Levent Nazifoğlu: Hepimiz kirlenmiş vaziyetteyiz!

Galatasaray’ın eski yöneticilerinden Leven Nazifoğlu gündeme bomba gibi düşecek açıklamalarda bulundu. Bir daha yönetici olmak istemediğini söyleyen Nazifoğlu, ‘hepimizin banka hesapları kontrol edilsin’ ifadelerini kullandı.

Takımı satışa hazırlıyorlardı. Bir Azeri grubu var diyorlar. Şimdi Samsunspor ve Gaziantepspor’u görüyorsunuz. Bu borçlar hata ile değil yanlışla olur. Minareyi çalan kılıfını hazırlar. Bunu Türk futbolu için söylüyorum. Konuşanlar da tek tip insanlar oluyor ve kafasına vurarak susturuyorlar. Bir daha yönetici de olmak istemiyorum. Hepimiz kirlenmiş vaziyetteyiz. Hepimiz para götürmüş vaziyetteyiz. Ben buradan herkese çağrı yapıyorum; hepimizin banka hesapları kontrol edilsin.

7 milyon Euro'ya Çin’den teklif vardı ve biz de vermiyorduk. Podolski’ye bir maçtan sonra sevgi olmuştu ve hatta soyunma odasından terlikle gelmişti. Ben başkan olsam satardım. O dönem taraftar, takımı yönettiği için olmadı. Çin’de de lig başladı ve biz satamadık. Sonra da Japonya’dan teklif geldi. Pazarlıkla 8-9’a satabileceğimiz oyuncuyu 2 milyon civarına sattık. O zaman da 7 ay bir ödeme yapılmamıştı. Ben de çocukların ödemesi için satılmasına onay vermiştim.

Cavanda gündeme geldiğinde de ben karşı çıkmıştım. Hocanın dediklerini yapan bir yönetim de değildik. Benim imza töreninde de ‘Geçen sene kötü bir sezon geçirdi. Bu sene iyi olacak.’ demiştim. Cavanda’ya da kesinlikle karşı çıktım. Bonservis bedeli vermeden alalım dedim. ‘Trabzonspor çok zor durumda… Alalım başarısız olursa ben ödeyeceğim’ demişti. De Jong ve Sigthorsson için de aynı şeyleri demişti.

Mecidiyeköy’deki otel de tamamen onun kendi projesidir. Orayı bitirmiyor ki 5 milyon dolar vermek istemiyor. Ben genel kurula sesleniyorum; bunun hesabının sorulması lazım. Orada da elden kaçarsa; o zaman hallerine ağlasınlar. İbra edilmemesi lazım.

Eren Derdiyok’un sözleşmesi 2,5 yıl uzatılmıştı. O zamanın şartlarında 4 milyon euro tartışılırdı. Kontratı devam eden için santrfor için çok büyük para değil. Son haftalarda da görüyoruz.

Serdar Aziz’i de 4.5 milyon Euro’ya aldık ama Furkan, Sercan ve Bilal’den düşüş yaptık. 2 milyon 250 bin Euro’ya geldi. Muhasebeleştirmek için 4,5 milyon Euro oldu. Çok enteresan bir menajer sirkülasyonu var. Biz o transferi yapacakken, bir adam ortaya çıktı. Bunlar tezgah mıdır, ben bilmem.

Belhanda’nın da 1 yılı vardı sözleşme bitmesine. Benim dönemimde de taliptik. O zaman 5 milyon Euro civarına alabiliyorduk. Süresi azalırken nasıl 8-10 milyona geldi ben onu tabii ki bilemem. Bunu transferi yapacaklara sormak lazım.

Ben bunları divanda söylediğim için 1 yıl ceza aldım. Bugün gazeteleri görüyorum. Siz bunları bugün mü öğrendiniz? Şimdi adam düştü hepsi adama tekme atıyorlar. Bu sadece Galatasaray ve Dursun Bey için geçerli değil. Ali Koç gibi bir adamı Türk futboluna kazandırmak varken, haberleri görüyoruz.

Mustafa Cengiz’in başkan seçilmesi her şeye rağmen benim için de sürpriz oldu. İnancım yeniden tazelendi. İnsanlar tatile gitse bile tüymediklerini gösterdiler. Bu adamların basiretsiz oldukları belli. Ben buraya kimi koysam seçilirim dedi ve güzel de bir ders aldı.

Başkanın o işlere girmemesi lazım. İki kere girdi.. Orada taraftar grubu gibi bir reaksiyon da alınmaz. Taraftara eğer karışma izni verirseniz; canavarı da yaratıyorsunuz. Bu sadece Galatasaray için değil. Mersin’de de bağırıyor ve kendini güçlü hissediyorlar. Bu yöneticilikleri yapmak isteyenler de artık azalacak.

Kampanyalar camiaların safları sıklaştırması adına çok önemli ama maddi olarak çok değerli değil. Bu paralarla Galatasaray artık düzelmez ve devamlı başarı kazanmak gerekiyor. Borç sarmalına girdiler ve bütün takımlar sıkıntıya adaylar.

Fatih Terim de bir yere kadar bu işi tutabilir. Daha önce Türk oyuncu sayısı fazlaydı. Afrika kökenli oyuncular parayı almayınca da suratını asarlar. Şimdi Galatasaray’ın her ay 7-8 milyon Euro para vermesi lazım. Sizce Ünal Bey ile Dursun Bey’in bunları bilmeme ihtimali var mı?