! Artık tüm La Liga takipçilerinin ve de kendi taraftarlarının umudunu yitirmeye başladıkları bir zaman diliminde, Espanyol karşısında aldıkları 3 puan tek kelimeyle serum değerindeydi. İstikrarsız grafik çiziyor gibi gözüken ve ilk 7 hafta çok kötü giden, ama son 4 haftadır punları toplayan bir takıma karşı bu galibiyetin alınması da ayrıca altı çizilecek bir diğer önemli noktaydı.
***
HAFTANIN YILDIZI
Arda (A.Madrid)
Evet, Türk’üm ve de tercihimi küçük bir farkla bu özelliğimi devreye sokarak Arda’dan yana kullanıyorum. Bu haftaki nefis golü, orta alandaki etkisi, müthiş hücum pasları ve hırsı ile sahanın en iyisiydi. Bilgisayar dünyasındaki futbol oyunlarından SENSIBLE SOCCER’ı hatırlayan okuyucularımız çıkacaktır. İşte o çizgi gibi gidilen golleri hatırlattı bana!
***
HAFTANIN GOLÜ
Xavi (Barcelona)
Bir serbest vuruşta, karşınızdaki 4-5 oyuncudan oluşan baraj zıplamamış olsa ya da baraj bir şekilde bozulmuş olsa, diyeceğim ki bu gole barajın dağılması sebep oldu. Gelin görün ki, baraj bozulmuyor, hatta bir de gayet iyi sıçrıyorlar. 2 hafta önce aynı sahada Real Madrid’in 5 gollü galibiyetinden geride kalan ufak tefek örümcek ağlarını Xavi’nin temizleme sahnesi tek kelimeyle nefisti.
***
HAFTANIN KÖTÜSÜ
Espanyol Seyircisi
Pizzi ve Alfonso Alvarez’den sonra dikkat çeken en büyük hayal kırıklığı Espanyol seyircisi idi. Kendi takımlarının son 4 haftalık oyunundaki gelişmeyi ve topladığı puanları göz ardı edercesine Osasuna maçının bitmesine daha önemli sayılabilecek süre varken tribünleri çok büyük oranda boşaltmaları taraftar kavramına yakışmadı.